Gazeteport/Thelira 20.07.2012 Tarihli "Yeni TTK'da şirket iflasına yönelik önemli bir yenilik" Başlıklı Ekrem Öncü Köşe Yazısı
- 25 Temmuz 2012
Ekrem öncü
Yeni TTK'da şirket iflasına yönelik önemli bir yenilik
Değerli okurlarımız, bu yazımızın konusunu Yeni TTK'nın getirdiği en önemli yeniliklerden biri oluşturmaktadır.
Bilindiği üzere 6762 Eski Türk Ticaret Kanununun 324'üncü maddesine göre, son yıllık bilançodan esas sermayenin yarısının karşılıksız kaldığı anlaşılırsa, yönetim kurulu derhal toplanarak durumu genel kurula bildirmek zorundadır. Şirketin aciz halinde bulunduğu şüphesini uyandıran emareler mevcutsa yönetim kurulu aktiflerin satış fiyatları esas olmak üzere bir ara bilançosu tanzim edecektir. Esas sermayenin üçte ikisi karşılıksız kaldığı takdirde, genel kurul;
- bu sermayenin tamamlanmasına veya,
- kalan üçte bir sermaye ile iktifaya karar vermediği takdirde şirket feshedilmiş sayılacaktır.
Bunun anlamı şudur; bilançoda üçte iki oranında esas sermaye kaybı mevcut ise, genel kurul ya 'sermayenin tamamlanması' önlemini ya da 'kalan üçte bir sermaye ile yetinilmesi' önlemini almak zorundadır. Uygulanacak önlemler tamamlama veya kalan sermaye ile yetinme ile sınırlandırılmıştır.
Genel kurul, bu önlemlerin dışında, şirketin feshine ilişkin karar hali haricinde, başkaca bir karar, hatta sermayenin arttırılması hakkında dahi karar alamayacaktır. Kalan sermaye ile yetinme kararı aslında, sermayenin azaltılması ve zararın şirket bünyesi dışına atılması demektir. Sermayenin tamamlanması ise, esas sermayenin arttırılması anlamına gelmemektedir. Bundan kasıt, eksilen sermayenin tamamlanmasıdır. Kanun hükmünde 'bu sermayenin' denilerek kısıtlamaya gidilmiştir. Yani, doğrudan doğruya sermaye artırımı mümkün bulunmamaktadır. Sermayenin tamamlanması işlemi ile, öz kaynaklar en az esas sermaye düzeyine çıkartılmaktadır. Bu işlemin ise iki yolu bulunmaktadır. Bunlar, ya esas sermaye indirimi ile birlikte eş zamanlı olarak sermaye artışı yapılması, ya da bilanço zararının kapatılmasıdır. Ortakların ek ödeme yapmaları Eski TTK 324'teki sermayenin tamamlanması yöntemidir. Bu, sermaye tamamlama fonu ya da akçesi olarak da adlandırılmaktadır. önemle vurgulanmalıdır ki, sermaye tamamlama fonu karşılığında ortaklar hiçbir karşılık elde edemezler. Bu ek yükümlülük, ne sermaye konulması ne de borç verilmesi anlamına gelmemektedir.
Yeni TTK'daki düzenlemenin Eski TTK'daki düzenlemeden farkı nedir?
Yeni TTK'nın 376'ncı maddesine göre, son yıllık bilançoya göre, sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının üçte ikisinin zarar sebebiyle karşılıksız kaldığı anlaşıldığı takdirde, derhâl toplantıya çağrılan genel kurul, sermayenin üçte biri ile yetinme veya sermayenin tamamlanmasına karar vermediği takdirde şirket kendiliğinden sona erer. Dolayısıyla, Yeni TTK uyarınca, sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının üçte ikisinin zarar sebebiyle karşılıksız kaldığı anlaşıldığı takdirde, derhâl toplantıya çağrılan genel kurul;
- sermayenin üçte biri ile yetinme veya
- sermayenin tamamlanmasına karar vermediği takdirde şirket kendiliğinden sona erer.
Son yıllık bilançodan kasıt ise, yalnızca son yıl bilançosu olmayıp, bir ara bilançoda veya riskin erken saptanması ve yönetimi komitesinin vereceği raporda da durum tespit edilmiş ise, yönetim kurulunun son yıllık bilançoyu beklemesi gerekmeyecektir. Kanunun gerekçesinde de bu husus vurgulanmıştır.
Yeni TTK'nın 376'ncı maddesinde yapılan düzenlemenin Eski TTK'nın 324'üncü maddesi düzenlemesinden farkı, Yeni TTK'da sermayenin tamamlanması ile kastedilen husus, maddenin gerekçesinde de belirtildiği üzere, sermayenin;
- azaltılan sermaye kadar veya ondan fazla sermaye artırımı yapılması veya
- bilanço açıklarının pay sahiplerinin tümünce veya bazı pay sahipleri tarafından kapatılması ya da
- bazı alacaklıların alacaklarını silmesi kastedilmektedir.
Tamamlamada oybirliği sağlanacak olursa her pay sahibi bilanço açığını kapatacak parayı vermek zorunda kalacaktır. Yukarıda da açıklandığı üzere bu ek yüküm, ne sermaye konulması ne de borç verilmesi olmayıp karşılıksızdır. Oybirliği sağlanmamış ise, bazı pay sahiplerinin kendi istekleriyle tamamlama yapmalarına engel bir husus da bulunmamaktadır.
Burada, Yeni TTK ile çok önemli değişikliklere gidilerek, azaltılan sermayeden daha fazla sermaye artırımına izin verilmektedir. Ayrıca, bilanço açıklarının bazı pay sahiplerince kapatılması ve bazı alacaklıların alacaklarını silmesi düzenlemesi getirilmektedir. Bu paralelde iflasın ertelenmesi konusunda da yenilikler getirilmiştir.
Yapılan bu değişikliklerle şirket ortaklarının şirketi devam ettirmek istemeleri halinde, şirketin iflasından çok, şirketin devam ettirilmesinin önü açılmaktadır. Bu önemli bir yeniliktir. Ayrıca, konunun vergisel boyutu da getirilen bu düzenlemeler kadar önem taşımaktadır. Dolayısıyla konu, hem Yeni TTK'daki farklı boyutlarıyla hem de vergisel boyutuyla açıklığa kavuşturmalıdır. Bu nedenle ilerleyen yazılarımızda konu tekrardan ele alınmaya devam edilecektir.