Size nasıl yardımcı olabiliriz?
Köşe Yazıları
img

Ekrem Öncü

Yeminli Mali Müşavir

Gazeteport/Thelira 12.02.2014 Tarihli "Anonim şirketlerde denetim bilmecesi!" Başlıklı Ekrem Öncü Köşe Yazısı

  • 12 Şubat 2014

Ekrem öncü    
Ekrem Öncü
 
 
 
 

Anonim şirketlerde denetim bilmecesi!

Değerli okurlarımız bilindiği üzere 6102 sayılı Kanunla öncelikle tüm sermaye şirketleri bağımsız denetime tabi tutulmuş ve gelen tepkiler üzerine bundan vazgeçilerek 6335 sayılı Kanunla denetime tabi olacak firmaları belirleme yetkisi Bakanlar Kuruluna verilmişti. Böylece de Eski TTK uyarınca en azından murakıplar tarafından denetlenen anonim şirketlerin çok büyük çoğunluğu (100.000 anonim şirket olduğu kabul edilirse bunların yaklaşık 97.500'ü) tamamen denetim dışı kalmıştı.

 

Bu konu tarafımızca 6335 sayılı Kanunun yayımlandığı gün bu köşede dile getirilmişti. Denetimde bu boşluğu gören Gümrük ve Ticaret Bakanlığı anonim şirketlerin tamamen denetim dışı kalması sonucu bir çalışma yapmış ve 11.05.2013 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 6455 sayılı Kanunun 80'inci maddesi ile 6102 sayılı TTK'nın 397'nci maddesine aşağıdaki 5 numaralı fıkra eklenmişti. 
 

'MADDE 80 – 6102 sayılı Kanunun 397 nci maddesine aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.
 

'(5) Dördüncü fıkra kapsamı dışında kalan anonim şirketler ile 4572 sayılı Kanun kapsamındaki kooperatifler ve bunların bağımsız denetime tabi olmayan üst kuruluşları bu fıkra hükümlerine göre denetlenir. Denetime ilişkin usul ve esaslar ile bu fıkra uyarınca denetim yapacak denetçilerin niteliklerine, uyacakları etik ilkelere, görev ve yetkilerine, seçilmelerine, görevden alınmalarına veya ayrılmalarına; denetimin ve denetim raporlarının içeriğine ve raporun genel kurula sunulmasına ilişkin hususlar Gümrük ve Ticaret Bakanlığınca hazırlanan ve Bakanlar Kurulunca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir. Kanunun denetçinin sorumluluğuna ilişkin hükümleri, bu fıkra uyarınca denetim yapacak denetçilere de kıyasen uygulanır.'
 

Söz konusu düzenlemenin 'Denetime ilişkin usul ve esaslar ile bu fıkra uyarınca denetim yapacak denetçilerin niteliklerine, uyacakları etik ilkelere, görev ve yetkilerine, seçilmelerine, görevden alınmalarına veya ayrılmalarına; denetimin ve denetim raporlarının içeriğine ve raporun genel kurula sunulmasına ilişkin hususlar Gümrük ve Ticaret Bakanlığınca hazırlanan ve Bakanlar Kurulunca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir' cümlesi Anayasa Mahkemesine götürülmüştü.
 

Anayasa Mahkemesi de 29 Ocak 2014 çarşamba Günü Saat 09.30'da Yapılan Mahkeme Toplantısında konuyu görüşmüş ve bu cümlenin Anayasaya aykırı olmadığını karara bağlamıştır. Böylece Anayasa Mahkemesi anonim şirketlerin denetimine ilişkin olarak gümrük ve ticaret bakanlığı ile bakanlar kurulunun ortaklaşa yönetmelik çıkarma yetkisinin iptal istemini reddetmiştir.
 

Ancak Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ile Bakanlar Kurulunun anonim şirketlerin denetimine yönelik olarak ortak çıkaracakları yönetmelik taslağı yayımlanmış olmasına rağmen yönetmelik hala çıkarılamamıştır. Halbu ki, bu yönetmelik taslağına göre, anonim şirketlerin 2013 dönemleri de denetime tabi olacaktır. Şubat ayının ortasına gelmiş durumdayız ve Mart sonuna kadar genel kurullar yapılacaktır. Ama hala 2013 dönemi denetçileri seçilmemiştir.
 

Bu nedenle yönetmelik çıkarılacak ise acilen çıkarılmalıdır. Yönetmelik çıkarılacak ise dememizin önemli bir nedeni bulunmaktadır. Bağımsız denetim dışı kalan anonim şirketlerin denetimi konusunda kanaatimce ciddi sıkıntılar bulunmaktadır. Bunun nedeni ise bağımsız denetim dışı kalacak olan anonim şirketlerin denetçilerinin aynen bağımsız denetçiler gibi sorumlu olacak olmalarıdır. Bu halde denetim usulleri de bağımsız denetimde olduğu gibi olacaktır.
 

Burada akıllara doğal olarak madem sorumlulukları bağımsız denetçiyle eşdeğer ve denetim usulleri de benzer olacak ise neden bu şirketler bağımsız denetime tabi tutulmamıştır? Bağımsız denetim ile anonim şirketler için getirilen denetimin farkı ne olacaktır? 
 

İşte bu noktada kanaatimce anonim şirketler için getirilen denetim konusunda kafalar karışıktır ve yönetmeliğin gecikme nedeni de budur. Acaba bu şirketleri bağımsız denetime tabi tutsak daha mı mantıklı olurdu sorusu sanırım kafaları kurcalamaktadır.
 

Nitekim sayın Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati YAZICI konuya ilişkin olarak yaptığı en son açıklamasında, 'TTK ile bağımsız denetime çok önem verilmişti. önce tüm şirketleri kapsıyordu, sonra kapsam daraltıldı. Tekrar kapsam genişletilecek mi?' şeklindeki soruya aşağıdaki cevabı vermiştir.
 

'2012'de Kamu Gözetimi Muhasebe Standartları Kurulu oluşturuldu. Şirketlerin bağımsız denetimine ilişkin standartları belirleme görevi bu kurula verilmiş. Yaptığımız değişiklikte konuyu enine boyuna tartıştık, iki görüş vardı. Bir tanesi 'bağımsız denetimi kaldıralım' diyordu, diğeri de 'olduğu gibi devam etsin' diyordu. Bizde ikisinin de doğru olmadığı kanaati hasıl oldu. Bağımsız denetimin getireceği mali yükleri de dikkate alarak bu alanın zaman içinde bütün şirketleri de kapsayacak şekilde olmasının daha doğru olduğu kanaatine vardık.  Hangi ölçekte ve hangi nitelikleri taşıyan şirketin bağımsız denetime tabi olacağına ilişkin belirleme yetkisini Bakanlar Kurulu'na yetki veren düzenleme getirdik. Bakanlar Kurulu da aktif sermaye miktarları, bilanço büyüklükleri, istihdam ettikleri eleman gibi faktörleri dikkate alarak bir kararname yayınlandı. Bu kararnameye göre 2 bin 500 dolayında şirketin kapsamda olduğu ortaya çıktı. TTK ile birlikte şirketler bağımsız denetçiler tarafından denetleneceği için şirketlerin denetim organları kaldırılmıştı. Şirketlerde denetim organları şeklen vardı, genelde işlevi yoktu. Genel kurullarda, matbu rapor sunar ve ibraz edilirdi. Şimdi TTK'da yaptığımız bir madde düzenlemesiyle, 2 bin 500 büyük ölçekli şirket dışındaki şirketlerin denetlenmesi sorunuyla ilgili alanı Gümrük ve Ticaret Bakanlığı belirleyecek. Buna ilişkin Bakanlar Kurulu Kararı taslağı hazırladık, gönderdik. Bir iki noktada farklı görüşler vardı ve müzakere edildi.
 

Yeni dönemde, KGK'nın denetlediği alan genişledikçe bizim alanımız kademeli olarak daralacak. 2 bin 500 şirketin dışında kalan tüm şirketleri bağımsız denetime hazırlayacağız. 2 bin 500 dışındaki şirketlerin denetlenmesiyle ilgili çıkacak kararların çok küçük ölçeklilere yük getirecekse kapsam dışı bırakılır veya başka bir yöntem uygulanabilir. Maliye'nin kontrolü farklıdır, genel kurulun nasıl yapıldığı, belgelerin nasıl tutulduğu, yükümlülüklerin yerine getirilip getirilmediği hususlarını yapmaz. Yani mükerrer değil farklı bir denetim yapıyoruz.'
 

Sonuç olarak, 2013 denetimi için geç kalınmıştır. Şirketlerin denetimi konusunda kafalarda soru işaretleri bulunmaktadır. Kanaatimce bağımsız denetimden kaçış yok ve er ya da geç küçük çaplı şirketler dışındaki şirketler bağımsız denetime tabi tutulmalıdır.
 
 
 
 
 

Bu yazıyı paylaş: