Size nasıl yardımcı olabiliriz?
Köşe Yazıları
img

Ekrem Öncü

Yeminli Mali Müşavir

Gazeteport/Thelira 15.05.2012 Tarihli "Yeni TTK'da Risklerin Erken Teşhisi ve Yönetimi Komitesi" Başlıklı Ekrem Öncü Köşe Yazısı

  • 15 Mayıs 2012

Ekrem öncü
Ekrem Öncü
 
 
 

Yeni TTK'da risklerin erken teşhisi ve yönetimi komitesi

Yeni TTK'nın getirdiği düzenlemelerden bir tanesi de riskin erken saptanması ve yönetimi hususudur. Riskin erken saptanması ve yönetimine ilişkin düzenlemeye 378'inci maddede, denetimi konusuna ise 398'inci maddede yer verilmiştir.


Risk, kavram olarak çok değişik şekillerde tanımlanabilecektir. Ancak risk yönetimi ile amaçlanan, kurumun varlığının kesintisiz devam etmesi, sürprizlerin minimuma indirilmesi, kayıpların maliyetlerinin düşürülmesi sağlanarak şirket karının artırılması, istikrarlı gelir hedefine ulaşılması, sürdürülebilir büyümenin sağlanması, sosyal sorumluluk yani çalışanlar, müşteriler, tedarikçiler ve diğer menfaat gruplarına gelebilecek zararların en aza indirilmesi, yasal düzenlemelere uyum sağlanması gibi olumsuzlukların önüne geçilmek istenmesidir. Risk yönetimi, kurumsal risk yönetimi kavramları oldukça geniş kavramlar olup, yazımızın esas konusu Yeni TTK'da bu kavramlara ilişkin olarak yapılan düzenlemelerdir.


378'inci madde hükmü pay senetleri borsada işlem gören şirketler ile diğer şirketleri birbirinden ayırmıştır. Payları borsada işlem gören şirketlere uzman bir komite kurma zorunluluğu getirilirken, diğer şirketlerde denetçinin böyle bir komite kurulması gerekliliğini yönetim kuruluna bildirmesi üzerine yönetim kurulunca derhal komite kurulacaktır.


Pay senetleri borsada işlem gören şirketlerin yönetim kurulları, şirketin varlığını, gelişmesini ve devamını tehlikeye düşüren sebeplerin erken teşhisi, bunun için gerekli önlemler ve çarelerin uygulanması ve riskin yönetilmesi amacıyla, uzman bir komite kurarak sistemi çalıştırmak ve geliştirmekle yükümlü olacaktır. Görüleceği üzere kanun koyucu riskin erken saptanması ve yönetimine önem vererek bu konuda yönetim kurullarını yetkili kılmıştır.


378'inci madde hükmü, aslında hisse senetleri borsada işlem gören şirketlerde kurumsal yönetim ilkelerinin TTK kapsamına alınmasıdır. Riskin erken teşhisi ve yönetimi komitesi, tüm anonim ve limited şirketler için öngörülmüş bulunan finans denetimi (Md. 375/c) ve denetim komitesi yanında bir diğer iç kontrol sistemidir.


Bu komitenin denetim komitesinden farkının ne olduğu sorulabilir? Denetim komitesi yönetimi gözetlerken, bu komite sadece risklere odaklanacaktır. Yine denetim geçmişe yönelik bir inceleme iken, risk yönetimi gelecekle ilgilidir. Denetimin yönetimi söz konusu değilken, risk yönetilebilir ve yönetilmelidir. Kanunun gerekçesinde de belirtildiği üzere, amaç, yönetimi, yönetim kurulunu ve genel kurulu devamlı uyanıklık altında tutmak, gereğinde organlarca derhal etkili önlemlerin alınmasını sağlamaktır. Bu sebeple de komite sorumluluk sisteminin merkezinde yer alacaktır.


Yeni TTK erken uyarı sistemine özel bir önem verdiğinden, bu konuda denetçileri de özel olarak görevlendirmiştir. 378'inci madde uyarınca pay senetleri borsada işlem görmeyen şirketlerde denetçinin gerekli görmesi halinde yönetim kurulunca derhal bir komite oluşturulacaktır. 398'inci maddenin dördüncü fıkrasına göre de, denetçi 378'inci madde hükmüne göre böyle bir komitenin kurulup kurulmadığını, böyle bir sistem varsa bunun yapısı ile komitenin uygulamalarını açıklayan ayrı bir rapor düzenleyerek, denetim raporuyla birlikte, yönetim kuruluna sunacaktır. 402'nci maddenin 6 numaralı fıkrası ile de, 398'inci maddenin dördüncü fıkrası uyarınca bir değerlendirme yapılması durumunda ayrı bir rapor düzenleneceği belirtilmiştir.


Riskin erken teşhisi komitesinin yapısı nasıl olacaktır? Bu soru cevabını 378'inci madde gerekçesinde bulmaktadır. Buna göre, bu komite, bazı yönetim kurulu üyelerinin görevlendirilmeleri suretiyle kurulabileceği gibi, tamamen üçüncü kişilerden de oluşabilecektir.


Bu komite raporlarını nereye ve ne sıklıkta verecektir? Buna ilişkin düzenlemeye 378'inci maddenin ikinci fıkrasında yer verilmiştir. Buna göre komite, yönetim kuruluna her iki ayda bir vereceği raporda durumu değerlendirecek, varsa tehlikelere işaret edecek, çözüm yollarını gösterecektir. Bu rapor yönetim kurulunca denetçiye de gönderilecektir.


Kanun koyucu aslında tehlikelerin erken teşhisi komitesine aynı zamanda bir iç denetim komitesinin görevlerini de yüklemektedir. Bu nedenle de, halka açık şirketlerde bu komitenin bir tarafsız yönetim kurulunun başkanlığında çalışmasının doğru olacağı kanunun gerekçesinde de belirtilmiştir.


Yeni TTK 398'inci maddenin son fıkrası ile de, denetçinin, yönetim kurulunun şirketi tehdit eden veya edebilecek nitelikteki riskleri zamanında teşhis edebilmek ve risk yönetimini gerçekleştirebilmek için 378'inci maddede öngörülen sistemi ve yetkili komiteyi kurup kurmadığını, böyle bir sistem varsa bunun yapısı ile komitenin uygulamalarını açıklayan, ayrı bir rapor düzenleyerek, denetim raporuyla birlikte, yönetim kuruluna sunacağı hususu düzenlenmiştir.


378'inci madde hükmü, pay senetleri borsada işlem gören şirketler ile diğer şirketleri birbirinden ayırmış olup, payları borsada işlem gören şirketlere uzman bir komite kurma zorunluluğu getirilirken, diğer şirketlerde denetçinin böyle bir komite kurulması gerekliliğini yönetim kuruluna bildirmesi üzerine yönetim kurulunca derhal komite kurulacağı düzenlenmiştir. Ancak, kanaatimizce payları borsada işlem görmeyen şirketler açısından da bir ayrım yapılması ve küçük ölçekli limited şirketler açısından risklerin erken teşhisi komitesi kurulması durumunun ortadan kaldırılması yerinde olacaktır.

 

Bu yazıyı paylaş: