Gazeteport/Thelira 20.03.2013 Tarihli "Meslek mensuplarının sorumlulukları ve torba kanun" Başlıklı Ekrem Öncü Köşe Yazısı
- 20 Mart 2013
Ekrem öncü
Meslek mensuplarının sorumlulukları ve torba kanun
Değerli okurlarımız Torba Yasa ile Vergi Usul Kanununa 153/A maddesi eklenmiştir. Madde ile sahte fatura düzenleyenlere yönelik düzenlemeler getirilmiş olup son yazımızda konu ele alınmıştı. Bu yazımızda ise konunun 3568 sayılı Kanun kapsamında faaliyette bulunan meslek mensuplarına yönelik getirdiği düzenlemeler ile meslek mensuplarının sorumluluklarının nerede başlayıp nerede biteceği ele alınacaktır.
Meslek mensuplarından sahte fatura düzenleme olayına iştirak ettikleri inceleme raporuyla tespit edilenler ve bu durumu kesinleşenler hakkında üç yıl süreyle geçici olarak mesleki faaliyetten alıkoyma cezası uygulanabileceği gibi meslekten men cezası da verilebilecektir.
3568 sayılı Kanun kapsamında faaliyette bulunan meslek mensuplarından sahte fatura düzenleme olayına iştirak ettikleri inceleme raporuyla tespit edilenler ve bu durumu KESİNLEŞENLER hakkında üç YIL SüREYLE GEçİCİ OLARAK MESLEKİ FAALİYETTEN ALIKOYMA cezası uygulanacaktır.
Sürenin sonunda meslek mensuplarının tekrar faaliyete başlamak istemeleri halinde kendisinden bir ay içinde 6183 sayılı Kanunun 10'uncu maddesinin birinci fıkrasının (1), (2) ve (3) numaralı bentlerinde sayılan nev'iden 50.000.- Türk Lirasından ve düzenlenmiş olan sahte belgelerde yer alan toplam tutarın yüzde onundan az olmamak üzere yazıyla teminat istenecektir. Teminat süresinde verilmeyecek olur ise, istenilen teminat tutarı verilen sürenin son günü vade tarihi olarak kabul edilmek suretiyle meslek mensubu adına teminat alacağı olarak tahakkuk ettirilecektir. Tahakkuk ettirilen teminat alacağı, 6183 sayılı Kanun uyarınca gecikme zammı tatbik edilerek takip ve tahsil edilecektir.
Teminat alınmasını takip eden takvim yılının başından itibaren beş yıl içinde sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenlediğinin ya da iştirak ettiğinin tespit edilmemiş olması halinde alınmış olan teminat başkaca vergi borcu bulunmaması durumunda meslek mensubuna iade edilecektir. Söz konusu fiillerin işlenmesi ya da iştirak edilmesi halinde ise; MESLEKTEN çIKARMA cezası verilecektir.
Meslekten alıkoyma ya da meslekten çıkarma cezasının verilmiş olması VUK 359'a göre ceza verilmesine engel olacak mıdır?
VUK 153/A ile yeni bir ceza öngörülmektedir. VUK 153/A'ya göre verilecek ceza 359 kapsamında cezayı engellememektedir. Zaten 153/A'daki ceza düzenlemesi parasal olarak teminat istenmesi ve meslekten alıkoyma ya da ihraca yöneliktir. İştirak halinde verilecek ceza bilindiği üzere VUK 360'ta düzenlenmiştir. Maddi menfaat gözetilmemesi halinde Türk Ceza Kanununun suça iştirak hükümlerine göre verilecek cezanın yarısı indirilecektir.
Getirilen yasa düzenlemesi ve meslek mensuplarının durumunun değerlendirilmesi
Hemen vurgulayalım ki meslek mensuplarının sahte fatura organizasyonunda yer alması kabul edilemez. Sahte fatura organizasyonu ve buna iştirak eden birinin mesleği icra edememesi doğal bir düzenlemedir.
Ancak, üzerinde önemle durulması gereken ve meslek mensuplarının da oldukça rahatsız olduğu husus, çok kolay bir şekilde ve kesin deliller olmadan, şüpheye dayalı işlemlerde bile kendilerinin sahte fatura düzenleme ya da kullanmaya iştirak ettikleri yönünde haklarında raporlar düzenleniyor olmasıdır.
Danıştay Dördüncü Dairesi'nin 09.03.2005 tarih ve 2005/347 Karar ve 2004/1877 Esas Numaralı Kararında da; 'muhasebecilerin sorumluluğu, imzaladıkları beyannamelerde yer alan bilgilerin defter kayıtlarına ve bu kayıtların dayanağını oluşturan belgelere uygun olmamasından doğmakta olup, şirketin düzenlendiği faturalar karşılığında % 5 komisyon geliri elde ettiği varsayımına dayanılarak 213 sayılı vergi usul kanununun mükerrer 227 inci maddesi uyarınca muhasebeci olan davacının sorumululuğuna gidilemeyeceği' belirtilmiştir.
Muhasebeci, mali müşavirin beyanname imzalama veya düzenleme sorumluluğu sadece mükellefi tarafından verilen evrakların kayda alınması, tahakkuk edecek vergilerin bu evrak ve belgelere uygun olması ile ilintilidir, faturaların muhteviyatı itibari ile yanıltıcı veya sahte olması (VUK Md. 359/a-b) durumunda mali müşavirin inceleme ve araştırma yapma yetkisi olmaması gerek vergi hukukunda ve gerekse 3568 sayılı yasa ile bu doğrultuda yüklenilen bir sorumluluk bulunmaması nedeniyle mali müşavirin sorumluluğuna gidilmesi söz konusu olmamalıdır.
Elbetteki meslek mensubunun bir organizasyon içinde olması halinde yukarıdaki Danıştay kararının kapsamı aşılacaktır ve VUK 359 ve 360 kapsamında işlem yapılabilecektir. Ancak, meslek mensubunun defterlerini tuttuğu firmaların sahte fatura kullanması veya düzenlemesi halinde bunu bilecek durumda değilse, sırf meslek mensubu sıfatıyla sorumlu tutulmamalıdır. Güçlü delillerle meslek mensuplarının sorumluluğu ortaya konulmalı, ihtimaller üzerinden değerlendirmeler yapılmamalıdır. Kaldı ki, bu Ceza Kanununun esassıdır. Şüphe her zaman sanık lehine delil olarak kullanılmalıdır. Bir meslek mensubunun ofisinde şirket kaşesi bulunması, defter ve belgelerin bulunması gibi durumlar normal ve mutad durumlardır. Aksinin açık bir şekilde ortaya konulması gerekmektedir.
Meslek mensuplarının oldukça yoğun bir çalışma temposu ile faaliyetlerini yürüttüklerini bilmekteyiz. Gerçekten de özveri isteyen hassas bir meslektir. Her meslekte olabileceği gibi bu meslekte de hata yapan meslek mensupları çıkabilir, ancak iştirak edildiğinin çok net bir şekilde ortaya konulması şarttır ve en önemlisi meslek mensuplarının sorumluluklarının çerçevesi açık bir şekilde düzenlemelerle ortaya konulmalıdır. Yazımızda yer verdiğimiz Danıştay Kararı önemli bir karardır ve meslek mensubunun sorumluluğu belirlenirken bu Karardan faydalanılabilir kanaatindeyim.