Kâr dağıtımı sınırlama süresi uzatılmamalı ve kâr dağıtımı stopaj oranı gözden geçirilmelidir!
- 30 Aralık 2020
7244 sayılı Yeni Koronavirüs (Covıd-19) Salgınının Ekonomik Ve Sosyal Hayata Etkilerinin Azaltılması Hakkında Kanun İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun 17.04.2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. 7244 sayılı Kanunla diğer düzenlemeler yanında şirketlerin 2020 yılında genel kurullarında yapacakları kar dağıtımına yönelik sınırlamalar da getirilmiştir.
7244 sayılı Kanun’un 12’nci maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununa Geçici 13’üncü madde eklenmiştir.
6102 sayılı TTK’na eklenen Geçici 13’üncü madde uyarınca;
Sermaye şirketlerinde, 30/9/2020 tarihine kadar 2019 yılı net dönem kârının yalnızca yüzde yirmi beşine (%25) kadarının dağıtımına karar verilebilir, geçmiş yıl kârları ve serbest yedek akçeler dağıtıma konu edilemez, genel kurulca yönetim kuruluna kâr payı avansı dağıtımı yetkisi verilemez. Devlet, il özel idaresi, belediye, köy ile diğer kamu tüzel kişilerinin ve sermayesinin yüzde ellisinden fazlası kamuya ait fonların, doğrudan veya dolaylı olarak sermayesinin yüzde ellisinden fazlasına sahip olduğu şirketler hakkında bu fıkra hükmü uygulanmaz. Bu fıkrada belirtilen süreyi üç ay uzatmaya ve kısaltmaya Cumhurbaşkanı yetkilidir.
Genel kurulca 2019 yılı hesap dönemine ilişkin kâr payı dağıtımı kararı alınmış ancak henüz pay sahiplerine ödeme yapılmamışsa veya kısmi ödeme yapılmışsa, 2019 yılı net dönem kârının yüzde yirmi beşini aşan kısma ilişkin ödemeler 30/9/2020 tarihine kadar ertelenecektir.
Cumhurbaşkanı bu yetkisini kullanmış ve süreyi 31.12.2020 tarihine uzatmıştı
Halka açık ya da kapalı, limited ya da anonim şirket ayrımı yapılmaksızın bütün sermaye şirketleri bu düzenlemeden etkilenmiştir. Söz konusu 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun Geçici 13 üncü Maddesinin Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Tebliğ 17 Mayıs 2020 Tarihli ve 31130 (Asıl) Sayılı Resmi Gazete yayımlanmıştır.
HANGİ KÂR DAĞITILACAKTIR?
Kâr payının hesaplanmasında; finansal tablolarını Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu tarafından belirlenen standartlara uygun hazırlamak zorunda olanlar tarafından Kanunun 88 inci maddesine göre hazırlanan, bunlar dışında kalanlar tarafından ise 213 sayılı Vergi Usul Kanununa göre hazırlanan finansal tablolar esas alınır.
Dağıtılması öngörülen kâr payı tutarı, 213 sayılı Vergi Usul Kanununa göre tutulan kayıtlarda bulunan kâr dağıtımına konu kaynakların toplam tutarını aşamaz.
SINIRLAMA DEVAM ETMELİ MİDİR?
Kar dağıtımını sınırlamasına pandemi sürecinin ilk günlerinde 17.04.2020 tarihinde gidilmişti. Şirketlerin öz kaynaklarının güçlü kalması, personel çıkarmalarının önüne geçilmesi gibi nedenlerle bu düzenleme yürürlüğe konulmuştu.
Ancak, konunun diğer bir yönü ise, şirket ortaklarından bir kısmının geçimlerini dağıtılan karlardan sağlamasıdır. Kar dağıtımı engellendiğinde ortaklar mecburen şirketten borç almak yoluna gitmektedir. Bu da, dolaylı da olsa şirketten kaynak çıkışı anlamına gelmektedir. Diğer yandan, çok ortaklı şirketlerde ortakların şirketten borç alması oldukça zordur.
Piyasanın beklentisi kar dağıtımı sınırlama süresinin uzatılmaması yönündedir. Gelirleri dağıtılan karlara bağlı olan ortaklar bu düzenleme nedeni ile sıkıntı yaşamaktadır.
KÂR DAĞITIMINDA STOPAJ ORANI DÜŞÜRÜLMELİDİR!
Vergi yasalarımızın en büyük meselelerinden biri de kar dağıtımındaki stopaj oranıdır. Kar dağıtımı yapılması halinde şirketler dağıtılan kar üzerinden %15 stopaj hesaplayıp maliyeye ödemektedirler. Şirket ortakları da elde ettikleri karın yarısını gelir olarak beyan etmekte ve şirketlerin kar dağıtımı esnasında yaptıkları vergi kesintilerini kendi ödeyecekleri vergilerden mahsup etmektedirler. Örneğin tek ortaklı bir şirket 100.000 TL kar dağıtacak ise devlete 15.000 TL stopaj ödemesi yapacak ve ortak da şahsi Gelir Vergisi Beyannamesinde bu geliri 50.000 TL olarak beyan edecek ve beyanına göre hesaplanacak gelir vergisinden şirketin ödediği 15.000 TL vergiyi mahsup edecektir.
Kar dağıtımına bağlı olarak yapılacak stopajın oranı %15 olduğundan ve bu oranın da şirketlere ve ortaklarına yüksek gelmesinden kaynaklı olarak, şirketler ve ortakları kar dağıtımı yapılması yerine şirketten borç almayı ve çıkacak vergi aflarında %3 vergi ödeyerek şirkete olan borçlarını ödememeyi tercih etmekteler.
Halka açık firmalar bu yola başvurduğunda SPK haklı olarak ortaklardan bu parayı istemektedir. Az ortaklı aile şirketlerinde aflardan yararlanmak sorun çıkarmayabilir ama halka açık şirketlerde çok sayıda ortak bulunmaktadır ve aftan yararlanıp %3 ödeme yaparak paranın ortaklarda kalması diğer ortaklar için kabul edilebilir bir durum değildir. SPK da halka açık şirketlerin kasa aflarından yararlanması halinde ortakların aftan yararlanılan tutarları şirkete ödemeleri için dava açma yoluna gitmektedir.
Kar dağıtımına bağlı stopajın yüksek olması nedeni ile şirketler kar dağıtmayıp ortağa borç verdiğinde geçmiş yıllar karları yıllarca dağıtılmayıp bilançolarda taşınmaktadır. Bu durum şirketlerin belki %90’ında böyledir. Bu kadar büyük bir sorunun artık çözüme kavuşturulma vakti gelmemiş midir? Kar dağıtımının sürekliliğinin sağlanması halinde şirket bilançoları da şirketle ilgili tüm taraflar bakımından daha gerçekçi hale gelecektir.
Bilindiği gibi af düzenlemelerinde kasa/ortaklar cari aflarında %3 vergi talep edilmekte ve bütün firmalar bu orana itiraz etmeksizin aftan yararlanmaktadır. Kar dağıtımında da bu oran esas alınacak olur ise şirketler ve ortakları bakımından kar dağıtımı sorunu çözülecek, şirketler düzenli bir şekilde vergiyi sorun etmeksizin karlarını dağıtacak ve maliye de daha fazla vergi toplayacaktır.
Kar dağıtımı stopaj oranının tartışılması ve makul seviyeye çekilmesi vakti, çoktan gelmiş ve geçmiştir bile. Af kanunlarında hangi boyutta kasa/ortaklar cari affından yararlanıldığına bakıldığında bu durumun aciliyeti de ortaya çıkacaktır.