Size nasıl yardımcı olabiliriz?
Köşe Yazıları
img

Ekrem Öncü

Yeminli Mali Müşavir

Gazeteport/Thelira 18.03.2013 Tarihli "Sahte fatura düzenleyenlerle ilgili yapılan düzenleme neler getirmektedir?" Başlıklı Ekrem Öncü Köşe Yazısı

  • 18 Mart 2013

Ekrem öncü
Ekrem Öncü
 
 
 
 

Sahte fatura düzenleyenlerle ilgili yapılan düzenleme neler getirmektedir?


Değerli okurlarımız Torba Kanun ile Vergi Usul Kanununa (VUK) 153'üncü maddeden sonra gelmek üzere 153/A maddesi eklenmektedir. Maddenin başlığı 'Teminat uygulaması' olup, sahte fatura düzenleyenlerin tekrardan mükellefiyet tesis ettirmek istemeleri halinde ya da sahte fatura düzenlediklerinin kesinleşmesi halinde teminat isteme şartlarının neler olacağı düzenlenmekte ve meslek mensuplarının sahte fatura düzenlemeye iştirak etmeleri halinde sorumluluklarının nasıl olacağı düzenlenmektedir.
 

Bu yazımızın konusunu sahte fatura düzenleyenlere yönelik getirilen düzenlemeler oluşturacaktır. önümüzdeki yazımızda ise, sahte fatura düzenlenmesine meslek mensuplarının iştirak ettiğinin tespit edilmesi durumunda meslek mensuplarının sorumluluklarının neler olacağı ele alınacaktır.
 

Sahte fatura düzenlediği tespit edilenlerin tekrardan mükellefiyet tesis ettirmek istemelerine yönelik getirilen düzenlemeler
 

Sahte fatura düzenleme olayı VUK 359'uncu madde uyarınca suç sayılmış ve sahte fatura düzenleyenlerin 3 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacakları düzenlenmiştir. Bu düzenleme yeterince caydırıcı olmamıştır. Gerçekten de, sahte fatura düzenleyenlerin mükellefiyetleri vergi dairelerince re'sen terk ettirilmekte ancak yeni şirketler kurularak yola devam edilmektedir. İşte VUK'a 153/A maddesi olarak eklenen düzenlemenin birinci fıkrası ile başkaca ticari, zırai ve mesleki faaliyeti olmadığı halde münhasıran sahte belge düzenlemek amacıyla mükellefiyet tesis ettirildiğinin vergi incelemesine yetkili olanlarca düzenlenen rapor ile tespit edilmesi halinde mükellefiyet kaydı terkin edilmekte olup, mükellefiyeti vergi dairesince terkin edilen,;
 
- serbest meslek erbabı,
- şahıs işletmelerinde işletme sahibi,
- adi ortaklıkta ortaklardan her biri,
- ticaret şirketlerinde; şirketin kanuni temsilcileri, yönetim kurulu üyeleri, şirket sermayesinin asgari %10'una sahip olan gerçek veya tüzel kişilerin ya da bunların asgari %10 ortağı olduğu veya yönetimde bulundukları teşebbüslerin,
- tüzel kişiliği olmayan teşekküllerde bunları idare edenlerin veya,
- düzenlenen raporda fiilllerin işlenmesinde bilfiil bulundukları tespit edilenlerin
 

işe başlama başlama bildiriminin alınması halinde, bunlar adına mükellefiyet tespit edilebilmesi için işe başlama bildiriminde bulunanların ve mükellefiyeti terkin edilenlerin tüm vergi borçlarının ödenmiş ve 6183 sayılı Kanunun 10'uncumaddesinin birinci fıkrasının 1 (para), 2 (bankalar veya özel finans kurumlarınca verilen süresiz teminat mektupları) ve 3 (hazine Müsteşarlığınca çıkarılmış Devlet iç borçlanma senetleri veya bu senetler yerine düzenlenen belgeler) sayılı bentlerinde sayılan nev'iden 50.000 Türk Lirasından ve düzenlenmiş olan sahte belgelerde yer alan toplam tutarın yüzde onundan az olmamak üzere teminat verilmiş olması şarttır.
 

Bu düzenlemedeki önemli husus başkaca başkaca ticari, zırai ve mesleki faaliyet bulunmayıp, sadece sahte belge düzenlemek amacıyla mükellefiyet tesis ettirilmiş olmasıdır. Bu şu anlama gelmektedir; sahte fatura düzenleyen ancak gerçekten ticari zırai ve mesleki faaliyeti bulunanlar bu madde düzenlemeleri kapsamına girmeyecektir.
 

Sahte belge düzenleyenlerden alınan teminatlar, teminatın alınmasını takip eden takvim yılının başından itibaren üç yıl içinde, sahte veya muhteviyetı itibariyle yanıltıcı belge kullanılması hali hariç 359'uncu maddede sayılan fiillerden herhangi birinin işlenmediğinin tespit edilmesi halinde; alınmış olan teminat başkaca vergi borcu bulunmaması kaydıyla mükellefe iade edilecektir. Ancak, söz konusu fiillerişlenmiş olur ise, mükellefiyet VUK 160/3 fıkrasına göre terkin edilecek, terkin tarihi itibariyle ödenmemiş vergi borçları ile işlenmiş olan fiillerden doğan vergi borcu alınan teminattan mahsup edilecek ve artan tutar mükellefe iade edilecektir.
 

Sahte fatura düzenleyenler hakkındaki tespitlerin (sahte fatura düzenlediğinin) kesinleşmesi haline yönelik getirilen düzenlemeler
 

Diğer bir teminat isteme durumu ise, yukarıdaki durumda olmayanlar (yani sahte fatura düzenleyen ancak işe başlama bildiriminde bulunmayanlar) için yapılan düzenlemedir. Bu düzenleme VUK'a eklenen 153/A maddesinin dördüncü fıkrasında yer almakta olup, buna göre, sahte fatura düzenleyip tekrardan işe başlama bildiriminde bulunmayanların sahte fatura düzenlediğinin KESİNLEŞMESİ HALİNDE (kesinleşmeden kasıt, alt derece mahkemenin vereceği karar olmayıp üst derece mahkemenin vereceği karar anlaşılmalıdır), keyfiyetin vergi dairesinin ıttılaına girdiği tarihten itibaren bir ay içinde 6183 sayılı kanunun 10'uncu maddesinin birinci fıkrasının (1), (2) ve (3) numaralı bentlerinde sayılan nev'iden 50.000.-Türk Lirasından ve düzenlenmiş olan sahte belgelerde yer alan toplam tutarın yüzde onundan az olmamak üzere yazıyla otuz gün içinde teminat göstermesi istenecektir.
 

Teminat verilmeyecek olursa sürenin son günü vade tarihi olarak kabul edilecek ve mükellef adına teminat alacağı tahakkuk ettirilecektir. Bu teminat alacağı gecikme zammı ile birlikte 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre zorla tahsil edilecektir.
 

Yukarıdaki durumda, teminat alınmasını takip eden takvim yılının başından itibaren beş yıl içinde sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge kullanılması hariç 359'uncu maddede sayılan sayılan fiillerden herhangi birinin işlendiğinin tespit edilmemesi halinde alınmış olan teminat başkaca vergi borcu bulunmaması kaydıyla mükellefe iade edilecektir.
 

Ancak, söz konusu fiillerin işlendiğinin tespit edilmesi halinde; vergi borçları ile işlenen fiilden doğan vergi borçları teminattan mahsup edilir, ayrıca mükelleften tekrardan yukarıda ele alındığı gibi teminat istenir. Teminat verilmeyecek olur ise, sürenin son günü vade tarihi olarak kabul edilecek ve mükellef adına teminat alacağı tahakkuk ettirilecektir. Bu teminat alacağı gecikme zammı ile birlikte 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre zorla tahsil edilecektir.
 

359'uncu madde uyarınca fiilleri işledikleri ya da fiillere iştirak ettikleri kesinleşenler ile tekrardan mükellefiyet tesis ettirenler fiilin işlendiği tarihten itibaren beş yıl süreyle hiçbir surette vergi teşvik ve desteklerinden yararlanamayacaklardır.
 

Sahte fatura düzenleyenlerle ilgili vergi dairesince yapılacak işlemler
 

öncelikle belirtelim ki, inceleme elemanının raporunda sahte fatura düzenleme olayını tespit etmesi üzerine vergi dairesi VUK 160/3 fıkrası uyarınca terkin işlemini gerçekleştirmektedir. Burada mahkeme aşaması yani sahte fatura düzenleme fiilinin gerçekleştiğinin kesinleşmesi beklenmemektedir. Bu anlaşılabilir ve yerinde bir düzenlemedir. çünkü, işi sadece sahte fatura düzenlemesi olanlar mükellefiyet terkin edilmeyecek olursa sahte fatura düzenlemeye devam edeceklerdir.
 

Değerlendirme
 

Bu noktada önemle vurgulanması gereken husus kanaatimce düzenleyen bu işi para kazanmak için yapıyor ancak kullanan ise vergi kaçırmak için sahte fatura kullanıyor. Olayın tek tarafı değil, iki tarafı vardır. Diyelimki, bir şirket sahte fatura düzenleme işi yapıyor ve bir yılda KDV hariç 5.000.000.-TL sahte fatura düzenlemiş olsun.
 

Bu işten sahte faturayı düzenleyenlerin %10 kazanç elde ettiğini varsayarsak 500.000.-TL, %5 kazanç elde ettiğini varsayarsak 250.000.-TL gibi bir kazaç elde edeceklerdir. Ancak, bu sahte belgeleri kullanan veya kullananlar (kurumlar vergisi mükellefi olmaları varsayımıyla) (5.000.000.x%18=) 900.000.-TL KDV ve (5.000.000.x%20=)1.000.000.-TL Kurumlar Vergisinden kaçınmış olacaklardır. %5 komisyon ödenmesi halinde sahte faturaları kullanan ya da kullananların elde ettiği kazanç ((900.000.+1.000.000)-250.000=) 1.650.000.-TL ve %10 komisyon ödenmesi halinde ise, 1.400.000.-TL olacaktır.
 

Görüldüğü üzere sahte fatura olayında iki taraf bulunmaktadır ve kullanan tarafın elde ettiği kazanç çok daha yüksek olmaktadır. Sahte fatura düzenleme fiili ciddi bir suçtur ve sahte belgeleri kullananlar devletten vergi kaçırarak kendi lehlerine haksız rekabet yaratmaktadır. Hem devletin vergi kaybı doğmakta hem de sahte belge kullanmayan düzgün mükellefler alehine haksız rekabet oluşmaktadır.
 
 
 
 
 
 

Bu yazıyı paylaş: