Size nasıl yardımcı olabiliriz?
Köşe Yazıları
img

Dr. Ekrem Öncü

Yeminli Mali Müşavir

Gazeteport/Thelira 05.07.2012 Tarihli "Yeni TTK ile Dimyat'a pirince giderken evdeki bulgurdan olunmuştur" Başlıklı Ekrem Öncü Köşe Yazısı

  • 5 Temmuz 2012

Ekrem öncü
Ekrem Öncü
 
 
 

Yeni TTK ile Dimyat'a pirince giderken evdeki bulgurdan olunmuştur

Bilindiği üzere Yeni TTK ile tüm şirketler denetime tabi tutulacaktı. Ancak gelen tepkiler üzerine bu uygulamadan 6335 sayılı yasa ile, Yeni TTK'nın 397'nci maddesine dördüncü fıkra hükmü eklenerek, denetime tabi olacak şirketlerin Bakanlar Kurulunca belirleneceği düzenlemesi getirilerek geri adım atılmış oldu. Bu köşede, 29 Haziran 2012 tarihli yazımızda 'Yeni TTK uyarınca belirlenecek haddin altında kalan şirketlerin unutulduğunu' belirterek konuyu gündeme getirmiştik. Şirketlerin denetim dışı kalmış olması önemli bir konudur ve muhtemeldir ki, 6335 sayılı yasa ile yapılan değişiklik de en az tüm şirketlerin denetime tabi tutulması kadar tartışılacaktır. Kanaatimizce denetime ilişkin tekrardan değişiklik yapılarak haddin altında kalacak şirketlerin denetimi için yeni düzenlemeler yapılabilecektir.

6762 sayılı Eski TTK'nın 347 ve 354'üncü maddelerinde anonim şirketler bakımından denetim düzenlenmişti. Buna göre, anonim şirketlerde, beşten fazla olmamak üzere bir veya birden çok murakıp bulunacaktı. Murakıplar; her yıl sonunda şirketin hal ve durumuna, idare meclisinin tanzim ettiği bilançoya ve sair hesaplara ve dağıtılmasını teklif ettiği kazançlara mütaallik idare meclisinin vereceği rapor ve sair evrak hakkındaki mütalaalarını genel kurula rapor etmek zorunda idiler. Böyle bir rapor alınmadan genel kurul bilanço hakkında bir karar veremeyecekti. Murakıplar, vazifelerini ifa esnasında idare işlerine ait olmak üzere öğrenecekleri noksanlık ve yolsuzlukları veya kanun yahut esas mukavele hükümlerine aykırı hareketleri, bunlardan mesul olanın üstü olan makama ve idare meclisi reisine ve mühim hallerde umumi heyete ihbar ile mükelleftiler. Limited şirketlerde ise 20'nin üzerinde ortak bulunması halinde bir veya birden fazla murakıp bulundurma zorunluluğu bulunmakta idi. (Md 548)

Eski TTK'daki bu düzenleme, denetimde etkinliği sağlayamadığı, herkesin denetçi olabildiği, denetçilerin patronun yakınlarından olabildiği, şirket çalışanlarının bile denetçi olabileceği, denetim raporlarının bir formaliteyi yerine getirmekten ibaret olduğu, hiçbir sorumluluk almadıkları gibi nedenlerle yoğun olarak eleştiri konusu yapılmakta idi. Bu eleştiriler karşısında Yeni TTK denetimin uzmanlar tarafından (YMM ve SMMM) yapılmasını öngörmüştü ve tüm firmaları denetime tabi tutmuştu.

YENİ TTK İLE TüM ŞİRKETLER NEDEN DENETİME TABİ TUTULMUŞTULAR?

Bu sorunun cevabını Yeni TTK'nın gerekçesinde bulmak mümkündür. Buna göre, Yeni TTK Türk işletmelerinin ticari ve ekonomik yönden uluslararası rekabet piyasalarında güçlü aktörler olarak çalışmalarını sağlayacak kurum ve sistemlere sahip olmasının sağlanması, AB Müktesebatının Yeni TTK'nın ticari işletme, şirketler, sermaye piyasası, taşıma, deniz ticareti ve sigorta hukuku kitaplarına tam olarak yansıtılması amaçlanmaktadır.

Yeni TTK ile gerçekten de, Türk şirketlerinin uluslararası alanda rekabet edebilecek aktörler olması, özellikle yabancı ortaklık kuracak şirketlerin bilançolarının şeffaf olması ve gerçeği yansıtması, anonim şirketlerin halka açılmalarının önünün açılarak sermaye piyasalarına hazır hale getirilmeleri, güçlü işletmelerin güçlü Türkiyeyi oluşturacağı gibi beklentiler amaçlanmıştı. Dünya Bankasının ülkeleri iş yapabilme imkanlarına göre sıralayan 'Doing Business 2010' Raporunda, Dünyanın 17'nci büyük ekonomisi olan Türkiye, bir önceki yıla göre 59'uncu olan sıradan 73'üncü sıraya gerilemiştir. Ayrıca, UFRS ile uyumlu finansal raporlama ve bağımsız denetim yapılmayacak olması, TMS/TFRS'lere uygun finansal tabloların da çıkarılmayacak olması, özellikle büyüme eğilimindeki KOBİ'lere gelmeyi düşünecek yabancı sermaye bakımından tereddüt oluşturabilecek ve Türkiye'ye güven duyulması konusunda ciddi sıkıntılar yaşatabilecektir. Kısa vadede denetimden kurtulmuş gözüken KOBİ'ler yabancı ortaklık görüşmeleri ya da kredi bulma konusunda, hem finansal raporlama olmaması, hem de bağımsız denetime tabi tutulmuş olmamaları nedeniyle zararlı duruma düşebileceklerdir. (Bu konuda daha detaylı bilgi için bakınız, Doç. Dr. Korkut öZKORKUT, 6102 Sayılı TTK'da Sermaye Şirketleri Açısından Değişiklik Depremi, Vergi Sorunları Dergisi, Temmuz 2012, Sayı 286)

Yeni TTK ile Bakanlar Kurulunca belirlenecek haddin altında kalacak olan şirketlerde finansal raporlama ve bağımsız denetim uygulaması söz konusu olacağından, sermaye şirketlerinin çoğunluğu Yeni TTK uyarınca değil bir bağımsız denetim Eski TTK uyarınca bile bir denetime tabi olmayacaktır. Bu şirketlerde tabidir ki, tüm şirketlerde olduğu gibi Maliye Bakanlığının vergi denetimi ve Gümrük ve Ticaret Bakanlığının TTK'ya uygunluk denetimi olacaktır. Ancak, haddin altında kalacak şirketler muhasebe ve yönetim bakımından tamamen denetimsiz kalmış olacaklardır. Bu durum aslında, kanaatimizce şirket ortaklarının da çok arzulayacakları bir durum olmayacaktır. Yönetim kurullarının, yani yöneticilerin denetime tabi olmaması şirketler bakımından suistimallerin de çoğalmasının önünü açabilecektir. Şirket ortakları bir yandan bağımsız denetime maliyet gözüyle bakarken diğer taraftan çok daha ciddi suistimallerle karşı karşıya kalabileceklerdir. Şirket ortaklarının tüm işlemlere hakim olması ihtimal dahilinde değildir.

Basına yansıdığı kadarıyla 10-15 bin şirket Yeni TTK kapsamında bağımsız denetime tabi olacaktır. Bu durumda, yaklaşık 90 bin anonim şirketten 75-80 bini tamamen denetim dışı kalacaktır. Yaklaşık 550 bin olduğu söylenen limited şirketlerden ise haddin üstüne çıkabilecek firma olursa denetime tabi olacak, onun dışındaki tüm limited şirketler denetim dışı kalmış olacaktır. Dolaysıyla haddin altında kalacak şirketler bakımından Yeni TTK'da yapılan değişiklikle Eski TTK'ya göre daha da geri bir adım atılmış olmakta ve şirketler tamamen denetimsiz kalmaktadır. Bu durum, kayıtdışılığın artması sonucunu doğurabilecek, özellikle halka açılmak isteyen firmalar ile yabancı ortak almak isteyen firmalar bakımından ciddi sıkıntılar doğurabilecektir. Yönetiminde suistimal olan firmalar bakımından da bir boşluk doğmuş olacaktır.

Bağımsız denetim meselesi meslek mensupları arasında da yoğun bir biçimde tartışılmaktadır, ancak Bakanlar Kurulunca belirlenecek haddin üstüne çıkacak firma sayısının 10-15 binler civarında olması halinde ve bunların çoğunluğunun da yabancı ortaklı firmalar olabileceği varsayıldığında 90 bine yakın meslek mensubunun beklentisi boşa çıkmış olacaktır.

Yeni TTK uyarınca bağımsız denetime yönelik düzenlemeler 1 Ocak 2013 itibariyle yürürlüğe girecek ve 31 Mart 2013 tarihine kadar haddin üstünde kalacak şirketler bağımsız denetçilerini seçeceklerdir. Ancak, haddin altında kalacak şirketler için de 1 Ocak 2013'e kadar düzenleme yapılabileceği ve bu şirketlerin de belirli şartlarla denetime tabi tutulacağı beklenmelidir

 

Bu yazıyı paylaş: