Yeni bir borç yapılandırma, matrah artırımı ve kasa-stok affı kanunu
- 2 Mayıs 2018
Yeni bir borç yapılandırma, matrah artırımı ve kasa-stok affı kanunu
Pazartesi günü Bakanlar Kurulu sonrası açıklamayı bizzat Başbakan yaptı ve yeni bir borç yapılandırması, matrah artırımı ve kasa-stok affı yapılacağını kamuoyuna duyurdu. En son aynı kapsamda 2016 yılında 6736 sayılı Kanun yayımlanmıştı ve borç yapılandırması, matrah artırımı ile kasa-stok affını içermekte idi. Sonrasında 2017 yılında 7020 sayılı Kanun ile borç yapılandırılması şartlarını ihlal edenler için tekrardan bir şans verilmişti. Bu kez seçimler öncesi çıkacak kanunla 2018 yılı için borç yapılandırılmasına bir şans daha verilmiş olacaktır.
2016 yılında çıkan 6736 sayılı Kanunla 2011-2015 dönemleri için matrah artırımı yapılmış ve Maliye bu işten ciddi gelirler elde etmişti. Bu sefer durum biraz farklı olacak. Nitekim, 2013, 2014 ve 2015 dönemleri için zaten matrah artırımı yapılmıştı. Tasarıya göre Gelir ve Kurumlar Vergisi bakımından 2013, 2014, 2015 ve 2016 dönemleri için matrah artırımı yapılabilecektir. KDV ve Gelir Vergisi Stopajı boyutu ile ise 2013, 2014, 2015, 2016 ve 2017 dönemleri için artırım yapılabilecektir.
Kurumlar Vergisi boyutuyla 2017 döneminin tasarıda yer almaması doğaldır. Tasarı Pazartesi günü açıklandığında 2017 dönemi Kurumlar Vergisi beyan dönemi henüz sona ermemişti. Sanıyorum bu nedenle tasarıda 2017 dönemine yer verilmedi. Ancak, 2017 dönemi için KDV ve Stopaj boyutuyla matrah artırımı imkanı verilmişken, muhtemeldir ki 2017 hesap dönemi için Gelir ve Kurumlar Vergisi boyutuyla da Meclis genel kurulunda artırım imkanı verilecektir. 2017 dönemi Kurumlar Vergisi beyan dönemi devam ederken açıklama yapılmış olması kanaatimce yanlış olmuştur. Kötü niyetli mükellefler matrah artırımı beklentisi ile gerçeğe aykırı beyanname vermiş olabilirler. Örneğin, 2017 hesap dönemi için 10.000.000 TL Kurumlar Vergisi matrahı beyan edecek olan bir Kurumlar Vergisi mükellefi nasıl olsa matrah artırımı geliyor diye matrahını 100.000 TL beyan etmiş ise ve 2017 dönemi için de matrah artırımı Mecliste eklenirse bu mükellef ciddi bir vergi yükünden kurtulmuş olacaktır. Vergisini düzenli ödeyen mükellef için hiç de adil olmayan bir durum ortaya çıkacaktır. En azından açıklama beyan dönemi bittikten sonra (1 Mayıs ve sonrasında) yapılmış olsa böyle bir durumla karşılaşılmamış olunurdu.
HANGİ BORÇLAR YAPILANDIRMA KAPSAMINA GİRECEKTİR?
31.03.2018 tarihi dahil bu tarihten önceki dönemlere ait olan vergi ve cezalar, SGK prim ve cezaları, belediyelere ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarına olan borçlar ve cezalar kapsama girmektedir. 2016 yılında çıkan 6736 sayılı Kanun kapsamı ile bu Tasarının kapsamı aynıdır.
BORÇ YAPILANDIRILDIĞINDA HANGİ TUTARDA İNDİRİM YAPILACAKTIR?
1- KESİNLEŞMİŞ ALACAKLAR
Kesinleşmiş alacaklarda borcun anaparası tamamen ödenecek, anaparaya bağlı gecikme faizi ve gecikme zammı gibi fer’i amme alacakları yerine tasarının kanunlaştığı tarihe kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutar dikkate alınacaktır. Alacak sadece fer’i alacak ise, fer’i alacak yerine Yİ-ÜFE dikkate alınarak hesaplanacak tutar ödenecektir. Asla bağlı olarak kesilen vergi cezaları ve bu cezalara bağlı gecikme zamları ise affa uğramış olacak ve silinecektir.
Vadesi geldiği hâlde ödenmemiş ya da ödeme süresi henüz geçmemiş bulunan ve bir vergi aslına bağlı olmaksızın kesilmiş vergi cezaları ile iştirak nedeniyle kesilmiş vergi cezalarının %50’si ve bu tutara gecikme zammı yerine, bu Kanunun yayımı tarihine kadar Yİ- ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın; ödenmemiş alacağın sadece gecikme zammından ibaret olması hâlinde gecikme zammı yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutar ödenecektir. Kalan %50 ceza ve bu cezalara bağlı gecikme zamlarının tamamı silinecektir.
Vadesi geldiği hâlde ödenmemiş ya da ödeme süresi henüz geçmemiş bulunan idari para cezalarının tamamı ile bunlara bağlı faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i amme alacakları yerine, bu Kanunun yayımı tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın; ödenmemiş alacağın sadece fer’i alacaktan ibaret olması hâlinde fer’i alacak yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın, bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla cezaya bağlı fer’ilerin tamamı silinecektir.
Bu düzenlemelerden yararlanmak isteyen borçluların dava açmamaları, açılmış davalardan vazgeçmeleri ve kanun yollarına başvurmamaları şarttır.
2- KESİNLEŞMEMİŞ VEYA DAVA SAFHASINDA BULUNAN ALACAKLAR
Kanunun yayımı tarihi itibarıyla ilk derece (Vergi Mahkemeleri) yargı mercileri nezdinde dava açılmış ya da dava açma süresi henüz geçmemiş olan ikmalen, resen veya idarece yapılmış vergi tarhiyatları ile gümrük vergilerine ilişkin tahakkuklarda; vergilerin/gümrük vergilerinin %50’si ile bu tutara ilişkin faiz, gecikme faizi ve gecikme zammı yerine Kanunun yayımı tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutar ödenecek, vergilerin/gümrük vergilerinin %50’si, faiz, gecikme faizi, gecikme zammı ve asla bağlı olarak kesilen vergi cezaları/idari para cezaları ile bu cezalara bağlı gecikme zamlarının tamamının tahsilinden vazgeçilecektir.
Kanunun yayımı tarihi itibarıyla ilgisine göre istinaf veya temyiz süreleri geçmemiş ya da istinaf/itiraz veya temyiz yoluna başvurulmuş ya da karar düzeltme talep süresi geçmemiş veya karar düzeltme yoluna başvurulmuş olan ikmalen, re’sen veya idarece yapılmış vergi tarhiyatları ile gümrük vergilerine ilişkin tahakkuklarda, Kanunun yayımı tarihinden önce verilmiş en son kararın;
- Terkine ilişkin karar olması hâlinde, ilk tarhiyata/tahakkuka esas alınan vergilerin/gümrük vergilerinin %20’si ile bu tutara ilişkin faiz, gecikme faizi ve gecikme zammı yerine Kanunun yayımı tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın; tamamen ödenmesi şartıyla vergilerin/gümrük vergilerinin kalan %80’i ile faiz, gecikme faizi, gecikme zammı ve alacak aslına bağlı olarak kesilen vergi cezaları/idari para cezaları ile bu cezalara bağlı gecikme zamlarının tamamı silinecektir.
- Tasdik veya tadilen tasdike ilişkin karar olması hâlinde,
tasdik edilen vergilerin/gümrük vergilerinin tamamı,
terkin edilen vergilerin/gümrük vergilerinin %20’si ile
bu tutarlara ilişkin faiz, gecikme faizi ve gecikme zammı yerine Kanunun yayımı tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın tamamen ödenmesi şartıyla terkin edilen vergilerin/gümrük vergilerinin kalan %80’i ile faiz, gecikme faizi, gecikme zammı ve alacak aslına bağlı olarak kesilen vergi cezaları/idari para cezaları ile bu cezalara bağlı gecikme zamlarının tamamının, tahsilinden vazgeçilir.
Kanunun yayımı tarihi itibarıyla; uzlaşma hükümlerinden yararlanılmak üzere başvuruda bulunulmuş, uzlaşma günü verilmemiş veya uzlaşma günü gelmemiş ya da uzlaşma sağlanamamış, ancak dava açma süresi geçmemiş alacaklar da bu madde hükmünden yararlanır.
Yapılandırma için başvuruda bulunan mükellefler, taksit ödeme süresince bu vergi türleri ile ilgili verilen beyannameler üzerine tahakkuk eden bu vergileri çok zor durum olmaksızın her bir vergi türü itibarıyla bir takvim yılında ikiden fazla vadesinde ödememeleri ya da eksik ödemeleri hâlinde belirtilen madde hükümlerine göre yapılandırılan borçlarına ilişkin kalan taksitlerini ödeme haklarını kaybederler.
3- İNCELEME VE TARHİYAT SAFHASINDA BULUNAN İŞLEMLER
Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin olarak, Kanunun yayımı tarihinden önce başlanıldığı hâlde, tamamlanamamış olan vergi incelemeleri ile takdir, tarh ve tahakkuk işlemlerine Kanunun matrah ve vergi artırımına ilişkin hükümleri saklı kalmak kaydıyla devam edilir.
Bu işlemlerin tamamlanmasından sonra tarh edilen vergilerin %50’si ile bu tutara gecikme faizi yerine Kanunun yayımı tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutar ile bu tarihten sonra ihbarnamenin tebliği üzerine belirlenen dava açma süresinin bitim tarihine kadar hesaplanacak gecikme faizinin tamamının, vergi aslına bağlı olmayan cezalarda cezanın %25’inin; ihbarnamenin tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içerisinde yazılı başvuruda bulunularak, ilk taksit ihbarnamenin tebliğini izleyen aydan başlamak üzere ikişer aylık dönemler hâlinde altı eşit taksitte ödenmesi şartıyla vergi aslının %50’sinin, vergi aslına bağlı olmayan cezalarda cezanın %75’inin, vergilere Kanunun yayımı tarihine kadar uygulanan gecikme faizinin ve vergi aslına bağlı cezaların tamamının tahsilinden vazgeçilir.
MATRAH VE VERGİ ARTIRIMI
Mükellefler, gelir ve kurumlar vergisi matrahlarını artırdıkları takdirde, kendileri hakkında artırımda bulunulan yıllar için yıllık gelir ve kurumlar vergisi incelemesi ve bu yıllara ilişkin olarak bu vergi türleri için daha sonra başka bir tarhiyat yapılmaz.
Gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri vermiş oldukları yıllık beyannamelerinde (ihtirazi kayıtla verilenler dâhil) vergiye esas alman matrahlarını, Kanunun yayımı tarihini izleyen ikinci ayın sonuna kadar (Kanun Mayıs ayında yasalaşacak olur ise Temmuz ayının sonuna kadar),
- 2013 takvim yılı için %35,
- 2014 takvim yılı için %30,
- 2015 takvim yılı için %25,
- 2016 takvim yılı için %20 oranından az olmamak üzere artırırlar.
GELİR VERGİSİNDE ASGARİ MATRAH ARTIRIMI
Gelir vergisi mükelleflerinin, artırımda bulunmak istedikleri yıl ile ilgili olarak vermiş oldukları gelir vergisi beyannamelerinde, zarar beyan edilmiş olması veya indirim ve istisnalar nedeniyle matrah oluşmaması ya da hiç beyanname verilmemiş (ilgili yıllarda faaliyette bulunmuş veya gelir elde etmiş olup da bu faaliyetlerini ve gelirlerini vergi dairesinin bilgisi dışında bırakanlar dâhil) olması hâlinde, vergilendirmeye esas alınacak matrah ile yukarıdaki şekilde artırdıkları matrahlar,
işletme hesabı esasına göre defter tutan mükellefler için,
- 2013 takvim yılı için 12.279 Türk Lirası'ndan,
- 2014 takvim yılı için 12.783 Türk Lirası'ndan,
- 2015 takvim yılı için 13.558 Türk Lirası'ndan,
- 2016 takvim yılı için 14.424 Türk Lirası'ndan;
bilanço esasına göre defter tutan mükellefler ile serbest meslek erbabı için,
- 2013 takvim yılı için 18.095 Türk Lirası'ndan,
- 2014 takvim yılı için 19.155 Türk Lirası'ndan,
- 2015 takvim yılı için 20.344 Türk Lirası'ndan,
- 2016 takvim yılı için 21.636 Türk Lirası'ndan az olamaz.
Geliri, sadece basit usulde tespit edilen ticari kazançtan oluşan mükellefler için vergilendirmeye esas alınacak asgari matrah, bilanço esasına göre defter tutan mükellefler için belirlenmiş tutarların ilgili yıllar itibarıyla 1/10’undan, geliri sadece gayrimenkul sermaye iradından oluşanlar için 1/5’inden, geliri bunlar dışında kalan diğer gelir vergisi mükellefleri için ise işletme hesabı esasına göre defter tutan mükellefler için belirlenmiş tutardan az olamaz.
Birden fazla gelir unsuru elde eden mükelleflerce, vergi incelemesi ve tarhiyata muhatap olunmaması için, belirtilen ilgili gelir unsuru itibarıyla matrah artırımı yapılması şarttır.
KURUMLAR VERGİSİNDE ASGARİ MATRAH ARTIRIMI
Kurumlar vergisi mükelleflerinin, artırımda bulunmak istedikleri yıl ile ilgili olarak vermiş oldukları beyannamelerinde, zarar beyan edilmiş olması veya indirim ve istisnalar nedeniyle matrah oluşmaması ya da hiç beyanname verilmemiş (ilgili yıllarda faaliyette bulunmuş veya kazanç elde etmiş olup da bu faaliyetlerini ve kazançlarını vergi dairesinin bilgisi dışında bırakanlar dâhil) olması hâlinde, vergilendirmeye esas alınacak matrahlar ve yukarıdaki şekilde artıracakları matrahlar,
- 2013 takvim yılı için 36.190 Türk Lirası'ndan,
- 2014 takvim yılı için 38.323 Türk Lirası'ndan,
- 2015 takvim yılı için 40.701 Türk Lirası'ndan,
- 2016 takvim yılı için 43.260 Türk Lirası'ndan az olamaz.
Artırılan matrahlar, %20 oranında vergilendirilir ve üzerinden ayrıca herhangi bir vergi alınmaz. Ancak, gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin, artırımda bulunmak istedikleri yıla ait yıllık beyannamelerini kanuni sürelerinde vermiş, bu vergi türlerinden tahakkuk eden vergilerini süresinde ödemiş ve bu vergi türleri için Kanunun 2'nci ve 3'üncü madde hükümlerinden yararlanmamış olmaları şartıyla artırılan matrahları %15 oranında vergilendirilir.
Gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin matrah artırımında bulundukları yıllara ait zararların %50’si, 2017 ve izleyen yıllar kârlarından mahsup edilmez.
GELİR VERGİSİ STOPAJ ARTIRIMI
193 sayılı Kanunun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendi uyarınca hizmet erbabına ödenen ücretlerden vergi tevkifatı yapmaya mecbur olanlar, her bir vergilendirme dönemine ilişkin olarak verdikleri (ihtirazi kayıtla verilenler dâhil) muhtasar beyannamelerinde yer alan ücret ödemelerine ilişkin gayrisafi tutarların yıllık toplamı üzerinden,
- 2013 yılı için %6,
- 2014 yılı için %5,
- 2015 yılı için %4,
- 2016 yılı için %3 ve
- 2017 yılı için %2 oranından az olmamak üzere hesaplanacak gelir vergisini, Kanunun yayımı tarihini izleyen ikinci ayın sonuna kadar artırırlar.
Gelir Vergisi Kanununun 94’üncü maddesinin diğer bentleri için de matrah artırımı imkanı bulunmaktadır.
KATMA DEĞER VERGİSİNDE MATRAH ARTIRIMI
Mükellefler, belirtilen şartlar dâhilinde katma değer vergisini artırdıkları takdirde, kendileri nezdinde söz konusu vergiyi ödemeyi kabul ettikleri yıllara ait vergilendirme dönemleri ile ilgili olarak katma değer vergisi incelemesi ve tarhiyatı yapılmaz.
Katma değer vergisi mükellefleri, her bir vergilendirme dönemine ilişkin olarak verdikleri beyannamelerindeki (ihtirazi kayıtla verilenler dâhil) hesaplanan katma değer vergisinin yıllık toplamı üzerinden,
- 2013 yılı için %3,5,
- 2014 yılı için %3,
- 2015 yılı için %2,5,
- 2016 yılı için %2 ve
- 2017 yılı için %1,5 oranından az olmamak üzere belirlenecek katma değer vergisini, vergi artırımı olarak Kanunun yayımı tarihini izleyen ikinci ayın sonuna kadar beyan ederler.
Matrah ve vergi artırımının Kanunun yayımını izleyen ikinci ayın sonuna kadar öngörülen şekilde yapılması, hesaplanan veya artırılan gelir, kurumlar ve katma değer vergilerinin, peşin veya ilk taksiti bu Kanunun 9 uncu maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde belirtilen sürede başlamak üzere ikişer aylık dönemler halinde azami altı eşit taksitte bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde ödenmesi şarttır. Bu vergilerin bu Kanunda belirtilen şekilde ödenmemesi hâlinde, 6183 sayılı Kanunun 51'inci maddesine göre belirlenen oranın bir kat fazlası oranında uygulanacak gecikme zammıyla birlikte takip ve tahsiline devam olunur.
Artırılan matrahlar nedeniyle geçici vergi hesaplanmaz ve tahsil olunmaz.
Matrah veya vergi artırımında bulunulması, 213 sayılı Kanunun defter ve belgelerin muhafaza ve ibrazına ilişkin hükümlerinin uygulanmasına engel teşkil etmez.
Daha önce nezdinde vergi incelemesi yapılmış olan mükellefler, vergi incelemesi yapılan yıllar için de artırımda bulunabilirler.
İdarenin, artırımda bulunulmayan yıllar veya dönemler için vergi incelemesi yapma hakkı saklıdır.
Matrah veya vergi artırımında bulunulması, Kanunun yayımı tarihinden önce başlanılmış olan vergi incelemeleri ile takdir işlemlerine engel teşkil etmez. Ancak, artırımda bulunan mükellefler hakkında başlanılan vergi incelemeleri ve takdir işlemlerinin, Kanunun yayımı tarihini izleyen ayın başından itibaren bir ay içerisinde sonuçlandırılmaması hâlinde (31 Ağustos 2018), bu işlemlere devam edilmez. Bu süre içerisinde sonuçlandırılan vergi incelemeleri ile ilgili tarhiyat öncesi uzlaşma talepleri dikkate alınmaz. İnceleme veya takdir sonucu tarhiyata konu matrah veya vergi farkı tespit edilmesi hâlinde, inceleme raporları ile takdir komisyonu kararlarının vergi dairesi kayıtlarına intikal ettiği tarihten önce artırımda bulunulmuş olması şartıyla inceleme ve takdir sonucu bulunan fark, maddenin birinci, ikinci ve üçüncü fıkra hükümleri ile birlikte değerlendirilir. İnceleme ve takdir işlemlerinin sonuçlandırılmasından maksat, inceleme raporları ve takdir komisyonu kararlarının vergi dairesi kayıtlarına intikal ettirilmesidir.
213 sayılı Kanunun 359'uncu maddesinin (b) fıkrasındaki “defter, kayıt ve belgeleri yok edenler veya defter sahifelerini yok ederek yerine başka yapraklar koyanlar veya hiç yaprak koymayanlar veya belgelerin asıl veya suretlerini tamamen veya kısmen sahte olarak düzenleyenler”, matrah artırımından yararlanamazlar.
Mükelleflerin matrah veya vergi artırımı yaptıkları dönemlere ilişkin olarak kanuni süresinde vermedikleri anlaşılan beyannameler nedeniyle 213 sayılı Kanunun usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarına ilişkin hükümleri uygulanmaz.
DEVAM EDECEK