Gazeteport/Thelira 04.09.2013 Tarihli "Adam öldürmenin cezası mı, sahte fatura cezası mı daha ağırdır?" Başlıklı Ekrem Öncü Köşe Yazısı
- 5 Eylül 2013
Ekrem öncü
Adam öldürmenin cezası mı, sahte fatura cezası mı daha ağırdır?
Değerli okurlarımız başlığı okuduğunuzda sanırım bu ne biçim soru, tabi ki adam öldürmenin cezası daha ağırdır diyebilirsiniz. Mantık da bunu gerektirir. Ancak, sahte fatura kullanma ya da düzenleme de öyle durumlar olabilir ki, adam öldürmenin cezasından daha ağır ceza ile yargılanmanız hiç de uzak bir ihtimal değildir. İşte bu yazıda, uygulamada birlik olmaması nedeni ile sahte fatura kullanan ya da düzenleyenler için adam öldürmeden daha yüksek cezalara muhatap olma durumları ele alınacaktır.
öncelikle vurgulayalım ki, sahte fatura kullanma ya da düzenleme ciddi bir suçtur ve tabiî ki sahte fatura kullanan ya da düzenleyen cezasını çekmelidir. Ancak hukuk sistemlerinde uygulamada birlik olması şattır. Yani, aynı suçu işleyenlerin aynı durumda olmaları halinde aynı ceza ile cezalandırmaları gerekir. Aksi türlü uygulama farklılığı nedeni ile aynı suçu işleyenler farklı cezalarla karşı karşıya kalmamalıdır. Ne demek istediğimi yazının ilerleyen bölümlerinde ele alacağım.
Adam öldürmenin cezası Türk Ceza Kanununun 29, 81, 82, 83, 84 ve 85'inci maddelerinde düzenlenmiştir. Kasten adam öldürmenin cezası müebbet hapis cezasıdır. Taksirle bir insanın ölümüne neden olan kişi, üç yıldan altı yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Birden fazla insanın ölümüne ya da bir veya birden fazla kişinin ölümü ile birlikte bir veya birden fazla kişinin yaralanmasına neden olmuş ise, kişi üç yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.Haksız bir olayın meydana getirdiği hiddet veya şiddetli elemin etkisi altında suç işleyen kimseye, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine onsekiz yıldan yirmidört yıla ve müebbet hapis cezası yerine oniki yıldan onsekiz yıla kadar hapis cezası verilir. Diğer hâllerde verilecek cezanın dörtte birinden dörtte üçüne kadarı indirilir.
Bilindiği üzere, Vergi Usul Kanununun 359 a/2'ye göre, defter kayıt ve belgeleri tahrif edenler veya gizleyenler veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenleyenler veya bu belgeleri kullananlar hakkında 18 aydan 3 yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
VUK 359/b uyarınca da, vergi kanunları uyarınca tutulan veya düzenlenen ve saklama ve ibraz mecburiyeti bulunan defter, kayıt ve belgeleri yok edenler veya defter sahifelerini yok ederek yerine başka yapraklar koyanlar veya hiç yaprak koymayanlar veya belgelerin asıl veya suretlerini tamamen veya kısmen sahte olarak düzenleyenler veya bu belgeleri kullananlar, 3 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
örneğin, X A.Ş. yapmış olduğu inşaat işleri nedeniyle 4 yılık süreçte (2008-2011) toplamda 100 mükelleften fatura almış olsun. Mal veya hizmet alınan bu 100 mükelleften 5'i hakkında sahte fatura düzenleme dolayısıyla teknik rapor yazılsın. Ancak bu teknik raporlar dava aşamasında olsun. Yani, bu 5 mükellefin sahteci olup olmadığı tartışma konusu demektir ve yargılama sonucunda bu 5 firmanın sahte fatura düzenleyip düzenlemediği netleşecektir. X A.Ş.'nin 4 yılda 100 mükelleften toplam mal veya hizmet alımı 40 milyon TL ve 4 yıllık süreçte 5 firmadan yaptığı alım toplamı da 2 milyon Türk Lirası olsun. İncelemeyi yapan denetim elemanı bu 5 firmadan alınan faturaların sahte olduğunu ve bilerek kullanıldığını kabul etsin. 5 firmanın 5'inden de 4 yıl boyunca alım yapıldığını kabul edelim.
İncelemeyi yapan Vergi Müfettişi X A.Ş.'nin kanuni temsilcisi (duruma göre VUK 333 uyarınca fiili işleyenler hakkında da olabilir) hakkında Kaçakçılık Suçu Raporu yazacak ve bu rapor ilgili savcılığa iletilecektir. Uygulamada diyelim ki 5 ayrı mükelleften fatura alındı diye 5 defa ceza istenmesi halinde toplamda istenecek cezanın üst limiti yılık (5 firmanın her biri için 3 yıldan 5 yıla kadar) 25 yıl ve dört yıl boyunca da kullanıldığı için toplamda 100 yıl hapis cezası ile yargılanma söz konusu olacaktır. Alt limit ise (5 firma için 3 yıl) 15 yıl ve dört yılın her biri için ayrı ayrı istendiğinde toplamda 60 yıl istenecektir.
Sahte fatura kullanma boyutuyla genelde 5 firmanın her birinden dolayı ayrı ayrı ceza istenmiyor. Ancak yıl bazında ayrı ayrı işlem yapılıyor. Nitekim Yargıtay Kararları da yıl bazında ayrı ayrı ceza verilmesi gerektiğini söylüyor. Bu halde de dört yıl için toplamda en fazla 20 yıl en az ise 12 yılla yargılanmak söz konusu oluyor.
Ancak, yukarıdaki örnekte sahte fatura düzenlendiği iddia edilen 5 firmanın da örneğin kanuni temsilcisi aynı kişiler ise bu kişiler hakkında ayrı ayrı 5 defa Kaçakçılık Suçu Raporu yazılıyor ve yıllık 25 yıl, dört yıl olduğu için de toplamda 100 yıl hapis cezası isteniyor.
Yukarıdaki örneği genişletmek mümkündür. örneğin, bir mali müşavirin 5 firması hakkında sahte fatura düzenleme iddiasında bulunuluyor ve mali müşavirin de bunlara iştirak etmiş olabileceği varsayılarak hakkında Kaçakçılık Suçu Raporu düzenleniyor ise, söz konusu mali müşavir hakkında da istenecek ceza 100 yıla kadar çıkabilecektir.
Yargıtay Kararlarında her yıl için suçun ayrı ayrı işlendiği kabul ediliyor ve ceza da her yıla göre ayrı ayrı veriliyor. Yani 4 yıl boyunca sahte fatura kullanma ya da düzenleme söz konusu ise yıllık üst limitten 20 yıla kadar hapis cezası verilebiliyor. 5 firmadan alım yapıldığı ya da 5 firmadan düzenleme yapıldığı için de ceza 100 yıla kadar çıkabiliyor.
Kanaatimce sahte fatura kullanma ya da düzenleme hallerinde VUK 359 kapsamında cezayı ayrı ayrı mal alınan ya da fatura düzenleyen her bir mükellef kapsamında değil de suçu işleyen kişiler hakkında uygulamak gerekecektir. 359 kapsamında suçu işleyen kanuni temsilcidir ve sahte fatura kullanma ya da düzenleme suçunu işlemektedir. Bu nedenle de örnekte X A.Ş. 4 yıl boyunca 5 firmadan fatura kullanmış ise X A.Ş.'nin kanuni temsilcisi hakkında 4 yıl için ayrı ayrı ceza istenmelidir ancak her yıl için 5 defa ayrı ayrı istenmemelidir. Aynı şekilde, düzenleme tarafında da suç 5 defa ayrı ayrı istenmemelidir. Burada işlenen suç sahte fatura kullanma veya düzenleme suçudur. Suçu işleyen ise firmaların yetkilileri ya da sorumlularıdır.
Konunun ceza hukuku boyutu da bulunmaktadır. Ancak, sahte fatura kullanma da genelde 5 ayrı firmadan fatura alındı diye 5 ayrı Kaçakçılık Suçu Raporu yazılmıyor ama düzenleme boyutunda 5 ayrı rapor yazılıyor. Bu da istenen cezanın çok uç boyutlarda olmasına neden olabiliyor. örnekteki gibi ceza 100 yıla kadar çıkabiliyor.
Halbu ki, VUK 359'da sahte fatura kullanma ile düzenlemeyi bu şekilde ayıran bir düzenleme bulunmamaktadır. 359/a-2'de muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenleyenler veya bu belgeleri kullananlar denilmektedir. Yine 359/b'de ise, belgelerin asıl veya suretlerini tamamen veya kısmen sahte olarak düzenleyenler veya bu belgeleri kullananlar denilmektedir. Görüldüğü gibi, kullanan veya düzenleyenler bakımından kanunda ayırım yapılmamıştır. Ancak, uygulamada 5 ayrı firmadan sahte fatura kullanana tek suç duyurusu raporu yazılması ancak aynı kişinin örneğin 5 firmanın kanuni temsilcisi olması halinde bu kişi hakkında 5 ayrı suç duyurusu raporu yazılmasını haklı kılacak bir düzenleme bulunmamaktadır. Her iki durumda da (kullanma ve düzenleme) düzenleyenler veya kullananlar denilmektedir.
Olayın bir diğer boyutu ise, teselsül meselesidir. TCK'ya göre bir yılda dahi birden fazla sayıda fatura düzenlenmesi ya da kullanılması halinde de cezanın artırılması gündeme gelebilecektir.
Sahte fatura kullanma ya da düzenleme cezasız kalmamalıdır. Nitekim VUK 359'da bu amaçla getirilmiştir. Ancak, kanaatimce 359 kapsamında kullanma ya da düzenleme suçu işleneceği ve bu suçu da gerçek kişiler işleyeceğine göre 5 ayrı firma var diye 5 ayrı rapor düzenlenmemeli ve 5 kez ceza istenmemelidir. Ayrıca, kanaatimce cezaya üst limit konulması da isabetli olacaktır. Vatandaş vatandaşa borcunu ödemediğinde (örneğin çeklerin ödenmemesinde hapis cezası kaldırılmıştır) bu kadar ağır hapis cezası ile karşı karşıya kalmazken, devlet suç kendisine karşı işlendiğinde adam dahi öldürmekten fazla ceza talep edebilmektedir.
Konunun her ne kadar ceza boyutu bulunmakta ise de konu acilen Maliye Bakanlığınca açıklığa kavuşturularak uygulamada birlik sağlanmalıdır.