Ticari kazanç elde edenler için vergilendirme rehberi
- 1 Mart 2018
Bu rehberde, 2017 yılında ticari kazanç elde eden mükelleflere yönelik
olarak, ticari kazancın kapsamı, tespiti, hesaplanması sırasında
indirilebilecek ve indirilemeyecek giderler, vergiden istisna edilen
kazanç konuları ile yıllık beyannameye dahil edilen kazanç ve iratlardan
yapılacak indirimler, gelir vergisinde mahsup ve iadeler, tarh işlemleri,
beyannamenin verilme zamanı ve verginin ödenmesi konularında
açıklamalar yer almaktadır.
1. TİCARİ FAALİYETİN KAPSAMI
Her türlü ticari ve sınai faaliyetlerden doğan kazançlar ticari kazanç olup,
aşağıda sayılan faaliyetlerden elde edilecek gelirler her durumda ticari
kazanç olarak vergilendirilir.
1. Maden, taş ve kireç ocakları, kum ve çakıl istihsal yerleri ile tuğla ve
kiremit harmanlarının işletilmesinden,
2. Coberlik işlerinden (Coberlik; borsaya kayıtlı olarak ve kendi nam ve
hesabına hisse senedi ve tahvil alım satımı yapılmasıdır),
3. Özel okul ve hastanelerle benzeri yerlerin işletilmesinden,
4. Gayrimenkullerin alım, satım ve inşa işleriyle devamlı olarak uğraşanların
bu işlerinden,
5. Kendi nam ve hesaplarına menkul kıymet alım-satımı ile devamlı olarak
uğraşanların bu faaliyetlerinden,
6. Satın alınan veya trampa suretiyle iktisap olunan arazinin iktisap
tarihinden itibaren 5 yıl içinde parsellenerek bu müddet içinde veya
daha sonraki yıllarda kısmen veya tamamen satılmasından elde edilen
kazançlar,
7. Diş protezciliğinden elde edilen kazançlar.
Kollektif ortaklıklarda ortakların, adi veya eshamlı
komandit ortaklıklarda komandite ortakların, ortaklık karından
aldıkları paylar şahsi ticari kazanç olarak vergiye tabi tutulmaktadır.
1.1. Ticari Faaliyetin Özellikleri
Bir faaliyetin ticari faaliyet olarak değerlendirilebilmesi için taşıması
gereken bazı özellikler bulunmaktadır. Buna göre;
• Faaliyetin yerine getirilmesinin sermaye ve emeğe dayanıyor
olması gerekmektedir.
• Faaliyetin devamlı olması gerekmektedir. (Bir takvim yılı içerisinde
birden fazla tekrarlanan veya birden fazla takvim yılında
tekrarlanan işlemlerde de devamlılık olduğu varsayılacaktır).
• Gelir getirici faaliyetlerin bir organizasyon dahilinde yapılmış
olması gerekmektedir (İşyeri açma, işçi çalıştırılması, ticaret
siciline kaydolunması vb.)
• Müessesenin, ticari ve sınai bir müessese şekil ve mahiyetinde
olması gerekmektedir.
1.2. Şirket Ortaklarının Durumu
Şirket ortaklarının gelir vergisi karşısındaki durumları, ortağı bulundukları
şirketin şahıs ya da sermaye şirketi olmasına göre farklılık gösterir.
1.2.1. Şahıs Şirketlerinin Ortakları
Şahıs şirketleri; adi ve kollektif şirketler ile adi komandit şirketlerdir.
Kollektif şirketlerde ortakların, adi komandit şirketlerde komandite
ortakların ortaklık karından aldıkları paylar şahsi ticari kazanç hükmündedir
ve bu ortaklar kendi paylarına düşen karlarını ayrı ayrı beyan etmek
zorundadırlar.
Adi komandit şirketlerin komanditer ortaklarının şirket kazancından
aldığı pay, şirketin faaliyet konusu ne olursa olsun vergisi tevkif suretiyle
alınmamış menkul sermaye iradıdır.
1.2.2. Sermaye Şirketlerinin Ortakları
Sermaye şirketleri; anonim, limited ve eshamlı komandit şirketler olup, bu
şirketler kurumlar vergisi mükellefidirler.
Anonim ve limited şirket ortakları ile eshamlı komandit şirketlerin
komanditer ortaklarının şirket kazancından elde ettikleri kazançlar kar
payı ve iştirak hisselerinden doğan kazanç sayıldığından bu kazançların
menkul sermaye iradı olarak beyan edilmesi gerekmektedir.
Ancak, eshamlı komandit şirketlerde komandite ortakların ortaklık
karından aldıkları paylar, şahsi ticari kazanç olup, gelir vergisine tabidir.
1.2.3. İş Ortaklıkları
İş ortaklığında mükellefiyet şekli ortakların isteğine bırakılmıştır.
Dolayısıyla işi üstlenen ortakların talebine bağlı olarak iş ortaklarının
mükellefiyet tesisi, kurumlar vergisi kapsamında olabileceği gibi “adi
ortaklık” şeklinde de olabilmektedir.
2. TİCARİ KAZANCIN TESPİT ŞEKİLLERİ
Ticari kazanç elde eden mükellefler, Gelir Vergisi Kanununa göre iki
gruba ayrılırlar,
• Esnaf muaflığından yararlanan ticari kazanç erbabı,
• Esnaf muaflığından yararlanmayan ticari kazanç erbabı.
Gelir vergisine tabi olan ticaret ve sanat erbabı ise, kazancın tespit usulü
bakımından ikiye ayrılmaktadır.
• Basit usulde gelir vergisine tabi olanlar, (Ayrıntılı bilgi için
www.gib.gov.tr adresinde bulunan “Basit Usule Tabi Mükellefler
İçin Vergi Rehberi”ne bakınız)
• Gerçek usulde gelir vergisine tabi olanlar.
2.1. Gerçek Usulde Vergilendirme
Basit usul koşullarını taşımayan gelir vergisi mükelleflerinin ticari
kazançları gerçek usule göre tespit edilir. Gerçek usule tabi mükellefler
tutacakları defterler yönünden iki sınıfa ayrılırlar:
• Birinci sınıf tacirler (Bilanço esasına göre defter tutanlar)
• İkinci sınıf tacirler (İşletme hesabı esasına göre defter tutanlar)
2.1.1. Birinci Sınıf Tacirler (Bilanço esasına göre defter tutanlar)
Aşağıda yazılı tüccarlar bilanço esasına göre defter tutarlar;
• Satın aldıkları malları olduğu gibi veya işledikten sonra
satanlardan yıllık alımları veya satışları tutarları Vergi Usul
Kanunu 177 nci maddesinde belirtilen miktarlardan fazla olanlar
(2017 yılı için yıllık alımlarda 170.000 TL veya yıllık satışlarda
230.000 TL; 2018 yılı için yıllık alımlarda 190.000 TL veya yıllık
satışlarda 260.000 TL),
• Diğer işlerle uğraşanlardan bir yıl içinde elde ettikleri gayri safi iş
hasılatı Vergi Usul Kanunu 177 nci maddesinde belirtilen miktarı
aşanlar (2017 yılı için 90.000 TL; 2018 yılı için 100.000 TL),
• Yukarıda yazılı işleri beraber yapanlardan iş hasılatının beş
katı ile yıllık satış tutarının toplamı Vergi Usul Kanunu 177 nci
maddesinde belirtilen miktarı aşanlar (2017 yılı için 170.000 TL;
2018 yılı için 190.000 TL),
• Her çeşit ticaret şirketleri,
• Kurumlar vergisine tabi diğer tüzel kişiler,
• Kendi istekleri ile bilanço esasına göre defter tutanlar.
Birinci sınıf tacirler, hesaplarını bilanço esasında tutacakları defterlerde
takip ederler.
Bilanço esasına göre ticari kazanç, mali bilançolar üzerinden hesap
dönemi sonunda ve başındaki öz sermaye tutarları arasındaki farktır.
Ayrıca; hesap dönemi içinde söz konusu işletmenin sahip veya
sahiplerince;
• İşletmeye ilave olunan değerler bu farktan indirilir,
• İşletmeden çekilen değerler ise farka ilave olunur.
Dönem sonundaki öz sermayenin dönem başındakine göre fazla olan
kısmı o dönemin ticari kazancı sayılır. Tersi durumda ise fark, zararı
gösterir.
2.1.2. İkinci Sınıf Tacirler (İşletme hesabı esasına göre defter tutanlar)
Birinci sınıf tacirlerle ilgili şartları taşımayanlar, ikinci sınıf tacir sayılırlar ve
işletme hesabına göre defter tutarlar.
İkinci sınıf tacirler, kazançlarını işletme hesabı esasında tespit ederler. Bu
usulde kazanç, bir hesap dönemi içinde elde edilen hasılatlarla; giderler
arasındaki müspet farktan oluşur. Giderlerin daha fazla olması halinde
zarar doğmuş olur.
2.2. Ticari Kazancın Tespitinde İndirilecek Giderler
Gelir, safi tutarları üzerinden vergiye tabi tutulmaktadır. Gelir Vergisi
Kanununun 40 ıncı maddesine göre, safi tutarı tespit edebilmek için,
gayri safi hasılattan indirilebilecek giderler aşağıda sıralanmaktadır.
a) Ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel
giderler,
b) Hizmetli ve işçilerin iş yerinde veya iş yerinin müştemilatında iaşe
ve ibate giderleri, tedavi ve ilaç giderleri, sigorta primleri ve emekli
aidatı ve demirbaş olarak verilen giyim eşyası (Resmi ve özel daire ve
müesseselerce hizmet erbabına işin icabı olarak verilen ve bunların işten
ayrılmaları halinde geri alınan giyim eşyası),
c) İşle ilgili olmak şartıyla, mukavelenameye veya ilama veya kanun
emrine istinaden ödenen zarar, ziyan ve tazminatlar,
d) İşle ilgili ve yapılan işin ehemmiyeti ve genişliği ile mütenasip seyahat
ve ikamet giderleri,
e) Kiralama yoluyla edinilen veya işletmeye dahil olan ve işte kullanılan
taşıtların giderleri,
f) İşletme ile ilgili olmak şartıyla; bina, arazi, gider, istihlak, damga,
belediye vergileri, harçlar ve kaydiyeler gibi ayni vergi, resim ve harçlar,
g) Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre ayrılan amortismanlar. (İşletmeye
dahil olan gayrimenkulün iktisadi değerini artırıcı niteliği olan ısı yalıtımı ve
enerji tasarrufu sağlamaya yönelik harcamalar, yapıldığı yılda doğrudan
gider yazılabilir.)
h) İşverenlerce, Sendikalar Kanunu hükümlerine göre sendikalara ödenen
aidatlar,
i) İşverenler tarafından ücretliler adına bireysel emeklilik sistemine ödenen
katkı payları, (İşverenler tarafından bireysel emeklilik sistemine ödenen ve
ücretle ilişkilendirilmeksizin ticari kazancın tespitinde gider olarak indirim
konusu yapılacak katkı paylarının toplamı, ödemenin yapıldığı ayda elde
edilen ücretin %15’ini ve yıllık olarak asgari ücretin yıllık tutarını aşamaz.
Gerek işverenler tarafından bireysel emeklilik sistemine ödenen katkı
payları, gerekse bu Kanunun 63 üncü maddesinin birinci fıkrasının (3)
numaralı bendi kapsamında indirim konusu yapılacak prim ödemelerinin
toplam tutarı, ödemenin yapıldığı ayda elde edilen ücretin %15’ini ve
yıllık olarak asgari ücretin yıllık tutarını aşamaz.)
j) Fakirlere yardım amacıyla gıda bankacılığı faaliyetinde bulunan dernek
ve vakıflara Maliye Bakanlığınca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde
bağışlanan gıda, temizlik, giyecek ve yakacak maddelerinin maliyet
bedeli.
k) Türkiye İş Kurumu tarafından düzenlenen işbaşı eğitim programlarından
faydalananlara, programı yürüten işverenlerce fiilen ödenen tutarlar
(Bu kapsamda işverenler tarafından ticari kazancın tespitinde ücretle
ilişkilendirilmeksizin her bir katılımcı itibarıyla indirim konusu yapılacak
tutar aylık olarak asgari ücretin brüt tutarının yarısını aşamaz.).
Ayrıca, Bağ-Kur primleri de sosyal güvenlik mevzuatı uyarınca ödenmiş
olması şartıyla beyan edilen ticari kazançla sınırlı olmak üzere indirim
konusu yapılabilecektir.
2.3. Ticari Kazancın Tespitinde İndirilemeyecek Giderler
Ticari kazancın tespitinde aşağıda yazılı ödemeler gider olarak indirilemez;
a) Teşebbüs sahibi ile eşinin ve çocuklarının işletmeden çektikleri paralar
veya aynen aldıkları sair değerler,
b) Teşebbüs sahibinin kendisine, eşine, küçük çocuklarına işletmeden
ödenen aylıklar, ücretler, ikramiyeler, komisyonlar ve tazminatlar,
c) Teşebbüs sahibinin işletmeye koyduğu sermaye için yürütülecek
faizler,
d) Teşebbüs sahibinin, eşinin ve küçük çocuklarının işletmede cari hesap
veya diğer şekillerdeki alacakları üzerinden yürütülecek faizler,
e) a, b, c ve d bentlerinde yazılı olan işlemler hariç olmak üzere, teşebbüs
sahibinin, ilişkili kişilerle emsallere uygunluk ilkesine aykırı olarak tespit
edilen bedel veya fiyatlar üzerinden mal veya hizmet alım ya da satımında
bulunması halinde, emsallere uygun bedel veya fiyatlar ile teşebbüs
sahibince uygulanmış bedel veya fiyat arasındaki işletme aleyhine oluşan
farklar işletmeden çekilmiş sayılır.
Teşebbüs sahibinin eşi, üstsoy ve altsoyu, üçüncü derece dahil yansoy
ve kayın hısımları ile doğrudan veya dolaylı ortağı bulunduğu şirketler,
bu şirketlerin ortakları, bu şirketlerin idaresi, denetimi veya sermayesi
bakımından kontrolü altında bulunan diğer şirketler ilişkili kişi sayılır.
Bu bent uygulamasında, imalat ve inşaat, kiralama ve kiraya verme,
ödünç para alınması veya verilmesi, ücret, ikramiye ve benzeri ödemeleri
gerektiren işlemler, her hâl ve şartta mal veya hizmet alım ya da satımı
olarak değerlendirilir.
İşletmeden çekilmiş sayılan farklar, ilişkili kişi tarafından beyan edilmiş
gelir veya kurumlar vergisi matrahının hesabında dikkate alınmış ise
ilişkili kişinin vergilendirme işlemleri buna göre düzeltilir. İlişkili kişiler ve
bu kişilerle yapılan işlemler hakkında bu maddede yer almayan hususlar
bakımından, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 13 üncü maddesi
hükmü uygulanır.
f) Her türlü para cezaları ve vergi cezaları ile teşebbüs sahibinin
suçlarından doğan tazminatlar,
g) Her türlü alkol ve alkollü içkiler ile tütün ve tütün mamullerine ait ilan
ve reklâm giderleri,
h) Kiralama yoluyla edinilen veya işletmede kayıtlı olan yat, kotra,
tekne, sürat teknesi gibi motorlu deniz, uçak ve helikopter gibi hava
taşıtlarından işletmenin esas faaliyet konusu ile ilgili olmayanların giderleri
ile amortismanları,
i) Kullanılan yabancı kaynakları öz kaynaklarını aşan işletmelerde, aşan
kısma münhasır olmak üzere, yatırımın maliyetine eklenenler hariç,
işletmede kullanılan yabancı kaynaklara ilişkin faiz, komisyon, vade farkı,
kâr payı, kur farkı ve benzeri adlar altında yapılan gider ve maliyet unsurları
toplamının %10’unu aşmamak üzere Bakanlar Kurulunca kararlaştırılan
kısmı.
j) Basın yoluyla işlenen fiillerden veya radyo ve televizyon yayınlarından
doğacak maddî ve manevî zararlardan dolayı ödenen tazminat giderleri.
Yukarıdaki maddelerin uygulanmasında, kollektif şirketlerin ortakları ile
adi ve eshamlı komandit şirketlerin komandite ortakları teşebbüs sahibi
olarak kabul edilir.
2.4. Diğer Kanunlara Göre İndirilebilecek ve İndirilemeyecek
Giderler
Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanununun (II) sayılı tarifesinde yer alan taşıtlar
ile bu Kanundaki tarifelerde yer alan taşıtlardan sadece ticari maksatla
kullanılan uçak ve helikopterler ile taşıt kiralama faaliyeti ile uğraşan
işletmelerin bu amaçla kiraya verdikleri taşıtların motorlu taşıtlar vergileri
gider yazılabilir.
Özel İletişim ve Şans Oyunları Vergilerinin ticari kazancın tespitinde gider
olarak indirilmesi mümkün bulunmamaktadır.
3100 sayılı Katma Değer Vergisi Mükelleflerinin Ödeme Kaydedici
Cihazları Kullanmaları Mecburiyeti Hakkında Kanuna göre birinci ve
ikinci sınıf tacirler satın aldıkları her bir ödeme kaydedici cihaz için %
100’e kadar amortisman oranı seçebilirler. Amortisman ayırma imkanı
bulunmayanlar ise alış bedelinin tamamını vergiye tabi kazançlarının
tespitinde indirim konusu yapabilirler.
2.5. Yıllara Yaygın İnşaat ve Onarım İşlerinin Vergilendirilmesi
2.5.1. Yıllara Yaygın İnşaat ve Onarım İşinin Özellikleri
Bir yıldan fazla süren (birden fazla takvim yılına yaygın) inşaat ve onarım
işlerinden elde edilen kazançlar işin bitiminde tespit edilir, tamamı o yılın
geliri sayılarak takip eden yılın Mart ayının 25 inci günü akşamına kadar
(01-25 Mart) beyan edilir.
Bir işin yıllara yaygın inşaat ve onarım işi kapsamında değerlendirilebilmesi
için aşağıdaki koşulları taşıması gerekmektedir:
• Faaliyet konusu inşaat ve onarım işi olmalıdır.
• İnşaat ve onarım işi başkalarının hesabına ve taahhüde bağlı
olarak yapılmalıdır.
• İnşaat ve onarım işi birden fazla takvim yılına sirayet etmelidir.
Yıllara yaygın inşaat ve onarım işi kapsamına giren işlerde, inşaat ve
onarım işinin başlangıç ve bitim tarihi önem arz etmektedir. Bu çerçevede;
• Yapılan sözleşmede yapılacak işin yer teslimi öngörülmüş ise
yerin teslim edildiği tarih,
• Sözleşmede yer teslim tarihi belirtilmemiş ise sözleşmede
belirtilen işin başlangıç tarihi,
• Sözleşmede bunların hiçbiri belirtilmemiş ise sözleşme tarihi,
işin başlangıç tarihi olarak kabul edilir.
Ayrıca,
• Geçici ve kesin kabule tabi olan işlerde geçici kabulün yapıldığını
gösteren tutanağın onaylandığı tarih,
• Geçici ve kesin kabul usulüne tabi olmayan işlerde işin fiilen
tamamlandığı veya fiilen bırakıldığı tarih,
işin bittiği tarih olarak kabul edilir.
2.5.2. Yıllara Yaygın İnşaat ve Onarım İşlerinde Ortak Genel Giderlerin
Dağıtımı
Yıllara yaygın inşaat ve onarım işi yapan yükümlüler, bu işlerine ait
kayıtlarını ayrı bir defterde veya tutmakla yükümlü oldukları defterlerin
ayrı sayfalarında göstermek ve kar-zararlarını ayrı ayrı saptamak
zorundadırlar.
Hangi işle ilgili olduğu saptanamayan veya bütün işler için yapılan giderler
ortak genel gider olarak kabul edilip yapılan işlere dağıtılırlar.
Yıl içinde birden fazla inşaat ve onarım işinin birlikte yapılması halinde her
yıla ait müşterek genel giderler bu işlere ait harcamaların birbirine olan
nispetine göre dağıtılacaktır.
Tek veya birden fazla inşaat ve onarım işi diğer işlerle birlikte yapılıyor
ise, her yıla ait müşterek genel giderler bu işlere ait harcamalar ile diğer
işlere ait satış veya hasılat tutarlarının birbirlerine olan nispeti dahilinde
dağıtılacaktır.
2.5.3. Yıllara Yaygın İnşaat ve Onarım İşlerinde Amortismanların
Dağıtımı
Ortak olarak kullanılan makine, tesisat ve ulaştırma araçlarının
amortismanları bunların her bir işte kullanıldıkları gün sayısına göre
inşaatların maliyetlerine dağıtılır.
Amortisman dağıtımında aşağıdaki konulara dikkat edilmelidir:
• Mobilya, hesap ve yazı makinesi gibi büro malzemelerinin
amortismanı, ortak genel giderlere eklenerek dağıtıma tabi tutulur.
• Yıl içinde alınan tesisat, makine ve ulaştırma araçlarının satın
alındığı tarihten önceki günlere isabet eden amortismanları, yine
ortak genel giderlere eklenerek dağıtıma tabi tutulur.
• Tesisat, makine ve ulaştırma araçlarının kullanılmayıp boş
kaldığı günlere isabet eden amortismanları, ortak genel
giderlere eklenerek dağıtıma tabi tutulur. Söz konusu araçların
kullanılmadığı veya kullanılmasının mümkün olmadığı işlere pay
verilmez.
2.5.4. Yıllara Yaygın İnşaat ve Onarım İşlerinde Tevkifat Uygulaması
Yıllara yaygın inşaat ve onarım işlerinden elde edilen gelirler vergi
kesintisine tabi tutulmaktadır. Vergi kesintisi yapmak mecburiyetinde
olanlar, yıllara yaygın inşaat ve onarım işini yapanlara (kurumlar dahil)
ödedikleri hakediş bedellerinden hakediş sahiplerinin gelir vergilerine
mahsuben (avans olarak ödenenler dahil) %3 nispetinde vergi kesintisi
yapmakla yükümlüdürler.
Sözleşme yapılırken işin yıl içinde bitmesinin öngörülmesine rağmen
sonraki yıla sarkan işlerde, yeni sözleşmenin veya sözleşmede değişikliğin
yapıldığı ya da işin fiilen yıllara yaygın hale geldiği tarihten sonra yapılan
hakediş ödemelerinden vergi kesintisi yapılması gerekir.
Diğer taraftan, geçici kabulden sonra kesin kabulü sağlamak üzere yapılan
işler nedeniyle alınan hakedişler, biten inşaat işiyle ilgilendirilmeksizin
elde edildikleri yılın kar veya zararının tespitinde dikkate alınırlar ve gelir
vergisi tevkifatına tabi tutulmazlar.
Kesilen bu vergiler verilecek yıllık gelir vergisi beyannamesinde bildirilen
kazanç üzerinden hesaplanacak gelir veya kurumlar vergisinden mahsup
edilir. Mahsup neticesinde, mükellefe iadesi gereken bir vergi tutarının
olması halinde bu tutar, mükellefin talebi doğrultusunda diğer vergi
borçlarına mahsup edilir; mükellefin vergi borcunun olmaması halinde
ise nakden iade yapılır.
3. TİCARİ KAZANCIN İSTİSNALARI
3.1. PTT Acentelerinde Kazanç İstisnası
PTT acenteliği faaliyetinden elde edilen kazançlar, gelir vergisinden
istisna edilmiştir. Ancak, bu kazanç istisnasının Gelir Vergisi Kanununun
94 üncü maddesi uyarınca yapılan tevkifata etkisi yoktur.
3.2. Sergi ve Panayır İstisnası
Dar mükellefiyete tabi olanların hükümetin izni ile açılan sergi ve
panayırlarda yaptıkları ticari faaliyetlerden elde ettikleri kazançlar,
Türkiye’de başkaca işyeri veya daimi temsilcileri bulunmaması şartıyla
gelir vergisinden istisna edilmiştir.
3.3. Serbest Bölgelerde Elde Edilen Kazançlara İlişkin İstisna
5084 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 06.02.2004 tarihinden önce
faaliyette bulunmak üzere ruhsat almış mükelleflerin serbest bölgelerde
gerçekleştirdikleri faaliyetler dolayısıyla elde ettikleri kazançları, faaliyet
ruhsatlarında belirtilen süre ile sınırlı olmak üzere; gerek 06.02.2004
tarihinden önce gerekse bu tarihten sonra faaliyet ruhsatı almış olan
mükelleflerin serbest bölgelerdeki imalatlarının satışı sonucu elde edilen
kazançları ise Avrupa Birliğine tam üyeliğin gerçekleştiği tarihi içeren yıllık
vergilendirme döneminin sonuna kadar gelir ve kurumlar vergisinden
istisna edilmiştir.
Söz konusu istisna kazancın kapsamına 3218 sayılı Serbest Bölgeler
Kanununun geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendine
6772 sayılı Kanunun 7 nci maddesiyle 24/02/2017 tarihinden itibaren
uygulanmak üzere; serbest bölgelerde, bakım, onarım, montaj,
demontaj, elleçleme, ayrıştırma, ambalajlama, etiketleme, test etme,
depolama hizmeti alanlarında faaliyette bulunan ve hizmetin tamamını
Türkiye’de yerleşmiş olmayan kişilerle, işyeri, kanuni ve iş merkezi yurt
dışında bulunanlara veren hizmet işletmelerinin, söz konusu hizmetlere
konu malların serbest bölgelerden Türkiye’ye herhangi bir şekilde girişi
olmaksızın yabancı bir ülkeye gönderilmesi şartıyla bu hizmetlerden elde
ettikleri kazançlar da dahil edilmiştir.
3.4. Kreş ve Gündüz Bakımevleri ile Eğitim ve Öğretim
İşletmelerinde Kazanç İstisnası
Özel kreş ve gündüz bakımevleri ile okul öncesi eğitim, ilköğretim,
özel eğitim ve orta öğretim özel okullarının işletilmesinden elde edilen
kazançlar, ilgili Bakanlığın görüşü alınmak suretiyle Maliye Bakanlığının
belirleyeceği usul ve esaslar çerçevesinde beş vergilendirme dönemi
gelir vergisinden istisna edilmiştir. İstisna, kreş ve gündüz bakımevleri
ile okulların faaliyete geçtiği vergilendirme döneminden itibaren 5
vergilendirme dönemi için geçerlidir.
Söz konusu istisna uygulamasına ilişkin açıklamaların yer aldığı 254
Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde 295 Seri No.lu Gelir Vergisi
Genel Tebliği ile değişiklik yapılmıştır. 295 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel
Tebliğinin yayımlandığı 23/12/2016 tarihi itibariyle yürürlüğe giren söz
konusu değişiklikle birlikte Gelir Vergisi Kanununun 20 nci maddesinde
yer alan eğitim ve öğretim kurumlarında kazanç istisnasından yararlanmak
için Başkanlığımıza başvuru şartı aranmamakta olup, mükellefler
254 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde yer alan açıklamalar
çerçevesinde, kendilerine verilen kurum açma izin belgesiyle faaliyete
geçtikleri vergilendirme döneminden itibaren söz konusu istisnadan
yararlanabilecektir.
3.5. Genç Girişimcilerde Kazanç İstisnası
Genç girişimcilerde kazanç istisnası, 10/2/2016 tarihli ve 29620 sayılı
Resmi Gazete’de yayımlanan 6663 sayılı Kanunun 1 inci maddesiyle
Gelir Vergisi Kanununun mülga mükerrer 20 nci maddesinde yapılan
düzenlemeyle getirilmiştir. Söz konusu düzenleme ile ticari, zirai veya
mesleki faaliyeti nedeniyle adlarına ilk defa gelir vergisi mükellefiyeti
tesis olunan ve mükellefiyet başlangıç tarihi itibarıyla yirmi dokuz yaşını
doldurmamış tam mükellef gerçek kişilerin, faaliyete başladıkları takvim
yılından itibaren üç vergilendirme dönemi boyunca elde ettikleri bu
kazançlarının 75.000 Türk lirasına kadar olan kısmı belirli şartlar dahilinde
gelir vergisinden müstesna tutulmaktadır.
İstisnadan yararlanılabilmesi için;
1. Mükelleflerin işe başlamayı kanuni süresi içerisinde bildirmeleri,
2. İşte bilfiil çalışılması ya da işin kendisi tarafından sevk ve idare edilmesi
(Çırak, kalfa veya yardımcı işçi çalıştırmak ya da seyahat, hastalık,
askerlik, tutukluluk ve hükümlülük gibi zaruri ayrılmalar dolayısıyla geçici
olarak işinde bilfiil çalışmamak bu şartı bozmaz.),
3. Faaliyetin adi ortaklık veya şahıs şirketi bünyesinde yapılması hâlinde
tüm ortakların işe başlama tarihi itibarıyla anılan madde kapsamındaki
şartları taşıması,
4. Ölüm nedeniyle faaliyetin eş ve çocuklar tarafından devralınması hâli
hariç olmak üzere, faaliyeti durdurulan veya faaliyetine devam eden bir
işletmenin ya da mesleki faaliyetin eş veya üçüncü dereceye kadar (bu
derece dâhil) kan veya kayın hısımlarından devralınmamış olması,
5. Mevcut bir işletmeye veya mesleki faaliyete sonradan ortak olunmaması
gerekmektedir.
3.6. Teknoloji Geliştirme Bölgelerinde Yapılan Faaliyetler Sonucu
Elde Edilen Kazançlara İlişkin İstisna
Teknoloji geliştirme bölgelerinde faaliyet gösteren mükelleflerin,
münhasıran bu bölgedeki yazılım, tasarım ve AR-GE faaliyetlerinden elde
ettikleri kazançları faaliyete başlanılan tarihten bağımsız olmak üzere,
31.12.2023 tarihine kadar gelir vergisinden istisna edilmiştir.
3.7. Türk Uluslararası Gemi Siciline Kayıtlı Gemilerin
İşletilmesinden ve Devrinden Elde Edilecek Kazançlara İlişkin
İstisna
Türk Uluslararası Gemi Siciline kayıtlı gemilerin ve yatların işletilmesinden
ve aynı sicile bir başkası adına tescil edilmek üzere devrinden elde edilen
kazançlar gelir vergisinden istisnadır.
Bu kapsamda, Türk Uluslararası Gemi Siciline kayıtlı gemi ve yatların 6770
sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 27/1/2017 tarihinden itibaren bu sicilden
terkin edilerek başka bir sicile kaydedilmek üzere veya başka suretlerle
devrinden doğan kazançlar için de bu istisnadan yararlanılabilecektir.
Öte yandan, yurt dışından ithal edilerek 4490 sayılı Kanunun 4 üncü
maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi uyarınca Türk Uluslararası Gemi
Siciline kaydedilen 3.000 DWT’nin (yolcu gemileri ile özel maksatlı, özel
yapılı gemilerde ise 300 grostonun) üzerindeki gemilerin, bu sicilden
terkin edilerek başka bir sicile kaydedilmek üzere veya sair suretlerle
devrinden elde edilecek kazançların gelir vergisinden istisna edilebilmesi
için, en az altı ay süreyle Türk Uluslararası Gemi Siciline kayıtlı olarak
işletilmiş olmaları şartı aranacaktır.
Türk Uluslararası Gemi Siciline kayıtlı gemilerin ve yatların otel veya
restoran işletmeciliğinde (yüzer otel veya restoran) kullanılması
durumunda bu faaliyet gemi işletmeciliği faaliyeti kapsamında
değerlendirilemeyeceğinden, elde edilen kazançların söz konusu
istisnalardan yararlandırılması mümkün değildir.
3.8. Sınai Mülkiyet Haklarından Elde Edilen Kazançlara İlişkin
İstisna
Türkiye’de gerçekleştirilen araştırma, geliştirme ve yenilik faaliyetleri ile
yazılım faaliyetleri neticesinde ortaya çıkan buluşların; kiralanması, devri
veya satışı neticesinde elde edilen kazançların, Türkiye’de seri üretime
tabi tutularak pazarlanmaları halinde elde edilen kazançların, Türkiye’de
gerçekleştirilen üretim sürecinde kullanılması sonucu üretilen ürünlerin
satışından elde edilen kazançların patentli veya faydalı model belgeli
buluşa atfedilen kısmının % 50’si gerekli şartların yerine getirilmesi
halinde 01.01.2015 tarihinden itibaren gelir vergisinden istisna edilmiştir.
Bu istisnanın uygulanmasında temel şart, kazanç ve iradın elde edildiği
buluşlara ilişkin araştırma, geliştirme ve yenilik faaliyetleri ile yazılım
faaliyetlerinin Türkiye’de gerçekleştirilmiş olmasıdır. Buluşa yönelik
hakların ihlal edilmesi neticesinde elde edilen gelirler ile buluş nedeniyle
alınan sigorta veya diğer tazminatlar da istisna kapsamındadır.
3.9. Yatırım İndirimi
“Yatırım İndirimi İstisnası” uygulaması 5479 sayılı Kanunla 01.01.2006
tarihinden itibaren yürürlükten kaldırılmış fakat geçiş dönemine ilişkin
olarak Gelir Vergisi Kanununa eklenen geçici 69 uncu madde ile
düzenlemeler yapılmıştır.
Ancak, 6009 sayılı Kanunla 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun geçici 69
uncu maddesinin birinci fıkrasına eklenen “Şu kadar ki, vergi matrahlarının
tespitinde yatırım indirimi istisnası olarak indirim konusu yapılacak tutar,
ilgili kazancın % 25’ini aşamaz” hükmü, Anayasa Mahkemesinin 9/2/2012
tarihli ve Esas No:2010/93 sayılı Kararı ile iptal edilmiş ve gerekçeli iptal
kararı Resmi Gazetede yayımlanana kadar yürürlüğü durdurulmuştur.
26/7/2013 tarihli ve 28719 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan söz
konusu Anayasa Mahkemesi Kararına göre 2011 ve takip eden
vergilendirme dönemlerinde elde edilen ticari kazançlara anılan hüküm
çerçevesinde herhangi bir sınırlama olmaksızın yatırım indirimi istisnası
uygulanabilecektir.
4. YILLIK BEYANNAMENİN VERİLMESİ VE GELİRİN
TOPLANMASI
Gelir Vergisi Kanununda sayılan gelir unsurlarından bir takvim yılı içinde
elde edilen kazanç ve iratlar, aksine hüküm olmadıkça, mükellefler
tarafından yıllık beyanname ile beyan edilir. Beyan edilmesi gereken
gelirlerin yılık beyannamede toplanarak beyan edilmesi zorunludur.
Ticari faaliyette bulunan mükellefler kazanç elde etmemiş olsalar bile yıllık
beyanname vermek zorundadırlar. Beyannameye eklenmesi zorunlu olan
başka gelir unsurlarının da bulunması halinde Gelir Vergisi Kanununun
85 ve 86 ncı maddelerinde belirtilen esaslara ve söz konusu gelirlerin
beyanına ilişkin özel hükümlere göre işlem yapılması gerekmektedir.
5. ZARARLARIN KARLARA TAKAS VE MAHSUBU
Gelirin toplanmasında gelir unsurlarından bazılarından doğan zararlar
(Gelir Vergisi Kanununun 80 inci maddesinde yazılı diğer kazanç ve
iratlardan doğanlar hariç) diğer kaynakların kazanç ve iratlarına mahsup
edilir. Buna göre;
Zarar Olarak Mahsup Edilecek Olanlar:
• Diğer kazanç ve iratlar dışındaki kazanç ve iratlardan doğan
zararlar,
• Yurt dışındaki faaliyetten doğan zarar (ilgili ülkedeki denetim
elemanlarınca rapora bağlanmalıdır.)
Zarar Olarak Mahsubu Yapılamayacak Olanlar:
• Değer artışı kazançlarından doğan zararlar,
• Menkul ve gayrimenkul sermaye iratlarında; sermayede meydana
gelen eksilmeler,
• Gelir vergisinden istisna edilen kazançlarla ilgili zararlar.
5.1. Yurtdışı Faaliyetlerden Doğan Zararların Mahsubu
Tam mükellefiyete tabi kişiler, yurt dışı faaliyetlerinden doğan zararlarını,
faaliyette bulunulan ülkenin vergi kanunlarına göre denetim yetkisi verilen
kuruluşlarca rapora bağlanması ve raporun aslı ve tercüme edilmiş
bir örneğinin Türkiye’deki ilgili vergi dairesine ibrazı halinde mahsup
edebileceklerdir.
Türkiye’de mahsup edilen yurt dışı zararın, ilgili ülkede de mahsup
edilmesi halinde, Türkiye’de beyannameye dahil edilecek yurt dışı
kazanç, mahsuptan önceki tutar olacaktır.
Türkiye’de gelir vergisinden istisna edilen kazançlarla ilgili yurt dışı
zararlar, yurt içindeki kazanç ve iratlardan mahsup edilmez.
6. GEÇİCİ VERGİ
Gerçek usulde gelir vergisine tabi ticari kazanç sahipleri cari vergilendirme
döneminin gelir vergisine mahsup edilmek üzere, üçer aylık dönemler
halinde tespit edilecek kazançları üzerinden % 15 oranında geçici vergi
öderler.
7. YILLIK BEYANNAMEYE DAHİL EDİLEN KAZANÇ VE
İRATLARDAN YAPILACAK İNDİRİMLER
Yıllık beyanname ile bildirilecek gelirlere ilişkin indirimler, Gelir Vergisi
Kanunu ile diğer kanunlarda belirtilmiştir. Gelir Vergisi matrahının
tespitinde gelir vergisi beyannamesinde bildirilecek gelirlerden aşağıda
belirtilen indirimlerin yapılabilmesi için yıllık beyanname ile bildirilecek
bir gelirin bulunması ve yapılacak indirimlerin ilgili mevzuatta belirtilen
şartları taşıması gerekmektedir.
İndirim konusu yapılacak tutarın hesaplanmasında gayrisafi hasılattan
giderler düşüldükten, geçmiş yıl zararları ve indirimler düşülmeden
önceki safi irat esas alınacaktır.
Ticari kazançtan indirim konusu yapılabilecek hususlar şunlardır;
• Şahıs Sigorta Primleri
• Eğitim ve Sağlık Harcamaları
• Bağış ve Yardımlar
• Sponsorluk Harcamaları,
• 5746 Sayılı Kanun Kapsamındaki İndirimler;
- Ar-Ge ve Tasarım İndirimi
- Teknogirişim Sermayesi Desteği
- Diğer Teşvik Unsurları
• Başbakanlıkça veya Bakanlar Kurulunca Başlatılan Yardım
Kampanyalarına Makbuz Karşılığı Yapılan Ayni ve Nakdi Bağışlar
• Türkiye Kızılay Derneğine ve Türkiye Yeşilay Cemiyetine Makbuz
Karşılığı Yapılan Nakdi Bağış ve Yardımlar
• Girişim Sermayesi Fonu Olarak Ayrılan Tutarların İndirimi
• Türkiye’den Yurt Dışı Mukim Kişi ve/veya Kurumlara Verilen
Hizmetlerden Sağlanan Kazançlara İlişkin İndirim
• Korumalı İş Yeri İndirimi
• Bireysel Katılım Yatırımcısı İndirimi
• Expo 2016 Antalya Ajansına Yapılan Her Türlü Nakdi ve Ayni
Bağış ve Yardımlar ile Sponsorluk Harcamaları
• Diğer Kanunlara Göre Tamamı İndirilecek Bağış ve Yardımlar
8. VERGİYE UYUMLU MÜKELLEFLERE VERGİ İNDİRİMİ
Ticari, zirai veya mesleki faaliyeti nedeniyle gelir vergisi mükellefi
olan uyumlu mükelleflerin yıllık gelir vergisi beyannameleri üzerinden
hesaplanan verginin %5’i ödenmesi gereken gelir vergisinden indirilir.
Söz konusu indirimden faydalanmak için belirlenen şartlar, Gelir Vergisi
Kanunu mükerrer 121 inci maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre
mükelleflerin;
• İndirimin hesaplanacağı beyannamenin ait olduğu yıl ile bu yıldan
önceki son iki yıla ait vergi beyannamelerinin kanuni süresinde
verilmiş ve bu beyannameler üzerine tahakkuk eden vergilerin
kanuni süresinde ödenmiş olması, (Kanuni süresinde verilen bir
beyannameye ilişkin olarak kanuni süresinden sonra düzeltme
amacıyla veya pişmanlıkla verilen beyannameler bu şartın ihlali
sayılmaz. Her bir beyanname itibarıyla 10 Türk lirasına kadar
yapılan eksik ödemeler bu şartın ihlali sayılmaz.)
• İndirimin hesaplanacağı beyannamenin ait olduğu yıl ile bu
yıldan önceki son iki yıl içerisinde haklarında beyana tabi vergi
türleri itibarıyla ikmalen, re’sen veya idarece yapılmış bir tarhiyat
bulunmaması (Yapılan tarhiyatların kesinleşmiş yargı kararlarıyla
veya Vergi Usul Kanununun uzlaşma ya da düzeltme hükümlerine
göre tamamen ortadan kaldırılmış olması durumunda bu şart ihlal
edilmiş sayılmaz.),
• İndirimin hesaplanacağı beyannamenin verildiği tarih itibarıyla
vergi aslı (vergi cezaları dâhil) 1.000 Türk lirasının üzerinde vadesi
geçmiş borcunun bulunmaması
gerekir.
Hesaplanan indirim tutarı, her hâl ve takdirde 1 milyon Türk lirasından
fazla olamaz. İndirilecek tutarın ödenmesi gereken vergiden fazla olması
durumunda kalan tutar, yıllık gelir veya kurumlar vergisi beyannamesinin
verilmesi gereken tarihi izleyen bir tam yıl içinde mükellefin beyanı üzerine
tahakkuk eden diğer vergilerinden mahsup edilebilir. Bu süre içinde
mahsup edilemeyen tutarlar red ve iade edilmez.
Gelir vergisi mükelleflerinin yararlanacağı indirim tutarı, ticari, zirai veya
mesleki faaliyet nedeniyle beyan edilen kazançların toplam gelir vergisi
matrahı içerisindeki oranı dikkate alınmak suretiyle hesaplanan gelir
vergisi esas alınarak tespit edilir.
Vergi indiriminden yararlanan mükelleflerin, öngörülen şartları
taşımadığının sonradan tespiti hâlinde ilgili vergilendirme döneminde
indirim uygulaması dolayısıyla ödenmeyen vergiler, vergi ziyaı cezası
uygulanmaksızın tarh edilir.
Örnek: Vergi indiriminden yararlanma şartlarının tamamını taşıyan Bayan
(A), 2017 takvim yılında; 280.000.- TL ticari kazanç, 70.000.- TL de
alacak faizi elde etmiştir. Bayan (A) bu dönemde 42.000.- TL geçici vergi
ödemiştir.
Buna göre, Bayan (A) vergi indiriminden aşağıdaki şekilde yararlanacaktır.
A.Ticari Kazanç 280.000 TL
B.Menkul Sermaye İradı 70.000 TL
C.Gelir Vergisi Matrahı (A+B) 350.000 TL
Ç.Hesaplanan Gelir Vergisi 114.150 TL
D.Ticari Kazanç/Gelir Vergisi Matrahı (A/C) 0,80
E.Hesaplanan Gelir Vergisinin Ticari Kazanca
İsabet Eden Kısmı (Ç x D) 91.320 TL
F.Hesaplanan Vergi İndirimi Tutarı (E x %5) 4.566 TL
G.Mahsup Edilecek Vergiler Toplamı (Ödenen
Geçici Vergi 42.000-TL) 42.000 TL
Ğ.Ödenmesi Gereken Gelir Vergisi (Ç-G) 72.150 TL
H.Vergi İndirimi Tutarı 4.566 TL
I.Ödenecek Gelir Vergisi (Ğ-H) 67.584 TL
9. GELİR VERGİSİNDE MAHSUP VE İADELER
9.1. Tevkif Yoluyla Kesilen Vergilerin Mahsup ve İadesi
Beyannamede gösterilen gelire dahil kazanç ve iratlardan Gelir Vergisi
Kanununa göre kesilmiş bulunan vergiler, beyanname üzerinden
hesaplanan gelir vergisinden mahsup edilebilir, mahsubu yapılan miktar
gelir vergisinden fazla olursa aradaki fark vergi dairesince mükellefe
bildirilir ve mükellefin tebliğ tarihinden itibaren bir yıl içinde müracaatı
üzerine kendisine red ve iade edilir.
9.1.1. Beyanname Üzerinden Hesaplanan Vergiden Mahsup ve Kalan
Kısmın İadesi
Yıllık beyanname ile beyan edilen gelir üzerinden hesaplanan vergiden
yıl içinde tevkif yoluyla kesilen vergiler mahsup edilir. Mahsup işleminin
yapılabilmesi için, tevkif yoluyla kesilen verginin beyannameye dahil edilen
gelir veya kazanca ilişkin olması gerekmektedir. Bu durumda kazanç
veya gelir türünün bir önemi bulunmamakta olup, mükelleflerin kesintiyi
yapan vergi sorumlularına ait bilgiler ile yıl içinde yapılan tevkifatlara
ilişkin tabloyu yıllık beyannamelerine eklemeleri yeterli olacaktır.
9.1.2. Mahsuben İade
Tevkif yoluyla kesilen vergilerin yıllık beyannamedeki mahsuplar sonunda
kalan kısmının diğer vergi borçlarına mahsup talebi, tutarına bakılmaksızın
ve inceleme raporu ve teminat aranılmadan yerine getirilir. Mahsup
talebinin Gelir İdaresi Başkanlığı internet vergi dairesi üzerinden elektronik
ortamda, 429 Sıra No’lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ekindeki ilgili
standart dilekçe kullanılarak yapılması ve yıl içinde yapılan tevkifatlara
ilişkin listenin dilekçe ekinde yer alması gerekmektedir. Ortaklar, ortağı
oldukları adi ortaklık veya kollektif şirketlerin müteselsilen sorumlu
oldukları vergi borçlarına da mahsuben iade talebinde bulunabilirler.
Mahsuben iade işlemi, aranan tüm belgelerin tamamlanması koşuluyla,
yıllık gelir vergisi beyannamesinin verildiği tarih itibarıyla yapılacaktır. Bu
tarihten itibaren mükelleflerin mahsubunu talep ettikleri vergi borçları için
gecikme zammı uygulanmaz. Mükellefin vadesi gelmiş vergi borcunun
bulunmaması halinde, iade alacağının sonraki dönemlerde vadesi
gelecek vergi borçlarına mahsubu mümkündür. Mahsup taleplerinin
yerine getirilmesinde, zamanaşımı hükümleri göz önünde bulundurulur.
9.1.3. Nakden İade
Nakden iade taleplerinin Gelir İdaresi Başkanlığı internet vergi dairesi
üzerinden elektronik ortamda, 429 Sıra No’lu Vergi Usul Kanunu Genel
Tebliği ekindeki ilgili standart dilekçe kullanılarak yapılması şarttır. Tevkif
yoluyla kesilen vergilere ilişkin nakden iade edilecek tutarın 10.000 TL’yi
geçmemesi halinde iade talebi, yıl içinde yapılan tevkifatlara ilişkin tablo
ile birlikte, Gelir Vergisi Kanununun 252 Seri No.lu Genel Tebliğinde
gelir veya kazanç türüne göre ayrı ayrı belirtilmiş belgelerin dilekçeye
eklenmesi koşuluyla inceleme raporu ve teminat aranmaksızın yerine
getirilir.
Nakden yapılacak iade taleplerinin 10.000 TL’yi aşması halinde,
10.000 TL’yi aşan tutarın 100.000 TL’ye kadar olan kısmı mükellefle
süresinde tam tasdik sözleşmesi düzenlemiş yeminli mali müşavirce
düzenlenecek tam tasdik raporu uyarınca veya vergi inceleme raporuna
göre iade edilir. Teminat gösterilmesi halinde inceleme sonucu
beklenmeksizin iade yapılır.
İade talebinin 100.000 TL’yi aşan kısmının iadesi her halükarda vergi
inceleme raporu sonucuna göre yerine getirilir.
Genel ve katma bütçeli idarelere, il özel idarelerine, belediyelere,
köylere ve sermayelerinin en az %51 veya daha fazlası bu kurumlara
ait işletmelere yapılacak iadeler, gerekli belgelerin ibrazı üzerine miktara
bakılmaksızın inceleme raporu ve teminat aranılmadan yerine getirilir.
Öte yandan, Vergi Usul Kanununun mükerrer 257 nci maddesinin
Bakanlığımıza verdiği yetkiye istinaden gelir vergisi ve kurumlar vergisi
mükelleflerine muhtasar beyannamelerini elektronik ortamda verme
zorunluluğu getirilmiş olup, elektronik ortamda verilen muhtasar
beyannamede yer alan “Ücret ve Ücret Sayılan Ödemeler ile Menkul
Sermaye İratları Dışında Kalan Ödemelere Ait Bildirim” ile gayrimenkul
sermaye iradı, serbest meslek kazancı, ticari kazanç ve zirai kazançlara
ilişkin olarak yapılan tevkifatlarda, tevkifat yapılan kişinin adı soyadı,
vergi kimlik numarası (T.C. kimlik numarası) ödemenin gayri safi tutarı
ve yapılan tevkifatın miktarına ilişkin bilgiler bulunmakta ve bu bilgiler
ile vergilerin ödenip ödenmediği hususu vergi daireleri tarafından
E-VDO merkezi sorgulamalar ekranında e-beyanname bölümünden
sorgulanabilmektedir.
Dolayısıyla, 252 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği uyarınca tevkif
yoluyla ödenmiş vergilerin nakden iadesinde istenilen bilgilerin, E-VDO
merkezi sorgulama ekranından tespit edilebilmesi durumunda, bu bilgilere
ilişkin belgeler mükelleflerden ayrıca kağıt ortamında aranılmayacak olup,
dilekçe ile yıl içinde yapılan tevkifatlara ait tablo yeterli olacaktır.
Ancak, nakden iadeye ilişkin bilgilerin E-VDO merkezi sorgulama
sisteminden tespit edilememesi durumunda ise 252 Seri No.lu Gelir
Vergisi Genel Tebliğinde belirtilen belgelerin dilekçe ekinde istenilmesine
devam edilecektir.
9.1.4. Tevkif Yoluyla Kesilen Vergilerin Geçici Vergiye Mahsubu
Yıl içinde ilgili dönemler halinde hesaplanan geçici vergiden varsa o
hesap dönemi ile ilgili olarak daha önce ödenmiş geçici vergi ve geçici
vergiye tabi kazançlarla ilgili olarak tevkif edilmiş vergiler mahsup
edilmekte, mahsuptan sonra kalan tutar o dönem için ödenmesi gereken
geçici vergi olmaktadır.
Yıllık beyannamenin vergi bildirimi tablosunda yer alan geçici vergiye ilişkin
satırda, beyannamenin ilgili olduğu geçici vergi dönemlerinde ödenen
geçici vergi tutarı (ilgili geçici vergi beyannamelerinin ödenecek geçici
vergi satırında yer alan tutarlar toplamı) gösterilir. Yıllık beyannamenin
vergi bildirimi tablosunun kesinti yoluyla ödenen vergiler satırında ise,
o yıl içinde tevkif yoluyla kesilen vergilerin tamamı (geçici vergiden
mahsubu yapılan tevkifat tutarları dahil) gösterilir.
Yıllık beyanname üzerinden hesaplanan vergiden, yukarıda sözü edilen
geçici vergi tutarı ile yıl içinde tevkif yoluyla kesilen vergilerin tamamı
mahsup edilir, kalan tutar tevkif yoluyla kesilen vergilerin diğer vergi
borçlarına mahsubu ve nakden iadesi kuralları çerçevesinde red ve iade
edilir.
9.2. Geçici Verginin Mahsubu ve İadesi
Üçer aylık dönemler halinde tahakkuk ettirilerek tahsil edilen geçici vergi,
yıllık beyanname üzerinden hesaplanan gelir vergisinden mahsup edilir.
Mahsup edilemeyen tutar mükellefin diğer vergi borçlarına mahsup edilir.
Bu mahsuplara rağmen kalan geçici vergi tutarı o yılın sonuna kadar yazılı
olarak talep edilmesi halinde mükellefe red ve iade edilir.
Mahsup işleminin yapılabilmesi için, tahakkuk ettirilmiş geçici
verginin ödenmiş olması gerekmektedir. Geçici vergi dönemleri
itibarıyla tahakkuk ettirilmiş, ancak ödenmemiş bulunan geçici verginin
yıllık beyanname üzerinden hesaplanan gelir veya kurumlar vergisinden
mahsup edilmesi mümkün değildir.
Tahakkuk ettirilmiş ancak ödenmemiş olması dolayısıyla yıllık beyanname
üzerinden hesaplanan vergiden mahsup imkanı bulunmayan geçici vergi
tutarları terkin edilir. Terkin edilen geçici vergi tutarı için vade tarihinden
terkin edilmesi gereken tarih olan yıllık beyannamenin verilmesi gereken
kanuni sürenin başlangıç tarihine kadar gecikme zammı uygulanır.
Ödenen geçici vergi tutarının, geçici verginin ilgili olduğu döneme ilişkin
olarak verilen beyanname üzerinden hesaplanan gelir veya kurumlar
vergisinden fazla olması halinde, mahsup edilemeyen tutar mükellefin
diğer vergi borçlarına mahsup edilir. Mahsup işleminin yapılabilmesi
için yazılı başvuru şartı aranmaz. Söz konusu mahsup işlemi ilgili vergi
dairesince re’sen yapılır.
Mahsup işlemi yıllık beyannamenin verildiği tarih esas alınarak yerine
getirilir. Mahsubu yapılacak vergi borçları için vade tarihinden, yıllık
beyannamenin verildiği tarihe kadar gecikme zammı uygulanır. Mahsup
sonucu iadesi gereken miktarın bulunması ve bu tutarın beyannamenin
ilgili satırına yazılmış olması, mükellefçe yazılı olarak yapılmış iade
talebi olarak kabul edilir. Yıllık beyannamenin ilgili tablosunda/satırında
gösterilmeyen geçici verginin mahsuben veya nakden iade edilebilmesi
için o yılın sonuna kadar elektronik ortamda, 429 Sıra No’lu Vergi
Usul Kanunu Genel Tebliği ekindeki ilgili standart dilekçe kullanılarak
başvuruda bulunulması gerekir.
Geçici verginin gerek mahsuben gerekse nakden iadesinde herhangi bir
tutar sınırlaması olmayıp, geçici verginin ödenmiş olması yeterlidir. Geçici
vergiye ilişkin iade taleplerinde teminat ve inceleme raporu aranmaz.
9.3. İade Talepleri Başvuru Şekli
İade hakkı doğuran işlemler nedeniyle nakden ya da mahsuben yapılacak
iade talepleri, Gelir İdaresi Başkanlığı internet vergi dairesi üzerinden
elektronik ortamda, 429 Sıra No’lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği
ekindeki standart dilekçeler kullanılmak suretiyle yapılacaktır.
429 sıra no.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile Vergi kanunları gereği
iade hakkı doğuran işlemler nedeniyle nakden veya mahsuben talep
edilecek iadelere ilişkin başvuru dilekçeleri, internet vergi dairesinde
“Bilgi Girişi / İade Talep Dilekçeleri” bölümünden alınmaktadır
İade talep dilekçeleri, internet vergi dairesi şifresi kullanılmak suretiyle
mükellefler veya mükelleflerce yetkilendirilecek serbest muhasebeci,
serbest muhasebeci mali müşavir veya yeminli mali müşavir vasıtası ile
elektronik ortamda gönderilebilir.
Mükellefler aynı standart dilekçe ile hem mahsuben hem de nakden
iade talebinde bulunabilirler. Bu durumda mahsuben iadesi talep edilen
tutar için mahsuben iadenin şartları, nakden iadesi talep edilen tutar için
nakden iadenin şartları aranır.
Dilekçelere eklenmesi gereken belgeler elektronik olarak eklenir.
Elektronik olarak verilmesi mümkün olmayanlar ise vergi dairesine evrak
kayıt numarası/iade dosya numarası belirtilmek suretiyle teslim edilir.
İade taleplerini elektronik olarak yapmak zorunda olan mükelleflerin
iade taleplerini elektronik olarak yapmamaları durumunda iade talepleri
dikkate alınmayacaktır.
Tebliğde yer verilen başvuru şartlarına uygun olmaması nedeniyle iade
talebinin dikkate alınmaması, iade hakkını ortadan kaldırmadığı gibi
gerekli şartların sağlanması halinde yeniden iade talebinde bulunulmasına
da engel değildir.
10. 2017 TAKVİM YILI GELİRLERİNE UYGULANACAK
VERGİ TARİFESİ
13.000 TL'ye kadar % 15
30.000 TL'nin 13.000 TL'si için 1.950 TL, fazlası % 20
70.000 TL'nin 30.000 TL'si için 5.350 TL, fazlası % 27
70.000 TL'den fazlasının 70.000 TL'si için
16.150 TL, fazlası % 35
11. YILLIK BEYANNAMEDE TARH İŞLEMLERİ
11.1. Tarh Yeri
Genel kural gelir vergisinin mükellefin ikametgahının bulunduğu yer
vergi dairesince tarh edilmesidir. Ancak, ticari ve mesleki faaliyetlerde
tarha yetkili vergi dairesi işyerinin bulunduğu yer vergi dairesi olarak
belirlenmiştir. İşyerinin birden fazla olması halinde ise iş merkezinin
bulunduğu yer vergi dairesi tarha yetkili vergi dairesi olacaktır.
Diğer ücretlerle, gezici olarak çalışanların ticaret ve serbest meslek
kazançlarının vergileri, bu ücret ve kazanç sahiplerinin ikametgahlarının
bulunduğu yerin vergi dairesince tarh edilmemişse, faaliyetlerini icra
ettikleri yerin vergi dairesince tarh olunacaktır.
Dar mükellefiyete tabi olanların vergileri ise beyannamelerini vermeye
mecbur oldukları yerin vergi dairesince tarh olunur. Türkiye’de işyeri
bulunduğunda, beyannamenin verileceği vergi dairesi işyerinin bulunduğu
yerdeki vergi dairesidir.
11.2. Tarhiyatın Muhatabı
Gelir vergisi, bu vergiyle mükellef olan gerçek kişiler namına tarh edilir.
Ancak bazı istisnai durumlarda tarhiyatın muhatabı değişmektedir.
Bunlar;
• Küçüklerle kısıtlılarda, bunların nam ve hesabına kanuni
temsilcileri tarhiyatın muhatabı tutulur. Kanunî temsilci veli, vasi
ve kayyımdır.
• Dar mükellefiyette tarhiyata muhatap Türkiye’deki daimi
temsilcidir. Türkiye’de daimi temsilci yok ise kazanç ve iratları
yabancı kişiye sağlayanlar, tarhiyata muhatap tutulur. Ayrıca
Türkiye’de birden fazla daimi temsilci bulunması halinde,
mükellefin tayin edeceği, tarhiyat tarihine kadar böyle bir tayin
yapılmamış ise temsilcilerden herhangi birisi tarhiyata muhatap
tutulur.
• Kaynakta kesinti suretiyle alınan vergilerde muhatap, mükellef
hesabına tevkifat yapmaya mecbur olanlardır.
11.3. Vergilendirme Dönemi
Gelir vergisinde vergilendirme dönemi geçmiş takvim yılıdır. Ancak,
• Memleketi terk veya ölüm nedeniyle mükellefiyetin takvim yılı
içerisinde kalkması halinde, vergilendirme dönemi, takvim yılı
başından mükellefiyetin kalktığı tarihe kadar geçen süre olarak
kabul edilecektir.
• Diğer ücretlerde vergilendirme dönemi, hizmetin ifa olunduğu
takvim yılıdır.
• Tevkif yoluyla ödenen vergilerde, istihkak sahipleri ayrıca yıllık
beyanname vermeye mecbur değillerse tevkifatın ilgili bulunduğu
dönemler vergilendirme dönemi sayılır ve kesilen veya kesilmesi
gereken vergiler yıllık verginin yerine geçer.
11.4. Tarh Zamanı
Gelir vergisi, beyanname verilmesi gereken hallerde beyannamenin
verildiği günde tarh edilir. Beyanname posta ile gönderilmişse, vergiyi
tarh edecek daireye geldiği tarihi takip eden yedi gün içinde tarh edilir.
12. YILLIK BEYANNAMENİN VERİLMESİ
Ticari, zirai ve mesleki faaliyetlerinden dolayı gerçek usulde vergilendirilen
gelir vergisi mükelleflerinin hiçbir hadle sınırlı olmaksızın Yıllık Gelir
Vergisi, Geçici Vergi, Katma Değer Vergisi ve Muhtasar Beyannamelerini
elektronik ortamda gönderme zorunluluğu bulunmaktadır.
Buna göre ticari, zirai ve mesleki faaliyetlerinden dolayı gerçek usulde
vergilendirilen Gelir Vergisi mükellefleri; 2017 yılına ilişkin olup,
01- 25 Mart 2018 tarihleri arasında verebilecekleri Yıllık Gelir Vergisi
Beyannamesini, elektronik ortamda göndereceklerdir. [376 Sıra No.lu
Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği uyarınca bağlı vergi dairesi müdürlükleri
(mal müdürlükleri) mükellefleri hariç]
Ancak 2017 yılı kazançlarına ilişkin yıllık beyanname verme süresinin
son günü hafta sonuna rastladığından mükellefler beyannamelerini,
https://ebeyanname.gib.gov.tr adresinde yer alan kılavuza uygun
olarak doldurarak 26 Mart 2018 saat 24:00’a kadar göndereceklerdir.
Gelir unsurlarından birinden, bir kaçından veya tamamından bir takvim
yılı içinde elde edilen kazanç ve iratlardan beyan edilmesi gerekenlerin
yıllık beyannamede toplanarak beyan edilmesi gerekmektedir.
Ayrıca bu mükelleflerin;
• Takvim yılı içinde memleketi terk etmesi halinde, memleketi
terkten önceki 15 gün içinde Yıllık Gelir Vergisi Beyannamesi
beyanda bulunması gerekmektedir.
• Takvim yılı içinde ölümü halinde, ölüm tarihinden itibaren 4
ay içinde vefat eden kişi namına varislerce Yıllık Gelir Vergisi
Beyannamesi ile beyanda bulunulması gerekmektedir. Ölüm
halinde, kıst döneme ait beyanname verme süresinin son günü
02.08.2016 tarihi ve sonrası olması durumunda beyannamenin
elektronik ortamdan (e-beyanname sisteminden) gönderimi
mümkün bulunmaktadır.
• Ölüm tarihinde içinde bulunulan ayın başlangıcı ile ölüm tarihi
arasındaki döneme tekabül eden kıst dönem beyannameler (BDP
ve Hazır Beyan sisteminden verilen GMSİ+ÜCRET+DKİ+MSİ,
Basit Usul beyannameleri hariç)” ile ölüm tarihinden önceki
döneme ait olup vadesi gelmediği için vefat eden mükellef
tarafından verilemeyen beyannamelerin de (BDP ve Hazır
Beyan sisteminden verilen GMSİ+ÜCRET+DKİ+MSİ,Basit
Usul beyannameleri hariç) 07.11.2017 tarihinden itibaren
elektronik ortamdan (e-beyanname sisteminden) gönderimi
gerçekleştirilebilmektedir.
13. VERGİNİN ÖDENME ZAMANI VE YERİ
2017 yılı kazançlarına ilişkin olarak verilecek yıllık beyannameler üzerinden
hesaplanan gelir vergisi iki eşit taksitte ödenecek olup,
• Birinci taksitin 2 Nisan 2018 tarihine kadar,
• İkinci taksitin 31 Temmuz 2018 tarihine kadar
ödenmesi gerekmektedir.
Memleketi terk ve ölüm gibi mükellefiyetin kalkmasını gerektiren
durumlarda, beyan üzerine tarh edilen vergiler beyanname verme süreleri
içinde ödenecektir.
Vergi;
• Vergi tahsiline yetkili banka şubelerine,
• Bağlı bulunulan vergi dairesine,
• Bağlı bulunulan vergi dairesinin bildirilmesi şartı ile herhangi bir
vergi dairesine ödenebilir.
14. BEYANNAMEYE EKLENECEK BİLDİRİM VE
BELGELER
Sadece ticari kazançlarını beyan eden mükellefler Yıllık Gelir Vergisi
Beyannamesine:
• Ayrıntılı Bilanço ve Ayrıntılı Gelir Tablosu,
• İşletme Hesabı Özeti,
• Bilanço Esasına Göre Defter Tutan Mükelleflere Ait Ticari Kardan
Mali Kara Ulaşmak İçin Hesaplamayı Gösteren Bildirim,
• Varsa, Yabancı Ülkelerde Ödenen Vergilere İlişkin Bildirim,
• Varsa, Kesinti Yoluyla Ödenen Vergilere İlişkin Belgeleri
ekleyeceklerdir.
Ticari kazancın yanında başka gelirlerin de beyan edilmesi halinde, ilgili
gelire ilişkin belgeler de eklenecektir.
15. BEYANNAME VERMEYENLERE UYGULANACAK
YAPTIRIMLAR
2017 takvim yılı kazançlarına ait olup, 2018 yılında verilmesi gereken
beyannamenin beyanname verme süresi içinde verilmemesi durumunda
mükelleflere, özel usulsüzlük cezası ile tahakkuk ettirilmeyen vergi için
ayrıca vergi ziyaı cezası ve gecikme faizi uygulanır.
16. GERÇEK USULDE TİCARİ KAZANCIN BEYANINA
İLİŞKİN ÖRNEKLER
Örnek 1: Ankara Büyükşehir Belediyesi sınırları içinde mobilyacılık
faaliyeti yapan mükellef (A) bu faaliyetinden dolayı 2017 yılında 90.000 TL
kar elde etmiştir. Mükellef işletme hesabı esasına göre defter tutmaktadır.
Ayrıca mükellefin, 2017 yılı içinde ödenen 13.500 TL geçici vergi tutarı
bulunmaktadır.
Örnek Hakkında Açıklama;
Bu örnekte işletme hesabı esasına göre defter tutan bir mükellefin
durumu açıklanmaktadır. Mükellef ticari kazancı nedeniyle Yıllık Gelir
Vergisi Beyannamesi vermek zorundadır. Mükellef 2017 yılında 90.000
TL ticari kazanç elde etmiştir.
Mükellefin Beyanı Aşağıdaki Gibi Olacaktır:
Ticari Kazanç 90.000 TL
Safi Ticari Kazanç 90.000 TL
Vergiye Tabi Gelir (Matrah) 90.000 TL
Hesaplanan Gelir Vergisi 23.150 TL
Mahsup Edilecek Geçici Vergi 13.500 TL
Ödenmesi Gereken Gelir Vergisi 9.650 TL
Örnek 2: Adana Büyükşehir Belediyesi sınırları içinde elektronik eşya alım
satımı faaliyetinde bulunan ve bilanço esasına göre defter tutan mükellef
(B)’nin 2017 yılı karı 480.000 TL’dir. Mükellef 2017 yılında 30.000 TL Bağ-
Kur Primi ve 72.000 TL geçici vergi ödemiştir.
Mükellefin ayrıca tevkif yoluyla vergilendirilmiş brüt 350.000 TL mevduat
faizi ve repo geliri (bu gelirler ticari işletmesine dahil bulunmamaktadır) ile
İstanbul’da bulunan ve emlak vergisi değeri 250.000 TL olan apartman
dairesinden (meskenden) 30.000 TL kira geliri bulunmaktadır. (Mesken
kira gelirinde götürü gider yöntemi seçilmiştir.)
Örnek Hakkında Açıklama;
Mükellef ticari kazancı nedeniyle yıllık beyanname vermek zorunda
olup, beyannameye mesken olarak kiraya verdiği gayrimenkulden elde
ettiği kira gelirini de dahil edecektir. Ticari, zirai ve mesleki kazancı
nedeniyle yıllık beyanname verenler konut kira gelirine ilişkin istisnadan
yararlanamayacağından bu gelire mesken istisnası uygulanmayacaktır.
Kira gelirinde safi irat hesaplanırken %15 oranındaki götürü gider
düşüldükten sonraki kalan tutar beyan edilecektir.
Gelir Vergisi Kanununun geçici 67 nci maddesi hükmü uyarınca,
mükellefin 2017 yılında elde ettiği tevkif yoluyla vergilendirilmiş bulunan
mevduat faizi ve repo geliri beyannameye dahil edilmeyecektir.
Mükellefin Beyanı Aşağıdaki Gibi Olacaktır:
Ticari Kazanç 480.000 TL
Bağ-Kur Primi 30.000 TL
Safi Ticari Kazanç (480.000 TL - 30.000 TL) 450.000 TL
GMSİ (30.000 TL - (30.000 TL x %15)) 25.500 TL
Beyan Edilen Gelirler Toplamı
(450.000 TL + 25.500 TL) 475.500 TL
Vergiye Tabi Gelir 475.500 TL
Hesaplanan Gelir Vergisi 158.075 TL
Mahsup Edilecek Geçici Vergi 72.000 TL
Ödenmesi Gereken Gelir Vergisi
(158.075 TL – 72.000 TL ) 86.075 TL
Örnek 3: İzmir’de ikamet eden ve bilanço esasına göre defter tutan
mükellef (C) kırtasiyecilik yapmaktadır. Mükellef (C) bu faaliyetinden
dolayı 2017 yılında 120.000 TL kar elde etmiş olup, 12.000 TL Bağ-Kur
primi ve 18.000 TL geçici vergi ödemiştir. Mükellef ayrıca 20.000 TL şahıs
sigorta primi ödemiştir.
Örnek Hakkında Açıklama;
Mükellef 2017 yılında 120.000 TL ticari kazanç elde etmiştir. Ödenen
şahıs sigorta primi ile ilgili olarak indirim konusu yapılabilecek tutar
2017 yılı asgari ücretin yıllık brüt tutarını (21.330 TL) aşmamakla birlikte
beyan edilen gelirin % 15’ini de aşamayacağından, indirim konusu
yapılacak şahıs sigorta primi ödenen 20.000 TL yerine (108.000 x %15)
16.200 TL olacaktır.
Mükellefin Beyanı Aşağıdaki Gibi Olacaktır:
Ticari Kazanç 120.000 TL
Bağ-Kur Primi 12.000 TL
Safi Ticari Kazanç (120.000 TL -12.000 TL) 108.000 TL
Mahsup Edilecek İndirimler (Şahıs Sigorta Primi) 16.200 TL
Mahsup Sonrası Kalan Tutar
(108.000 TL -16.200TL) 91.800 TL
Vergiye Tabi Gelir 91.800 TL
Hesaplanan Gelir Vergisi 23.780 TL
Mahsup Edilecek Geçici Vergi 18.000 TL
Ödenmesi Gereken Gelir Vergisi
(23.780 TL – 18.000 TL) 5.780 TL
Örnek 4: Eskişehir’de ikamet eden ve toptan gıda ticareti yapmakta
olan mükellef (D), 2017 yılında 200.000 TL kar elde etmiş olup, 30.000
TL geçici vergi tahakkuk etmiş olmasına rağmen 22.500 TL geçici vergi
ödemiştir. Ayrıca, mükellef (D) ticari faaliyeti nedeniyle 20.000 TL kesinti
yoluyla vergi ödemiştir.
Örnek Hakkında Açıklama;
Mükellef ticari kazancı nedeniyle Yıllık Gelir Vergisi Beyannamesi vermek
zorundadır. Mükellefin yıl içinde ödemiş olduğu geçici vergi ile ticari
faaliyeti dolayısıyla tevkif edilen 10.000 TL gelir vergisi, beyanname
üzerinden hesaplanan gelir vergisinden mahsup edilecektir.
Mükellefin Beyanı Aşağıdaki Gibi Olacaktır:
Ticari Kazanç 200.000 TL
Vergiye Tabi Gelir 200.000 TL
Hesaplanan Gelir Vergisi 61.650 TL
Mahsup Edilecek Kesinti Yoluyla Ödenen Vergi 20.000 TL
Mahsup Edilecek Geçici Vergi 22.500 TL
Ödenmesi Gereken Gelir Vergisi 19.150 TL