Gazeteport/Thelira 19.12.2012 tarihli "Tek kişilik yönetim kurulları ile birden çok üyeli yönetim kurullarının tezatları" Başlıklı Ekrem Öncü Köşe Yazısı
- 18 Aralık 2012
Ekrem öncü
Tek kişilik yönetim kurulları ile birden çok üyeli yönetim kurullarının tezatları
Son yazımızda, tek kişilik yönetim kurulunun Yeni TTK ile 1 Temmuz'dan itibaren mümkün hale geldiğini, tek kişilik yönetim kurulu olması halinde azınlık hakkı ile yönetim kurulu üyeliğinin boşalması halinde ne olacağını ele almış ve gelecek yazımızda konuya devam edeceğimizi belirtmiştik.
Tek kişilik yönetim kurulu üyesinin bulunması halinde, Yeni TTK'nın 366'ncı maddesinde yer alan, yönetim kurulunun her yıl üyeleri arasından bir başkan ve bulunmadığı zamanlarda ona vekâlet etmek üzere, en az bir başkan vekili seçeceği düzenlemesi ile esas sözleşmede, başkanın ve başkan vekilinin veya bunlardan birinin, genel kurul tarafından seçilmesinin öngörülebileceğine yönelik düzenlemenin anlamı olmayacaktır.
Yine, Yeni TTK'nın 370'inci maddesindeki esas sözleşmede aksi öngörülmemişse temsil yetkisinin çift imza ile kullanılacağı yönündeki düzenleme tek kişilik yönetim kurulunun bulunması halinde uygulanamayacaktır. Madde düzenlemesinde de bu husus açıkça belirtilmiştir.
Yeni TTK'nın 390'ıncı maddesi ile, yönetim kurulunun nasıl karar alacağı düzenlenmiştir. Buna göre, esas sözleşmede aksine ağırlaştırıcı bir hüküm bulunmadığı takdirde, yönetim kurulu üye tam sayısının çoğunluğu ile toplanacak ve kararlarını toplantıda hazır bulunan üyelerin çoğunluğu ile alacaktır. Maddenin takip eden fıkralarında da, yönetim kurullarının birden fazla üyeden oluşması halleri düzenlemelerine yer verilmiştir. Yönetim kurulunun tek kişiden oluşması halinde 390'ıncı madde düzenlemesinin anlamı kalmayacaktır.
Bilgi alma ve inceleme hakkı da Yeni TTK'nın 392'nci maddesi ile düzenlenmiştir. Bu düzenleme de, yönetim kurulunun birden çok üyeli olması haline yönelik bir düzenlemedir. Tek kişilik yönetim kurulu için bu madde düzenlemesinin anlamı bulunmamaktadır.
Yönetim kurulu üyesi Yeni TTK'nın 393'üncü maddesi uyarınca, kendisinin şirket dışı kişisel menfaatiyle veya alt ve üst soyundan birinin ya da eşinin yahut üçüncü derece dâhil üçüncü dereceye kadar kan ve kayın hısımlarından birinin, kişisel ve şirket dışı menfaatiyle şirketin menfaatinin çatıştığı konulara ilişkin müzakerelere katılamaz. Tek kişilik yönetim kurulu bulunması halinde nasıl hareket edilecektir?
Tek üye kendisinin ya da yakınlarının menfaatiyle şirketin menfaatinin çatıştığı konularda müzakerede bulunması ve karar alması halinde, alınan karar yine de geçerli olacak ve şirket zarara uğramış olur ise, yönetim kurulu üyesi 393/2 uyarınca zararı tazminle yükümlü olacaktır. Burada gerçekten ilginç bir durum doğmaktadır. Tek kişi olan yönetim kurulu üyesi maddede sayılan çıkar çatışması durumunda bile müzakerelere kanunen katılmaması gerekirken katılmak zorunda olacaktır. Yani kendisi tek başına karar alacaktır. Ancak şirket zarara uğrayacak olursa da bu zararı yönetim kurulu üyesi karşılamak zorunda kalacaktır.
Şirketle işlem yapma ve şirkete borçlanma yasağı da 395'inci madde de düzenlenmiştir. Tek üyeli yönetim kurulunda yönetim kurulu üyesinin şirketle işlem yapması halinde, şirketin o işleminin batıl olduğu ileri sürülebilecektir.
Yeni TTK'nın 396'ncı maddesi düzenlemesi uyarınca da, yönetim kurulu üyelerinden biri, genel kurulun iznini almaksızın, şirketin işletme konusuna giren ticari iş türünden bir işlemi kendi veya başkası hesabına yapamayacağı gibi, aynı tür ticari işlerle uğraşan bir şirkete sorumluluğu sınırsız ortak sıfatıyla da giremez. Bu hükme aykırı harekette bulunan yönetim kurulu üyelerinden şirket tazminat istemekte veya tazminat yerine yapılan işlemi şirket adına yapılmış saymakta ve üçüncü kişiler hesabına yapılan sözleşmelerden doğan menfaatlerin şirkete ait olduğunu dava etmekte serbesttir. Rekabet yasağıyla amaçlanan, diğer pay sahiplerinin korunmasıdır.
Burada tekrardan vurgulayalım ki, tek paylı ve tek yönetim kurulu üyesi bulunan anonim şirkette sorun çıkması beklenmeyebilir. çünkü, şirketin tek pay sahibi genel kurul sıfatıyla işlem yapmaya izin vermiş olarak kabul edilebilecektir. Ancak, birden fazla ortaklı ve tek yönetim kurulu üyesi bulunan anonim şirketlerde yukarıda bahsettiğimiz durumlar geçerli olabilir.
Geçen yazımızda ve yukarıdaki durumlarda, Yeni TTK düzenlemeleri uyarınca birden çok yönetim kurulu üyesi bulunması haline göre yapılan düzenlemelerin, tek kişilik yönetim kurulu bulunması halinde ne anlama geleceğini ele almış olduk. Aslında ele aldığımız konular olayın özelliğine göre daha karmaşık hale de gelebilir. Ancak, tek kişilik yönetim kurulu ile birden çok kişinin bulunduğu yönetim kurullarına ilişkin bir kıyaslama yapmış olduk.
Tek kişilik yönetim kurulu ile birden çok kişinin bulunduğu yönetim kurullarına ilişkin düzenlemelerin hangileri örtüşmektedir?
Yönetim ve temsile ilişkin olarak ele aldığımız durumlar dışında kalan, görev süresi (Md. 362), görevden alma (Md. 364), yönetim devri (Md. 367), ticari mümessil ve ticari vekillerin atanması (Md. 368), temsil yetkisinin kapsam ve sınırları (Md. 371), imza şekli (Md. 372), temsile yetkili olanların tescil ve ilanı (Md. 373), yönetim kurulunun görev ve yetkileri (Md. 374), devredilemez görev ve yetkiler (Md. 375), sermayenin kaybı, borca batık olma durumunda çağrı ve bildirim yükümü (Md. 376), iflasın ertelenmesi (Md. 377), batıl kararlar (Md. 391), yönetim kurulu üyelerinin mali hakları (Md. 371), konularında tek kişilik yönetim kurulu ile birden fazla üyeli yönetim kurulu arasında fark bulunmamaktadır.
Anonim şirketlerde yönetim kurulunun tek kişiden oluşması halinde birden fazla kişiden oluşan yönetim kurullarına ilişkin yapılan düzenlemelerin ne gibi tezatlar oluşturabileceği bu ve bundan önceki yazımda kaleme alınmış oldu. Tek kişilik anonim şirketler ve tek kişilik yönetim kurulları yaygınlaşmaya başladı ve daha da yaygınlaşması beklenebilir. Yazılarımızın bu alanda faydalı olmasını umut etmekteyiz.