Muhasebetr 16.05.2012 Tarihli "Mükellefin Meslek Mensubu İle Arasındaki Sözleşmeyi Feshetmesine Rağmen Defterlerinin Teslim Edilmemesi Halinde Yapılacak İşlemler" Başlıklı Ekrem Öncü Yazısı
- 16 Mayıs 2012
YAZARLARIMIZ |
Ekrem Yeminli Mali Müşavir Mükellefin Meslek Mensubu İle Arasındaki Sözleşmeyi Feshetmesine Rağmen Defterlerinin Teslim Edilmemesi Halinde Yapılacak İşlemler Tarih: 16/05/2012 Değerli okurlar bu günkü yazımızın konusunu mükelleflerle meslek mensupları arasında yaşanabilecek olan, fakat meslek etiği bakımından aslında yaşanmaması gereken bir konu oluşturmaktadır. Borçlar Kanunu'nun 11'inci maddesine göre, kanunda açıkça şekil şartı belirtilmeyen hallerde akitlerde şekil serbestisi esastır. HMK m 200'e göre de belirli bir meblağı (2. 3 Ocak 1990 tarih ve 20391 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan SM, SMMM ve YMM çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin 24'üncü maddesine göre, taraflar, mesleki konularda yapılacak işlemler için sözleşme yapabileceklerdir. Defter tutmada, süreklilik arz eden müşavirlik Yönetmeliğin 25'inci maddede de sözleşmede bulunması gereken asgari bilgiler düzenlenmiştir. 26'ncı maddede ise sözleşmenin feshi düzenlenmiştir. Bu maddede; 'taraflar
340 numaralı Vergi Usul Kanunu (VUK) Genel Tebliği düzenlemesine göre de, meslek mensupları, mükelleflerle aralarında düzenlemiş oldukları hizmet sözleşmeleri gereğince elektronik ortamda beyanname ve bildirimleri gönderebileceklerdir. Münferit olarak talepte bulunan mükelleflerin beyannamelerinin gönderilmesine de aracılık edebileceklerdir. VUK 257'nci maddesi uyarınca, meslek mensubu ile mükellef veya vergi sorumlusu arasında buna ilişkin özet bir sözleşme düzenlenmesi gerekecektir. Kağıt ortamında düzenlenip verilen beyannameler ile elektronik ortamda düzenlenip gönderilen beyannamelerin hukiki sonuçları itibariyle hiçbir farkı bulunmayacaktır. 386 numaralı VUK Genel Tebliğinde de, elektronik beyanname gönderme aracılık yetkisi verilmiş SM, SMMM ve YMM'ler, mükelleflerle aralarında düzenlemiş oldukları hizmet sözleşmeleri gereğince, mükelleflerin beyannamelerinde yer alan bilgilerin defter kayıtlarına ve bu kayıtların dayanağını teşkil eden belgelere uygun olmamasından dolayı ortaya çıkacak vergi ziyaı ve buna bağlı olarak salınacak vergi, kesilecek ceza ve hesaplanacak faizlerin ödenmesinden mükellefle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludurlar. Sadece aracılık hizmeti alan mükellefler veya kanuni temsilcileri, beyannameye yansıması gereken her türlü bilgiyi aracılık hizmeti veren gerçek ve tüzel kişilere, tam ve doğru olarak sunmakla yükümlüdürler. Aracılık hizmeti veren gerçek ve tüzel kişiler de verilen bu bilgiler doğrultusunda elektronik beyanname formatına uygun olarak beyannameleri düzenlemek zorundadırlar. Bu bilgilerin elektronik ortamda gönderilerek onaylanan beyannameye doğru yansıtılmaması halinde, ortaya çıkacak vergi ziyaı ve buna bağlı olarak salınacak vergi, kesilecek ceza ve hesaplanacak faizlerin ödenmesinden mükelleflerle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludurlar. Kullanıcı kodu, parola ve şifrenin aracılık yetkisi talep eden tüzel kişiliğin yetki verdiği kişiye teslimi aracılık yetkisi talep eden tüzel kişiliğe teslim hükmünde sayılacaktır. Aracılık yetkisi verilmiş olan tüzel kişiliğin, yetki verdiği kişinin bu yetkilerini iptal etmesi halinde durumu derhal ilgili vergi dairesine yazılı olarak bildirmesi gerekmektedir. Bu bildirimin ilgili vergi dairesi kayıtlarına girdiği ana kadar yapılan işlemlerden doğacak hukuki ve mali sorumluluk aracılık yetkisi verilmiş olan tüzel kişiliğe ait olacaktır. Söz konusu yetkinin sona erdirildiğine dair ilgili vergi dairesine yazılı bildirim yapılmadığı takdirde yetki verilen kişinin, aracılık yetkisi verilmiş olan tüzel kişiliği temsil yetkisinin devam ettiği kabul edilecektir. Mükelleflerin SM, SMMM, YMM ile aralarındaki sözleşmeyi Noter aracılığıyla feshetmesi ve bunu ilgili meslek mensubuna Noter aracılığıyla bildirmesi durumunda, mükellefin bu durumu derhal ilgili vergi dairesine de başvurarak bildirmesi gerekir. Vergi dairesine bildirimde bulunulmaması halinde ilgili meslek mensubunun beyanname gönderme yetkisi devam edecektir. Mükellefle, ilgili meslek mensubu arasında beyannamede yer alan bilgilerin doğuracağı sonuçlar bakımından müteselsil sorumluluk olmasına rağmen, mükellefle ilgili SM, SMMM, YMM arasında bir husumet varsa, örneğin Kurumlar Vergisi eki olan bilanço, gelir tablosu ve kesin mizan kasıtlı bir şekilde gerçeği yansıtmayan bir biçimde düzenlenebilecektir. örneğin, bilançoda olmaması gereken bir borç varmış gibi gösterilerek bilanço hatalı düzenlenebilecektir. Bu sefer mükellef bu durumu Düzeltme Beyannamesi vererek düzeltmek istediğinde, husumetli olduğu meslek mensubu tarafından onaylanmamış bir Düzeltme Beyannamesi de oluşturulmuş ve onaylanmamış yani onay bekliyor ise, mükellef Düzeltme Beyannamesini onay bekleyen Düzeltme Beyannamesi olduğu için veremeyecektir. Bu durumda da aşağıda anlatacağımız hukuki süreç yaşanacaktır. Bu nedenlerle mükelleflerin derhal feshedilen sözleşmeyi vergi dairesine bildirmesi çok önemlidir. Mükelleflerin meslek munsubu ile aralarındaki sözleşmeyi Noter aracılığıyla feshetmesine ve ilgili meslek mensubuna tebliğ etmesine rağmen meslek mensuplarının defter ve belgeleri mükellefe iade etmemesi halinde neler yapılması gerekecektir? Bu durumda öncelikle meslek mensubunun bağlı olduğu odaya yazılı olarak başvurularak aradaki sözleşmenin feshedilmesine rağmen ve ilgili sürelerin dolmasına rağmen defter ve belgelerin iade edilmediği, defter ve belgelerin iadesi için gerekli sürecin başlatılması ve ilgili meslek mensubu hakkında disiplin kovuşturması yapılması talep edilecektir. Ancak, odanın devreye girmesine rağmen sürecin gereğinden fazla uzaması veya odaya rağmen defter ve belgelerin iade edilmemesi hallerinde, memur suçlarına bakan Cumhuriyet Savcılıklarına dilekçe ile başvurularak, sözleşmenin feshedilmesine, ilgili meslek mensubuna tebliğ edilmesine, meslek mensubunun bağlı olduğu odaya başvurulmasına rağmen defter ve belgelerin iade edilmediği, defterlerin iade edilmemesi nedeniyle defterlere günü gününe yapılması gerekli kayıtların yapılamadığı, bu durumun vergi kanunları bakımından suç teşkil ettiği, herhangi bir vergi incelemesi, karşıt inceleme ya da diğer resmi kurum incelemesi durumunda defterlerin ve belgelerin resmi kurumlara ibraz edemeyeceğinden, örneğin, Katma Değer Vergisi bakımından tüm yüklenilmiş olunan KDV'lerin indirimlerinin reddedilmesi, vergi ziyaı cezası kesilmesi ve Vergi Usul Kanununun 359'uncu maddesine göre kaçakçılık suçu (hapis cezası) ile cezalandırılma gibi durumlarla karşı karşıya kalma ihtimalinin bulunduğu gibi hususlar belirtilmelidir. Defter ve belgelerin zorla alıkonulmuş olmasının Türk Ceza Kanununun 155/2'inci maddesinde düzenlenen Güveni Kötüye Kullanma (Suçun, meslek ve sanat, ticaret veya hizmet ilişkisinin ya da hangi nedenden doğmuş olursa olsun, başkasının mallarını idare etmek yetkisinin gereği olarak tevdi ve teslim edilmiş eşya hakkında işlenmesi halinde, bir yıldan yedi yıla kadar hapis ve üçbin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur), suçunu oluşturduğu, yine örneğin sözleşmenin fesh edilmesine rağmen ve vergi dairesine bildirimde bulunulmamış olması nedeniyle meslek mensubunun kötü niyetle beyanname vermiş olması gibi bir durumda TCK'nın 207'nci maddesinde düzenlenen özel Belgede Sahtecilik Suçu'nu (Bir özel belgeyi sahte olarak düzenleyen veya gerçek bir özel belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştiren ve kullanan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır) işlediği belirtilmelidir. Hem vergi kanunları, hem TCK ve diğer kanunlar açısından işlenen suçlar nedeniyle memur suçlarına bakan Cumhuriyet Savcısına dava açılması için başvurulabilecektir. Bu hukuki süreçte meslek mensubu defter ve belgeleri iade edebilecektir ya da iade etmemesi halinde hapis cezası ve adli para cezası yaptırımıyla karşı karşıya kalabilecektir. Oda bakımından meslek mensubunun defter ve belgeleri mükellefe iade etmemesi disiplin suçu verilmesini gerektirecektir. Ayrıca, görevi ile ilgili olarak TCK'ya göre ceza alınmış olması da disiplin suçları bakımından göz önüne alınacaktır. Kanaatimizce meslek odalarının defter ve belgelerin sözleşmenin feshine rağmen iade edilmemesi durumunu acilen görüşerek sonuca ulaştırması gerekmektedir. Defter ve belgeler mükellefler bakımından mükellefiyetle ilgili ödevlerini yerine getirebilmeleri için hayati öneme sahiptir. Aksi türlü hukuki süreç devam edecektir ki, meslek mensuplarının bu durumla karşı karşıya gelmesi meslek etiği bakımından karşılaşılmaması gereken bir durumdur.
Kaynak: www.MuhasebeTR.com |