Size nasıl yardımcı olabiliriz?
Köşe Yazıları
img

Dr. Ekrem Öncü

Yeminli Mali Müşavir

SBK'da kim sorumlu? SBK mı bekçi mi?

  • 4 Ocak 2021

PATRON GÖZÜKEN BEKÇİ Mİ SORUMLU, PATRON GÖZÜKMEYEN ARKA PLANDAKİ GERÇEK PATRON MU SORUMLU?

22 Aralık 2020 tarihli köşe yazımızın başlığı “Cezaların şahsiliği ilkesi ve bir türlü uygulanmayan olayın gerçek mahiyeti!” idi. 30 Aralık 2020 tarihinde Borsagundem.com’da bir habere yer verildi. Bu haberin başlığı “SBK operasyonunda şirket sahibi bekçi çıktı” şeklinde idi.

Borsagundem.com’da yer alan haberin devamında aşağıdaki habere yer verilmişti.

“Kara para akladığı iddiasıyla hakkında gözaltı kararı verilen SBK Holding Yönetim Kurulu Başkanı Sezgin Baran Korkmaz'ın şirketlerinde yapılan aramada bina bekçisinin şirket sahibi olarak gösterildiği tespit edildi.

SBK Holding Yönetim Kurulu Başkanı Sezgin Baran Korkmaz'ın şirketlerine yönelik yapılan operasyonlarda Komaks isimli şirkette çok ilginç bir manzara ile karşılaşıldı.

Binanın bekçisi olan Ziyattin Bartık'ın, Lüksemburg'da kurulu Ivory S.A.l isimli şirketin sahibi olduğu ortaya çıktı.

2018 yılından bu yana şirketin sahibi olarak görünen, aynı zamanda üzerine 7 milyon lira değerinde villa da bulunan kişi hala bekçilik yapıyordu.

Bartık, SBK Holding sahibi Korkmaz'ın üzerine şirketler kurdurduğu kişilerden sadece biriydi.”

“Cezaların şahsiliği ilkesi ve bir türlü uygulanmayan olayın gerçek mahiyeti!” başlıklı yazımla haberden sekiz gün önce tam da bu durumu anlatmak istemiştim. Bu yöntem ülkemizde oldukça geniş bir uygulama alanı bulan ve devleti dolandırmak için başvurulan bir yöntem. Devasa Holding firmaları dahi bu yönteme başvurabiliyor ve bu yöntem çok yaygın olarak kullanılıyor.

HOLDİNG PATRONLARI NEDEN BU YÖNTEMİ KULLANIYOR?

Bu yönteme başvurulma nedeni haberde çok güzel özetlenmiş aslında. Firma çaycının, bekçinin vb. üzerine yapılır, firmadan kazanılan paralar olayın arkasındaki gerçek patron/patronlara ya da yakınları üzerine aktarılır, mal, mülk alınacak ise yine gerçek patron/patronların kendisinin ya da güvenilir bulduğu yakınlarının üzerine tapular alınır vs.

Devletin kurumları bu durumu fark ettiğinde ise, hukuken firma sahibi ya da yönetici gözüken kişiler ve firmalar üzerinde doğru düzgün para veya varlık bulunmaz. Çaycılık ya da bekçilik yapan kişinin de üzerine hiçbir şey yoktur ve devletin tahsilat yapması imkansız hale gelmiştir.

Aslında, bu durumu fark eden yasa yapıcı vergi kanunlarında demiştir ki; “olayın gerçek mahiyeti esastır”, vergi incelemesinden maksat da, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamaktır. Yine, VUK 333 uyarınca da fiilleri işleyenler sorumlu tutulmalıdır. Kanun koyucu bu durumu fark ederek yasalarda bu durumun önüne geçebilmek için gerekli düzenlemelere yer vermiştir. Ancak bu düzenlemeler yeterince anlaşılmadığından olsa gerek, bu tür durumlarda ticaret sicilinde kimler yetkili ya da ortak gözüküyor ise onların üzerine gidiliyor.

Bu uygulamanın hatalı olduğu ifade edildiğinde ise ağız birliği ile “ama yasal olarak yetkili çaycı ya da bekçi” deniyor. Aslında bu yaklaşım, tam da devleti ve piyasayı dolandırmak isteyenlerin istediği bir yaklaşım.

NE YAPILMALI?

SBK örneğinde olduğu gibi bekçi üzerine firma kuruluyor ise, denetim elemanı bu firmaların iş yaptığı firmalar nezdinde karşıt inceleme yaparak işleri hangi şahısların organize ettiğine ulaşmalı, hukuken ortak ya da yönetici gözükmeyen kişileri tespit edip bunların üzerlerine olan mal, mülk ile ilgilenmelidir. Böylelikle, devlet alacağının tamamını olmasa bile bir kısmını kurtarmak mümkün olacak, maaşla çalışıp olayla doğrudan bağı olmayana yoğunlaşılmayacaktır.

Buradaki kastımız, maaşla çalışan bekçi de doğrudan işin içinde ve bu işlerden ciddi çıkarlar elde ediyorsa amaç onun dışarıda kalması değil, bağ kurulabiliyor ise hem fiilen bu işleri organize eden büyük patronların, hem de işin doğrudan içinde olan bekçilerin sorumlu tutulmasıdır. Ancak, bekçinin üzerine firma kurulmuş ve firmada olup bitenden haberi yoksa, cezaların şahsiliği ilkesi gereği bekçinin hukuki statüsü yüzünden sorumlu tutulmayabileceğini de gözden kaçırmamak gerekiyor.

Uygulamada maalesef genelde ortak ya da yönetici gözüken bekçi ile ilgileniliyor ve hatalı işlem tesis ediliyor. Vergi yasaları bunu söylemiyor. Vergi yasaları olayın gerçek mahiyetine yoğunlaşarak hukuken ortak ya da yönetici gözükmeyen ancak fiilen işleri yöneten patron ya da patronlarla ilgilenilmesi gerektiğini söylüyor.

Umarım uygulamada bu durum fark edilir ve olayın gerçek mahiyeti ortaya konularak fiilien bu işleri organize edenler üzerine gidilerek cezaların şahsiliği ilkesi ete kemiğe bürünür ve adalet yerini bulur!

Bu yazıyı paylaş: