Değerli okurlar, Takip edenler bilir, daha önce bu köşemizde manipülasyon suçu ve tanımına ilişkin düşüncelerimizi ve önerilerimizi dile getiren bir yazımız olmuş ve oldukça da ilgi uyandırmıştı. Diğer taraftan yılsonuna doğru yeni SERMAYE PİYASASI KANUNU'nun yasalaşma sürecinde gerek Meclis'e gelmeden önce gerekse kanun Genel Kurul'da görüşülürken yine aynı şekilde tespit ve önerilerimizi borsagundem.com aracılığıyla kamuoyu ile paylaşmıştık. Bilindiği üzere 2499 sayılı eski Sermaye Piyasası Kanunu'nun 'Cezai Sorumluluk' başlıklı 47/A-2 maddesinde manipülasyon şu şekilde tanımlanmıştır; 'Yapay olarak, sermaye piyasası araçlarının, arz ve talebini etkilemek, aktif bir piyasanın varlığı izlenimini uyandırmak, fiyatlarını aynı seviyede tutmak, arttırmak veya azaltmak amacıyla alım ve satımını yapan gerçek kişilerle, tüzel kişilerin yetkilileri ve bunlarla birlikte hareket edenler, Hakkında bu fiillerden dolayı iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beş bin günden on bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.' Yürürlükte kaldığı yıllar boyunca söz konusu madde, konunun uzmanları tarafından ucu açık ve farklı şekilde yorumlanabilecek bir madde olduğu ve manipülatif fiillerin neler olduğunun net bir şekilde ortaya koyamadığı yönünde bir kısmına bizim de katıldığımız sık sık eleştirilere maruz kalmış ve nihayetinde Kurul tarafından da çok sayıda suç duyurusuna ve hukuki ihtilafa zemin oluşturmuştur. Gelinen süreçte en çok merak edilen konulardan bir tanesi yeni Sermaye Piyasası Kanunu'nda manipülasyon fiilinin tanımı ve suçuna ilişkin açıklamaların nasıl olacağı idi. Konuya baktığımızda 6362 Sayılı yeni Sermaye Piyasası Kanunu'nun Piyasa Bozucu Eylemler başlıklı 104. maddesinde; "Makul bir ekonomik veya finansal gerekçeyle açıklanamayan, borsa ve teşkilatlanmış diğer piyasaların güven, açıklık ve istikrar içinde çalışmasını bozacak nitelikteki eylem ve işlemler, bir suç oluşturmadığı takdirde, piyasa bozucu nitelikte eylem sayılır. Kurulca belirlenen piyasa bozucu eylemleri gerçekleştiren kişilere Kurul tarafından yirmi bin Türk Lirasından beş yüz bin Türk Lirasına kadar idari para cezası verilir. Ancak, bu suretle menfaat temin edilmiş olması hâlinde verilecek idari para cezasının miktarı bu menfaatin iki katından az olamaz" açıklamaları ile piyasa bozucu eylemler tanımlanmıştır. Yine kanunun Piyasa Dolandırıcılığı başlıklı 107. Maddesinde de "Sermaye piyasası araçlarının fiyatlarına, fiyat değişimlerine, arz ve taleplerine ilişkin olarak yanlış veya yanıltıcı izlenim uyandırmak amacıyla alım veya satım yapanlar, emir verenler, emir iptal edenler, emir değiştirenler veya hesap hareketleri gerçekleştirenler iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beş bin günden on bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılırlar. Ancak, bu suçtan dolayı verilecek olan adli para cezasının miktarı, suçun işlenmesi ile elde edilen menfaatten az olamaz. Sermaye piyasası araçlarının fiyatlarını, değerlerini veya yatırımcıların kararlarını etkilemek amacıyla yalan, yanlış veya yanıltıcı bilgi veren, söylenti çıkaran, haber veren, yorum yapan veya rapor hazırlayan ya da bunları yayanlar iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılırlar." özellikle söz konusu maddenin ikinci paragrafı kamuoyunda büyük yankı uyandırdı ve hatta yurt dışından sürekli Türkiye Sermaye Piyasaları hakkında yorum yapan ve demeç veren ekonomist ve finans sektöründe yatırım yapan bazı kişi ve kurumların adlarını ve yorumlarını göremez olduk. Zira kanunun yukarıda bahsettiğimiz 107/2 maddesi ciddi bir endişe yaratmış olacak ki Kurul da konuya hassasiyet gösterip bir çalışma yaparak web sayfasından 08.01.2013 tarihli bir duyuru yaptı. Söz konusu duyuruda; "Eski SPKn. md.47/I.A-3 hükmü, bilgi bazlı piyasa manipülasyonu fiilini daha genel bir şekilde ifade ederek, suçun oluşması için bu fiillerin sermaye piyasası araçlarının değerlerini etkileyebilecek nitelikte olmasını yeterli saymıştır. Dolayısıyla önceki düzenlemede bilgiyi yayan kişinin amacına bakılmaksızın bilginin 'değeri etkileyebilecek olması' yeterli görülmüştür. Yeni SPKn. md.107/2 hükmünde ise bu fiiller daha ayrıntılı şekilde sayılmış, ancak suçun oluşması için bu bilgileri yayan kişilerin 'sermaye piyasası araçlarının fiyatlarını, değerlerini veya yatırımcıların kararlarını etkilemek amacıyla' hareket etmiş olduklarının, yani özel kastlarının, ispatı zorunlu tutulmuştur. Bu nedenle, yeni SPKn. md.107/2 hükmü, iyi niyetli, amacı konusunda şüphesi bulunmayan piyasa yorumcularına daha fazla hareket imkanı sağlayacak niteliktedir. Eski düzenlemede yer almayan bazı ifadelere yeni düzenlemede yer verilmiş olması suçun kapsamının genişlediği anlamına gelmemektedir. Zira, 'söylenti çıkarmak', rapor hazırlamak' 'bunları yaymak' ifadeleri, fiilin daha açık şekilde sayılması amacını taşımakta olup, esasen yeni bir fiil olarak değerlendirilmeyecek örneklerdir. Diğer taraftan bir kişinin maddede yazılı amaçla bu fiilleri işlediğinin ispat edilmesi halinde, kabul etmek gerekir ki piyasayı ve yatırımcıları korumak adına bu tür fiiller kovuşturulmalıdır. Benzer bir düzenlemenin Avrupa Birliği mevzuatının 'Piyasa Bozucu Eylemler Direktifinde' (Market Abuse Directive 2003/6/EC)'de düzenlendiği dikkate alındığında, yeni SPKn'nun bu hükmünün eski SPKn. hükmüne göre daha objektif ve açık olduğu değerlendirilmektedir. " Sermaye Piyasası Kurulu'nun konuya ilişkin hassasiyetini ve hızlı hareket etmesini saygıyla karşılıyoruz. Ancak kanunun 104 ve 107. maddeleri birlikte değerlendirildiğinde ve eski kanunun ilgili maddeleri ile karşılaştırıldığında yaşanan sıkıntı ve ihtilafların sona ereceğini düşünmek için daha erken olduğu kanaatindeyiz. Zira daha ikincil mevzuat çalışmaları yapılacaktır. Ayrıca daha önce de yazdığımız gibi manipülasyon ile spekülasyon aynı anlama gelmemekte ve birbirinden ayrı tutulması gerekmektedir. Finansal anlamda spekülasyon; belli beklentilerle işlem yapmaktır. örneğin bir arsa alırsınız ancak oradan yol geçeceğini önceden bir şekilde bilerek veya öğrenerek bu işlemi yaparsanız buna spekülasyon denir. Ancak manipülasyon ise bilfiil bir hisse senedi fiyatının arz ve talebini etkileyecek şekilde aşağı veya yukarı hareket edecek şekilde işlem yapmak veya yaptırtmaktır. Bu kapsamda SPK Kurulu uzman denetçileri günlük olarak endeks ve hisse fiyatları üzerinde analizler yapmakta, varsa ihbarları değerlendirmekte, şüpheli gördüğü hisse ve işlemleri incelemeye almakta ve rapor düzenlemektedir. Suç unsuru bulduğu takdirde de ilgili makamlara suç duyurusunda bulunmaktadır. Ancak, bazı durumlarda manipülasyon gerçekleşip gerçekleşmediğinin tespiti çok kolay olmamaktadır. Zira sadece hisse senedi fiyat ve miktar hareketlerini alıp endeks verileri ile tek başına karşılaştırmak, kanaatimizce yeterli olmayacaktır. Bu analizleri yaparken söz konusu işlemlerin fiyat artırma amaç ve kastıyla yapıldığını ortaya koyabilmek için belirli bir düzen ve disiplin dahilinde, süreklilik arz eder şekilde icra edilmesi gerekmektedir. Burada belirtmemiz gerekir ki, bir menkul kıymetin fiyatı, işlem hacmi veya her ikisinde aynı anda görülen ani artış ve azalışlar manipülasyon amacına yönelik karine teşkil eder. Ancak böyle bir durumda söz konusu menkul kıymetin uzun süre önce halka arz edilmiş olması halinde bu menkul kıymetin daha önceki fiyat ve işlem hacmiyle mukayese edilerek sonuca ulaşmak gerekir. Sonuç olarak bir menkul kıymette gerçekleşen fiyat hareketini olağan dışı ve bu anlamda yapay olarak niteleyebilmek için sadece meydana gelen fiyat hareketine bakarak değerlendirme yapmak yanılgıya yol açabilir. İsabetli ve doğru bir değerlendirme yapabilmek için uzun bir dönemde oluşan fiyat ve miktar değişimlerinin araştırılması ve bulunan verilen endeks verileri ile karşılaştırılması ve ancak bu tespitlerden sonra olağanlık ve olağan dışılık nitelemelerine ulaşılması gerekmektedir. Yeni kanun ile beraber gelişmeleri , eleştirileri ve hatta ihtilafları sizlerle paylaşmaya devam edeceğiz. Her türlü soru, yorum ve eleştirileriniz için [email protected] mail adresinden ulaşabilirsiniz. |