Gazeteport/Thelira 13.09.2013 Tarihli "Defter tutmanın cezası defter tutmamanın cezasından daha ağır olabilir mi?" Başlıklı Ekrerm Öncü Köşe Yazısı
- 13 Eylül 2013
Ekrem öncü
Defter tutmanın cezası defter tutmamanın cezasından daha ağır olabilir mi?
Bilindiği üzere defter ve belgelerin ibraz edilmemesi halinde KDV indirimleri reddedilmekte ve VUK 359 kapsamında suç duyurusunda bulunulmaktadır. Ancak, defterlerin ibraz edilmemesi halinde 3 kat vergi ziyaı cezası kesilemeyeceği ve 359 kapsamında suç duyurusunda bulunulamayacağı şeklinde görüşler bulunmaktadır. Bu yazıda konu kapsamlı bir şekilde tartışılacaktır.
VUK 359/a-2 uyarınca, defter, kayıt ve belgeleri tahrif edenler veya gizleyenler hakkında onsekiz aydan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Varlığı noter tasdik kayıtları veya sair suretlerle sabit olduğu halde, inceleme sırasında vergi incelemesine yetkili kimselere defter ve belgelerin ibraz edilmemesi, bu fıkra hükmünün uygulanmasında gizleme olarak kabul edilir.
Gizlemeden bahsedebilmek için defterlerin mevcut olduğu noter tasdik kayıtları ya da diğer şekillerde ortaya konulmalıdır. Noter tasdik kayıtları mevcut ise defterlerin var olduğu kabul edilecektir.
Noter tasdik kayıtları mevcut değil ise örneğin defterler notere onaylatılmamış ise nasıl hareket edilecektir?
Defterler mevcut ancak notere onaylatılmamış ise ve defterlerin onaysız da olsa mevcut olduğu ortaya konuluyor ise gizlemeden bahsedilebilecektir. Kanunda veya sair suretlerle denilerek defterlerin varlığının sadece noter kayıtları ile değil daha değişik yollarla da ortaya konulabileceği ifade edilmektedir.
örneğin, defter ve belgelerini ibraz etmeyen bir mükellefin KDV Beyannamelerinde indirim konusu yapılan KDV'nin bulunması mükellefin defter ve belgelerinin mevcut olduğuna bir done teşkil edebilecektir. KDV Kanununun 29'uncu maddesine göre, mükellefler kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve vesikalarda gösterilen katma değer vergilerini yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden indirebileceklerdir. Yine KDV 34/1 uyarınca fatura ve vesikaların kanuni defterlere kaydedilmesi koşulu ile indirim mümkündür. 54/1-a bendine göre ise, KDV mükelleflerinin, tutulması mecburi defter kayıtlarını bu verginin hesaplanmasına ve kontrolüne imkan verecek şekilde düzenleyecekleri ile bu kayıtlarda vergi konusu işlemlerin mahiyeti, vergisiz tutarları, hesaplanan vergi, indirilebilir vergi miktarının açıkça gösterilmesinin şart olduğu hükmüne yer verilmiştir.
Bunun anlamı, eğer ki bir mükellefin KDV Beyannamesinde indirim konusu yaptığı KDV mevcut ise bu mükellefin defter ve belgelerinin mevcut olduğunun iddia edilebileceğidir. Yani, KDV'nin indirim konusu yapılabilmesi için KDV Kanununun 29, 34/1, 54/1-a maddeleri uyarınca belgeler mevcut olacak ve bu belgeler defterlere kaydedilecektir. Aksi türlü indirim konusu yapılması mümkün olmayacaktır. Mükellefte vergiyi indirim konusu yapmış ise bu şartları sağladığı için yapmıştır ve bu mükellefin defter ve belgelerinin indirim konusu yapılan dönemde mevcut olduğu anlamına gelmektedir. Aslında dolaylı bir ikrardan bahsedilmektedir.
Defter ve belgelerin mevcut olduğunun kabul edilmesi halinde bu düşüncenin sonucu ne olacaktır?
Bu halde defter ve belgeler gizlendiği için tüm indirimler reddedilecek, 3 kat vergi ziya cezası kesilecek, usulsüzlük cezası kesilecek ve 18 aydan 3 yıla kadar hapis cezası istenecektir.
Hapis cezasından ve 3 kat vergi ziyaı cezasından kurtulmak mümkün olabilecek midir?
Mükellef inceleme elemanına hiç defter tutmadığını, belgelerini saklamadığını ifade eder ise ve inceleme elemanı da sair suretlerle defter ve belgelerin varlığını ortaya koyamıyor ise, bu durumda gizlemeden bahsedilemeyebilecektir. Yukarıda bahsettiğimiz KDV Beyannamesinde KDV'lerin indirim konusu yapılması ve Kanununun 29, 34/1, 54/1-a maddeleri uyarınca KDV'nin indirim konusu yapılabilmesi için defter ve belgelerin var olması gerektiği iddiası burada geçersiz kalmaktadır. Mükellef indirim konusu yaptım ama defter tutmadım diyebilir. Bu halde aksini denetim elemanı ortaya koymalıdır.
Mükellef defter tutmadığını ve belgelerinin bulunmadığını iddia ediyor ise gizlemeden de bahsedilemeyeceği için 359 kapsamında hapis cezası istenemeyecektir. Yine olay 359 kapsamında değerlendirilmediği için kesilecek vergi ziyaı cezası da 3 kat değil 1 kat olarak kesilecektir. Bu halde uzlaşma hakkı da doğacaktır.
Ancak, indirim konusu yapılan katma değer vergileri reddedilecektir. Belgesi olmayan ve deftere kaydedilmeyen vergilerin indirimi KDV Kanununun 29, 34/1, 54/1-a maddeleri uyarınca mümkün olamayacaktır. Yine VUK 30/3'e göre de, tutulması mecburi olan defterlerin hepsi veya bir kısmı tutulmamış veya tasdik ettirilmemiş olur ise veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlara herhangi bir sebeple ibraz edilmez ise re'sen tarhiyat yapılacaktır.
Sonuç olarak, defter tutan ve defterlerini notere tasdik ettiren mükellefler defterlerini herhangi bir sebeple bulamayarak inceleme elemanına ibraz edemez ise hiç defter bastırmayan birine göre daha ağır ceza ile karşı karşıya kalabilmektedir. Ancak, defter tutanlar defter tutmadım şeklinde ifade veriyor ve inceleme elemanı bunu değişik şekillerde ispatlayabiliyor ise, bu durumda da defterler tutulmuş ve incelemeye ibraz etmemiş gibi işlem görecektir.
Tutulan ancak notere tasdik ettirilmeyen defterlerle ilgili yapılacak işlem de hiç defter tutulmamış gibi değil tutulmuş ancak incelemeye ibraz edilmemiş defterlerle aynı işleme tabi tutulabilecektir. Ancak, mahkemelerin notere onaylatılmadan tutulan defterleri hiç tutulmamış olarak kabul ederek işlem yapılması gerekeceği yönünde karar vermesi söz konusu olabilir.