Katma Değer Vergisi Kanunu’nda yapılacak değişiklikleri anlama klavuzu-1
- 2 Mart 2018
Maliye Bakanlığı'nca hazırlanan “Katma Değer Vergisi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı” Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne sunulmuştur. Söz konusu Tasarı 25 maddeden oluşmaktadır. Tasarı ile KDV Kanununda oldukça radikal sayılabilecek değişiklikler yapılmaktadır. Yıllardır konuşulan ve tartışılan bazı konular ele alınmış ve kanun düzeyinde çözüme kavuşturulmuştur. Tasarı 25 maddeden oluştuğu için biraz karışık gelebilir ama yazımızda her madde ile ne yapılmak istendiği açıklanmaya çalışılmıştır. Önemli düzenlemeler için Maliye Bakanlığı’na ve Bakanlar Kurulu’na yetkiler verilmiştir. Tasarı yasalaştıktan sonra Maliye Bakanlığı ve Bakanlar Kurulu bu yetkilerini kullanarak ikincil düzenlemeleri yapacaklardır.
Konunun uzmanları yazının tamamını okuyarak bilgi sahibi olabilirler, ancak konunun uzamanı olmayanlar sadece yorumlarımızı okuyarak bu Tasarının neler getirmek istediğini kolayca anlayabileceklerdir.
KAT KARŞILIĞI İNŞAATLARDA TESLİM KONUSU KANUN DÜZEYİNDE NETLEŞMİŞTİR!
MADDE 1- Katma Değer Vergisi Kanununun 2 nci maddesinin (5) numaralı fıkrasına aşağıdaki cümle eklenmiştir.
“Bu Kanunun uygulanmasında arsa karşılığı inşaat işlerinde; arsa sahibi tarafından konut veya işyerine karşılık müteahhide arsa payı teslimi, müteahhit tarafından arsa payına karşılık arsa sahibine konut veya işyeri teslimi yapılmış sayılır.”
Buna göre, KDV Tebliği ile düzenlenen arsa sahiplerinin müteahhitlere arsa teslimi ve müteahhitlerin arsa sahiplerine konut veya işyeri teslimleri teslim olarak kanuna girmektedir. Arsa ve konut/işyeri teslimlerinin teslim sayılıp sayılmayacağı tartışma konusu idi. Kanuna bu hüküm eklenerek tartışma bitirilmektedir.
YANLIŞLIKLA MÜŞTERİDEN TAHSİL EDİLEN KDV MÜŞTERİYE İADE EDİLMEDİKÇE MALİYE İADE YAPMAYACAKTIR!
MADDE 2- 3065 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin (1) numaralı fıkrasına (c) bendinden sonra gelmek üzere aşağıdaki (ç) bendi eklenmiş, (2) numaralı fıkrasının üçüncü cümlesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve aynı fıkraya aşağıdaki cümle ile aynı maddeye aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.
“ç) Müzayede mahallerinde yapılan satışlarda bu satışları yapanlar,” mükellef olarak kanuna girmiştir.
“Bu gibi sebeplerle fazla veya yersiz hesaplanan ve Hâzineye ödenen vergi, Maliye Bakanlığının belirleyeceği usul ve esaslara göre işlemi yapan mükellefe iade edilir. Şu kadar ki söz konusu iadenin yapılabilmesi için işlemle ilgili beyanların düzeltilmesi ve fazla veya yersiz hesaplanan verginin satıcı tarafından alıcıya geri verilmesi şarttır.”
Bu değişiklik ile fazla ve yersiz ödenen KDV’nin vergi dairesi tarafından satıcıya iade edilebilmesi için satıcının tahsil ettiği KDV’yi alıcıya geri vermesi şartı getirilmektedir. Bu durum KDV Kanununda yeni bir bakış açısı olmuştur ve çok önemli bir değişikliktir. Daha önce yazılarımızda alıcı tarafından satıcıya ödenmeyen ve alıcının beyannamesinde sonraki döneme devreden KDV olan KDV’nin iade edilmemesi gerektiğini yazılarımda ele almıştım (12 Şubat 2018 Tarihli “Ödenmeyen sonraki döneme devreden KDV iade edilmemelidir” başlıklı yazımız). Bu düzenleme ile ifade edilen aslında budur ve çok yerinde bir yaklaşım olmuştur.
Kanaatimizce aynı düzenleme sonraki döneme devreden KDV için iade talebinde bulunan mükellefler içinde geçerli olmalıdır.
“3. Bu Kanunun 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (3) numaralı bendinin (g) alt bendinde sayılanların ticari, sınai, zirai ve mesleki nitelikteki teslim ve hizmetlerine ilişkin katma değer vergisi mükellefiyeti, bu işlemler nedeniyle oluşan iktisadi işletmeler adına tesis edilir.
Bu değişiklik ile mükellefiyetin iktisadi işletmeler adına tesis edileceği kanuna girmektedir.
GRUP ŞİRKETLERİNE TEK BEYANNAME VERME İMKANI GETİRİLMEKTEDİR!
4. Maliye Bakanlığı, kurumlar vergisi mükelleflerinin talebi üzerine, katma değer vergisi beyanlarının birleştirilmesine ilişkin olarak, en az %50 oranında ortağı olduğu diğer kurumlar vergisi mükellefleriyle birlikte, talepte bulunan kurum nezdinde grup katma değer vergisi mükellefiyeti tesis ettirmeye, kapsama dahil olacak mükellefleri sektörler, işletme büyüklükleri, iş hacimleri, doğrudan veya dolaylı ortaklık durumu ve diğer vergilerden dolayı mükellef olup olmadıklarına göre tespit etmeye, bu fıkranın uygulamasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.
Bu düzenleme ile grup şirketlerine talepte bulunan kurum nezdinde grup katma değer vergisi mükellefiyeti tesis ettirme imkanı getirilmektedir. Bunun anlamı grup şirketleri tek bir KDV Beyannamesi vererek bir şirkette ödenecek KDV çıkarken diğer şirkette devir KDV olması halinde grubun KDV ödemesi ya da daha az KDV ödemesi sağlanmış olacaktır.
5. Maliye Bakanlığı, bu Kanunun 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (3) numaralı bendinin (g) alt bendinde sayılanların talebi üzerine, en az %50 oranında ortağı olduğu iktisadi işletmeler için, bunlardan birisi adına grup katma değer vergisi mükellefiyeti tesis ettirmeye, bu fıkranın uygulamasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.”
GÜMRÜKSÜZ SATIŞ MAĞAZALARINA SATIŞLAR DA İHRACAT OLARAK KABUL EDİLMEKTEDİR!
MADDE 3- 3065 sayılı Kanunun 12 nci maddesinin (1) numaralı fıkrasının
(a) bendine “serbest bölgedeki alıcıya” ibaresinden sonra gelmek üzere “veya 27/10/1999 tarihli ve 4458 sayılı Gümrük Kanununun 95 inci maddesinin (1) numaralı fıkrasına göre faaliyette bulunan gümrüksüz satış mağazalarına veya bunların depolarına” ibaresi ve
(b) bendine “vasıl olmalı ya da” ibaresinden sonra gelmek üzere “gümrüksüz satış mağazalarına veya bunların depolarına veya” ibaresi eklenmiştir.
Bu değişiklik ile gümrüksüz satış mağazalarına veya bunların depolarına satışlar da ihracat teslimi sayılarak bir belirsizlik giderilmiştir.
YENİ İSTİSNALAR GETİRİLMEKTEDİR
MADDE 4- 3065 sayılı Kanunun 13 üncü maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki bentler eklenmiştir,
“j) Gümrük antrepoları ve geçici depolama yerleri ile gümrük hizmetlerinin verildiği gümrüklü sahalarda, ithalat ve ihracat işlemlerine konu mallar ile transit rejim kapsamında işlem gören mallar için verilen ardiye, depolama ve terminal hizmetleri,
k) Genel ve özel bütçeli kamu idarelerine, il özel idarelerine, belediyelere ve köylere bağışlanmak üzere yapılan okul, sağlık tesisi ve yüz yatak (kalkınmada öncelikli yörelerde elli yatak) kapasitesinden az olmamak üzere öğrenci yurdu ile çocuk yuvası, yetiştirme yurdu, huzurevi, bakım ve rehabilitasyon merkezi, mülki idare amirlerinin izni ve denetimine tabi ibadethaneler, Diyanet İşleri Başkanlığı denetimine tabi yaygın din eğitimi verilen tesisler, Gençlik ve Spor Bakanlığına ait gençlik merkezleri ile gençlik ve izcilik kamplarının inşası dolayısıyla bağışta bulunacaklara yapılan teslim ve hizmetler,
l) Sağlık Bakanlığınca izin verilen gerçek veya tüzel kişiler tarafından, Türkiye’de yerleşmiş olmayan yabancı uyruklu gerçek kişilere, münhasıran sağlık kurum ve kuruluşlarının bünyesinde verilen koruyucu hekimlik, teşhis, tedavi ve rehabilitasyon hizmetleri (Türkiye’de yerleşmiş olmayan yabancı uyruklu gerçek kişilere söz konusu hizmetlerle birlikte sağlanan diğer teslim ve hizmetler istisnanın kapsamına dahil değildir.),
m) 26/6/2001 tarihli ve 4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu kapsamındaki teknoloji geliştirme bölgesi ile ihtisas teknoloji geliştirme bölgesinde, 28/2/2008 tarihli ve 5746 sayılı Araştırma, Geliştirme ve Tasarım Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun kapsamındaki Ar-Ge ve tasarım merkezlerinde, 3/7/2014 tarihli ve 6550 sayılı Araştırma Altyapılarının Desteklenmesine Dair Kanun kapsamındaki araştırma laboratuvarlarında Ar-Ge, yenilik ve tasarım faaliyetlerinde bulunanlara, münhasıran bu faaliyetlerinde kullanılmak üzere yapılan yeni makina ve teçhizat teslimleri (İstisna kapsamında alınan makina ve teçhizatın, teslim tarihini takip eden takvim yılının başından itibaren üç yıl içinde, Ar-Ge, yenilik ve tasarım faaliyetleri dışında kullanılması veya elden çıkarılması hallerinde, zamanında alınmayan vergi alıcıdan, vergi ziyaı cezası uygulanarak gecikme faizi ile birlikte tahsil edilir. Zamanında alınmayan vergiler ile vergi cezalarında zamanaşımı, verginin tarhını veya cezanın kesilmesini gerektiren durumun meydana geldiği tarihi takip eden takvim yılının başından itibaren başlar.),”
KDV Kanunu'nun 13’üncü maddesine bu dört fıkra ilave edilerek yeni istisnalar getirilmektedir.
MADDE 5- 3065 sayılı Kanunun 17 nci maddesinin (4) numaralı fıkrasının (c) bendine “Gelir Vergisi Kanununun 81 inci maddesinde belirtilen işlemler ile” ibaresinden sonra gelmek üzere “aynı maddenin birinci fıkrasının (2) numaralı bendinde yazılı şartlar dahilinde adi ortaklıkların sermaye şirketine dönüşmesi işlemleri ve” ibaresi eklenmiş, (g) bendinde yer alan “atıklarının” ibaresi “atıkları ile konfeksiyon kırpıntılarının” şeklinde değiştirilmiş ve (o) bendinde yer alan ithalat ve ihracat işlemlerine konu mallar ile transit rejim kapsamında işlem gören mallar için verilen ardiye, depolama ve terminal hizmetleri ile” ibaresi yürürlükten kaldırılmıştır.
Adi ortaklıkların sermaye şirketine dönüşmesi işlemleri KDV’den istisna edilmektedir.
İKİNCİ EL ARAÇ ALIP SATANLARA YÖNELİK ÖNEMLİ BİR YENİLİK!
MADDE 6- 3065 sayılı Kanunun 23 üncü maddesinin birinci fıkrasına (e) bendinden sonra gelmek üzere aşağıdaki bent eklenmiş ve mevcut (f) bendi (g) bendi şeklinde teselsül ettirilmiştir.
“f) İkinci el motorlu kara taşıtı veya taşınmaz ticaretiyle iştigal eden mükelleflerce, katma değer vergisi mükellefi olmayanlardan (mükellef olanlardan istisna kapsamında yapılan alımlar dahil) alınarak vasfında esaslı değişiklik yapılmaksızın satılan ikinci el motorlu kara taşıtı veya taşınmazların tesliminde matrah, alış bedeli düşüldükten sonra kalan tutardır.”
Böylelikle ikinci el araç alıp satanlar satış bedeli üzerinden değil, alış bedeli düşüldükten sonra kalan tutar üzerinden KDV ödeyeceklerdir.
UYGULAMADA TARTIŞMA KONUSU OLAN ARSA SAHİPLERİNE KONUT VEYA İŞYERİ TESLİMLERİNDE BEDEL NETLEŞMEKTEDİR!
MADDE 7- 3065 sayılı Kanunun 27 nci maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“6. Arsa karşılığı inşaat işlerine ilişkin bedelin tespitinde, müteahhit tarafından arsa sahibine bırakılan konut veya işyerinin, Vergi Usul Kanununun 267 nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan ikinci sıradaki maliyet bedeli esasına göre belirlenen tutarı esas alınır.”
VUK 267’nin ikinci fıkrasına göre maliyet bedeline toptan satışlar için %5 ve parakende satışlar için %10 ilave edilerek emsal bedel tespit edilecektir. Bu konu da uygulamada yıllardır tartışma konusu olmuştur ve olması gereken yapılarak maliyet bedeli dikkate alınmaktadır.
SONRAKİ DÖNEME DEVREDEN KDV’NİN İADESİ VE FATURALARDA YER ALAN KDV’NİN İZLEYEN YIL DA İNDİRİM KONUSU YAPILABİLMESİ İMKANI GETİRİLMEKTEDİR!
MADDE 8- 3065 sayılı Kanunun 29 uncu maddesinin;
a) (2) numaralı fıkrasında yer alan “devrolunur ve iade edilmez” ibaresi “devrolunur ve oniki ay süreyle indirim yoluyla giderilememesi halinde, bu süreyi izleyen altı ay içinde talep edilmesi şartıyla, iade edilir” şeklinde değiştirilmiş ve aynı fıkrada yer alan “teslim ve hizmetin gerçekleştiği vergilendirme döneminde” ibaresi yürürlükten kaldırılmıştır.
Buna göre, devrolan KDV oniki ay süreyle indirim yoluyla giderilememesi halinde izleyen altı ay içinde talep edilmek şartıyla iade edilecektir. Bu da tamamen yeni bir uygulama olup, firmaların üzerindeki KDV finansman yükünü azaltmaya yönelik bir düzenlemedir.
5. Bakanlar Kurulu, bu maddenin (2) numaralı fıkrasında yer alan oniki aylık süreyi sektörler, işletme büyüklükleri ve indirim yoluyla giderilemeyen katma değer vergisinin kaynağına göre yirmidört aya kadar uzatmaya, tekrar kanuni seviyesine indirmeye; Maliye Bakanlığı, bu maddenin (2) numaralı fıkrasında yer alan indirim ve iade için belirlenen süreyi sektörler, işletme büyüklükleri ve indirim yoluyla giderilemeyen katma değer vergisinin kaynağına göre üç aya kadar indirmeye, belirlenen sürede mükelleflerce indirim yoluyla giderilemeyen katma değer vergisinin iadesini, vergi incelemesiyle veya sektörlere, işletme büyüklüklerine ve indirim yoluyla giderilemeyen katma değer vergisinin kaynağına göre vergi incelemesi dışında belirlenecek diğer yöntemlerle yapmaya, vergi indirimi uygulamasında doğabilecek aksaklıkları vergi mükerrerliğine ve vergi muafiyetine meydan vermeyecek şekilde, bu Kanunun ana ilkelerine uygun olarak gidermeye, indirim ve iadeye ilişkin diğer usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.”
b) (3) numaralı fıkrasına “vuku bulduğu” ibaresinden sonra gelmek üzere “takvim yılını takip eden” ibaresi eklenmiştir.
Bu değişiklik ile örneğin 2018 yılında indirim konusu yapılması gereken KDV 2018 yılında indirilmemiş ise 2019 yılında da indirim konusu yapılabilecektir.
DEĞERSİZ ALACAĞIN KDV’Sİ İNDİRİM KONUSU YAPILABİLECEKTİR!
c) (4) numaralı fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve aynı maddeye aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“4. Vergi Usul Kanununun 322 nci maddesine göre değersiz hale gelen alacaklara ilişkin hesaplanan ve beyan edilen katma değer vergisi, alacağın zarar yazıldığı vergilendirme döneminde indirim konusu yapılabilir (Şu kadar ki Vergi Usul Kanununun 323 üncü maddesine göre karşılık ayrılmak suretiyle gelir veya kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak dikkate alınan katma değer vergisinin bu fıkra kapsamında indirim konusu yapılabilmesi için gelir veya kurumlar vergisi matrahının tespitinde gelir olarak dikkate alınması şarttır).
Uygulamada sıkça tartışılan ve sorun olan bu konu kanun düzeyinde netleşmiştir. Değersiz hale gelen alacak nedeniyle daha önce hesaplanan KDV böylece indirim konusu yapılabilecektir.
DEVAM EDECEK