Gazeteport/Thelira 06.08.2012 Tarihli "Ticari İşletmeler Dikkat! Temerrüde Düşebilirsiniz!" Başlıklı Ekrem Öncü Köşe Yazısı
- 6 Ağustos 2012
Ekrem öncü
Ticari işletmeler dikkat! Temerrüde düşebilirsiniz!
Değerli okurlarımız, Yeni TTK ile faize ve vadelere ilişkin ciddi değişiklikler yapılmıştır. Ticari işlerde faiz konusu önümüzdeki yazıda ayrıca ele alınacaktır. Bu yazıda ise, ticari işletmeler arasındaki mal ve hizmet tedariki amacıyla yapılan işlemlerde vade ve faiz konusu ele alınacaktır. Yeni TTK ile getirilen düzenlemeler ele alınmış olmakla birlikte ticari hayatın bu düzenlemelere kısa vadede alışması zor alabilir. Tacirler, vadeleri dikkate almaksızın ticari işlemler de yapabilirler. Ancak, taraflar arasında ihtilaf oluşması durumunda aşağıdaki düzenlemeler devreye gireceği tabidir.
Ticari işletmeler arasında mal ve hizmet tedariki amacıyla yapılan işlemlerde;
- borçlu, sözleşmede öngörülmüş bulunan tarihte veya belirtilen ödeme süresinde borcunu ödemezse,
- ihtara gerek olmaksızın temerrüde düşecektir (Yeni TTK Md. 1530).
Yeni düzenlemeye göre, alacaklı sözleşmede öngörülen tarihten ya da ödeme süresinin sonunu takip eden günden itibaren, sözleşmede şart koşulmamış olsa bile faize hak kazanır.
Ticari işletmeler arasındaki işlemlerde süreler ne kadardır ve nasıl hesaplanacaktır?
Sözleşmede ödeme günü veya süresi belirtilmemişse veya belirtilen süre 1530'uncu maddenin beşinci fıkrasına (aşağıda bu süreler açıklanmıştır) aykırı ise, borçlu aşağıdaki sürelerin sonunda ihtara gerek kalmaksızın temerrüde düşmüş (borcunu vadesinde ödememiş) sayılır ve alacaklı faize hak kazanır.
Ticari işlemlerde sözleşmede süre belirtilmemiş ise aşağıdaki süreler dikkate alınacaktır;
- Faturanın veya eş değer ödeme talebinin borçlu tarafından alınmasını takip eden otuz günlük sürenin sonunda.
- Faturanın veya eş değer ödeme talebinin alınma tarihi belirsizse mal veya hizmetin teslim alınmasını takip eden otuz günlük sürenin sonunda.
- Borçlu faturayı veya eş değer ödeme talebini mal veya hizmetin tesliminden önce almışsa, mal veya hizmetin teslim tarihini takip eden otuz günlük sürenin sonunda.
- Kanunda veya sözleşmede, mal veya hizmetin kabul veya gözden geçirme usulünün öngörüldüğü hâllerde, borçlu, faturayı veya eş değer ödeme talebini, kabul veya gözden geçirmenin gerçekleştiği tarihte veya bu tarihten daha önce almışsa, bu tarihten sonraki otuz günlük sürenin sonunda;
- Ancak, kabul veya gözden geçirme için sözleşmede öngörülen süre, mal veya hizmetin alınmasından itibaren otuz günü aşıyor ve bu durum alacaklının aleyhine ağır bir haksızlık oluşturuyorsa, kabul veya gözden geçirme süresi mal veya hizmetin alınmasından itibaren otuz gün olarak kabul edilecektir.
- Sözleşmede öngörülen ödeme süresi, faturanın veya eş değer ödeme talebinin veya mal veya hizmetin alındığı veya mal veya hizmetin gözden geçirme ve kabul usulünün tamamlandığı tarihten itibaren en fazla altmış gün olabilir.
Küçük ve orta ölçekli işletmeler (KOBİ) ile tarımsal ve hayvansal üreticiler ile büyük ölçekli işletmeler arasındaki ödeme süreleri nasıl olacaktır?
Alacaklı aleyhine ağır bir haksız durum yaratmamak koşuluyla ve açıkça anlaşmak suretiyle taraflar daha uzun bir süre öngörebilirler. Bu halde dahi, alacaklının küçük yahut orta ölçekli işletme (KOBİ) veya tarımsal ya da hayvansal üretici olduğu veya borçlunun büyük ölçekli işletme sıfatını taşıdığı durumlarda, ödeme süresi, altmış günü aşamayacaktır.
Buradaki düzenleme ile borçlunun büyük ölçekli işletme ve alacaklının da küçük ya da orta ölçekli işletme veya tarımsal, hayvansal üreticileri olması durumunda 60 günlük süre devreye girmektedir. Yoksa, büyük ölçekli işletmeler kendi aralarında ve küçük ya da orta ölçekli işletmeler ile üreticiler de kendi aralarında 60 günden uzun vadeler belirleyebilecektir. Ancak haksız durum yaratılmamış olunmalıdır. Bu düzenleme ile büyük işletmeler karşısında küçük işletmeler ya da üreticiler korunmak istenmektedir.
KOBİ'ler ile tarımsal ve hayvansal üreticiler ile büyük ölçekli işletmeler arasındaki sözleşme hükümleri hangi durumda geçersiz olacaktır ve sözleşme hükümlerinin geçersiz olması durumunda hangi faiz oranı dikkate alınacaktır?
Gecikme faizi ödenmeyeceğini veya ağır derecede haksız sayılabilecek kadar az faiz ödeneceğini, alacaklının geç ödeme dolayısıyla uğrayacağı zarardan borçlunun sorumlu olmayacağını veya sınırlı bir şekilde sorumlu tutulabileceğini öngören sözleşme hükümleri geçersiz olacaktır.
Sözleşme hükümlerinin geçersiz olması durumunda, alacaklıya yapılan geç ödemelere ilişkin temerrüt faiz oranının sözleşmede öngörülmediği veya ilgili hükümlerin geçersiz olduğu hâllerde uygulanacak faiz oranını ve alacağın tahsili masrafları için talep edilebilecek asgari gider tutarını Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası her yıl Ocak ayında ilan edecektir.
Ancak, faiz oranı, 4/12/1984 tarihli ve 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanunda öngörülen ticari işlere uygulanacak gecikme faizi oranından en az yüzde sekiz fazla olmalıdır. Adı geçen kanunun birinci maddesine göre kanuni faiz; Borçlar Kanunu ve Türk Ticaret Kanununa göre faiz ödenmesi gereken hallerde, miktarı sözleşme ile tespit edilmemişse bu ödeme (21/04/2005'ten itibaren) yıllık yüzde oniki oranı üzerinden yapılır ve Bakanlar Kurulu, bu oranı aylık olarak belirlemeye, yüzde onuna kadar indirmeye veya bir katına kadar artırmaya yetkilidir. (Kanuni faiz oranı, 19/12/2005 tarihli ve 2005/9831 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile, 1/1/2006 tarihinden geçerli olmak üzere yıllık % 12'den % 9'a indirilmiştir.) Bu durumda uygulanacak faiz oranı % 9 oranına % 8 daha eklenerek hesaplanacaktır.
Mal veya hizmet bedeli taksitle ödenebilecek midir?
Mal veya hizmet bedelinin taksitle ödenmesinin öngörüldüğü durumlarda, yukarıda açıkladığımız ödeme sürelerini düzenleyen hükümler birinci taksit bakımından uygulanacaktır. Her bir taksit tutarının ödenmeyen kısmı yukarıda açıkladığımız oranda (% 9' a ilaveten %8) gecikme faizine tabidir. Alacaklının küçük veya orta ölçekli işletme veya tarımsal veya hayvansal üretici olup borçlunun büyük ölçekli işletme olduğu hâllerde taksitle ödemeyi öngören sözleşme hükümleri geçersizdir.
Yeni TTK ile alacaklının KOBİ veya tarımsal ya da hayvansal üretici olup, borçlunun büyük ölçekli işletme olduğu hâllerde alacaklıları korumaya yönelik düzenlemeye gidilmiştir. Bu düzenleme Avrupa Birliği kriterleri bakımından da uyumlu olmuştur.