Size nasıl yardımcı olabiliriz?
Köşe Yazıları
img

Ekrem Öncü

Yeminli Mali Müşavir

Gazeteport/Thelira 08.08.2012 Tarihli "Yeni TTK Ve Borçlar Kanunu İle Birlikte Ticari İşlerde Faiz Uygulaması Nasıl Olacaktır?" Başlıklı Ekrem Öncü Köşe Yazısı

  • 8 Ağustos 2012

Ekrem öncü
Ekrem Öncü
 
 
 

Yeni TTK ve borçlar kanunu ile birlikte ticari işlerde faiz uygulaması nasıl olacaktır?


Değerli okurlarımız, bir önceki yazımda ticari işlemlerde vade ve faiz konusunu ele almış ve sonraki yazımda ise ticari işlerde faiz konusunu ele alacağımı belirtmiştim. Gerçekten de Yeni TTK ile faiz konusunda oldukça önemli yeni düzenlemeler getirilmiştir. Vurgulayalım ki, Yeni TTK ile getirilen düzenlemeler doğal olarak ticari işleri esas almaktadır. Ticari olmayan adi işler için TTK hükümleri geçerli olmayacaktır.
 

Ticari işlerde faiz konusu Yeni TTK'nın 8'inci maddesinde düzenlenmiştir. Ticari işlerde faizin serbestçe belirlenebilmesi düşüncesi esas olmakla birlikte, bileşik faiz uygulamasının kapsamı daraltılmıştır. üç aydan aşağı olmamak üzere, faizin anaparaya eklenerek birlikte faiz yürütülmesi (bileşik faiz) şartı, yalnız cari hesaplarla her iki taraf bakımından da ticari iş niteliğinde olan ödünç sözleşmelerinde geçerli hale getirilmiştir.
 

Eski TTK'da bileşik faiz uygulanması için borçlu bakımından ticari iş olması yeterli iken, Yeni TTK ile her iki taraf bakımından da ticari iş olma şartı getirilmiştir. Eski TTK uyarınca bir tacire tacir olmayan bir vatandaşın para vermesi durumunda bileşik faiz uygulanabiliyorken, Yeni TTK ile bu mümkün olmayacaktır. Her iki taraf da tacir olmak zorundadır. Tacir olmayanlar arasındaki sözleşmelerde buradaki düzenlemeler uygulanmayacaktır.
 

Faize ilişkin getirilen bir diğer yenilik ise, Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun hükümlerinin saklı olduğu düzenlemesidir. Böylelikle, tüketiciler lehine hareket edilerek söz konusu Kanunda tüketici lehine yapılan düzenlemelerin dikkate alınması gerektiği Yeni TTK'da belirtilmiştir.
 

Yeni TTK'nın 9'uncu maddesi ile de, ticari işlerde; kanuni, anapara ile temerrüt faizi hakkında, ilgili mevzuat hükümlerinin uygulanacağı düzenlenmiştir. Kanunda, ilgili mevzuat hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiş, ancak hangi mevzuat hükümleri olacağı açıkça vurgulanmamıştır. Kanunun gerekçesinde bunun nedeni olarak, kanunlar sık sık değiştiği için değişiklikler sonrası burada yapılan düzenlemenin anlam ifade etmeyecek duruma gelmesinin önlenmek istenmesi gösterilmiştir. Kanunda atıfta bulunulan kanunların başında 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun gelmektedir. Ayrıca, 6098 sayılı Borçlar Kanunu'nun faize ilişkin düzenlemeleri de dikkate alınacaktır. Yine, Yeni TTK'nın 1530'uncu maddesi düzenlemeleri göz önünde bulundurulacaktır.
 

Yeni TTK'nın 9'uncu maddesi ile dolaylı olarak 3095 ve 6098 sayılı Kanunlara atıfta bulunularak, söz konusu Kanunlardaki düzenlemelerin ticari işlerde de dikkate alınacağı vurgulanmıştır. Adi işlerdeki faiz oranı 3095 sayılı Kanunun birinci maddesinde tespit edilmiştir. Buna göre, Borçlar Kanunu ve Türk Ticaret Kanununa göre faiz ödenmesi gereken hallerde, miktarı sözleşme ile tespit edilmemişse bu ödeme yıllık yüzde oniki oranı üzerinden yapılır. Bakanlar Kurulu, bu oranı aylık olarak belirlemeye, yüzde onuna kadar indirmeye veya bir katına kadar artırmaya yetkilidir. Kanuni faiz oranını 19/12/2005 tarihli ve 2005/9831 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile, 1/1/2006 tarihinden geçerli olmak üzere yıllık % 12'den % 9'a indirilmiştir.
 

6098 sayılı Borçlar Kanununun 88'inci maddesine göre ise, faiz ödeme borcunda uygulanacak yıllık faiz oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat (3095 sayılı Kanun) hükümlerine göre belirlenecektir ve sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık faiz oranı, belirlenen yıllık faiz oranının yüzde elli fazlasını aşamayacaktır.
 

3095 sayılı Kanunun 2'nci maddesine göre de, temerrüde düşen borçlu, sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça, geçmiş günler için 1'inci maddede belirlenen orana göre temerrüt faizi ödemeye mecburdur. Ancak, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının önceki yılın 31 Aralık günü kısa vadeli avanslar için uyguladığı faiz oranı, yukarıda açıklanan miktardan fazla ise, arada sözleşme olmasa bile ticari işlerde temerrüt faizi bu oran üzerinden istenebilir. Söz konusu avans faiz oranı, 30 Haziran günü önceki yılın 31 Aralık günü uygulanan avans faiz oranından beş puan veya daha çok farklı ise yılın ikinci yarısında bu oran geçerli olur.
 

Temerrüt faizi miktarının sözleşmede kararlaştırılmamış olduğu hallerde, akdi faiz miktarı yukarıdaki fıkralarda öngörülen miktarın üstünde ise, temerrüt faizi, akdi faiz miktarından az olamayacaktır.
 

Yeni TTK'nın 1530/7 düzenlemesinde de, geç ödemelere ilişkin temerrüt faiz oranının sözleşmede öngörülmediği veya ilgili hükümlerin geçersiz olduğu hâllerde uygulanacak faiz oranının ve alacağın tahsili masrafları için talep edilebilecek asgari gider tutarının Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasınca her yıl ocak ayında ilan edileceği ve faiz oranının, 3095 sayılı Kanunda öngörülen ticari işlere uygulanacak gecikme faizi oranından en az yüzde sekiz fazla olacağı belirtilmiştir.
 

6098 sayılı Borçlar Kanununun 120'nci maddesine göre de, uygulanacak yıllık temerrüt faizi oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat (6095 sayılı Kanun) hükümlerine göre belirlenir. Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık temerrüt faizi oranı, Kanunda belirlenen yıllık faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamayacaktır. Akdî faiz oranı kararlaştırılmakla birlikte sözleşmede temerrüt faizi kararlaştırılmamışsa ve yıllık akdî faiz oranı da birinci fıkrada belirtilen faiz oranından fazla ise, temerrüt faizi oranı hakkında akdî faiz oranı geçerli olacaktır.
 

Yeni TTK, 6095 sayılı Kanun ve 6098 sayılı Borçlar Kanununda faiz ve temerrüt faizine yönelik yapılan düzenlemeler birbiriyle paralellik arz etmektedir. Yeni TTK ile birlikte artık ticari işlerde faizin serbestçe belirlenebilmesi düşüncesi esas olmakla birlikte, bileşik faiz uygulamasının kapsamı daraltılmış olmaktadır. Bileşik faiz, yalnız cari hesaplarla her iki taraf bakımından da ticari iş niteliğinde olan ödünç sözleşmelerinde geçerli hale getirilmiştir. Halbuki, Eski TTK'da bileşik faiz uygulanabilmesi için işin borçlu bakımından ticari iş olması yeterli idi. Bundan böyle, 1 Temmuz 2012'den itibaren her iki taraf bakımından da ticari iş olmayan işlerde bileşik faiz uygulanamayacaktır.

 

Bu yazıyı paylaş: