HASILAT STANDARDI (3) I-GİRİŞ: Hasılat işletmenin olağan faaliyetleri neticesinde ortaya çıkan gelirdir ve satışlar, ücretler, faiz, temettü ve isim hakları gibi çeşitli adlar taşır. Standartta yer alan tanımla hasılat, ortakların sermayeye katkıları dışında, özkaynakta artışla sonuçlanan ve işletmenin dönem içindeki olağan faaliyetlerinden elde edilen brüt ekonomik fayda tutarıdır. Hasılat standardının amacı; belirli tipteki işlemlerden ve olaylardan elde edilen hasılat ile ilgili muhasebe işlemlerini açıklamaktır. Bu yazımızda ise, TMS açısından hasılatların muhasebeleştirilmesi konusu sizlerle paylaşılacaktır. II-HASILAT STANDARDINA İLİŞKİN TMS/TFRS DüZENLEMELERİ: A-Tam Set TMS Uygulamaları Açısından Hasılat Standardı: TMS 18 Nolu Standart 'Hasılat Standardı'na ilişkindir. Hasılat, işletme varlıklarının başkaları tarafından kullanılmasından sağlanan faiz, isim hakkı ve temettüler, mal satışları, hizmet gelirleri vb. icra edilen ticari faaliyet kapsamında sağlanan brüt gelirlerden tekemmül eder. TMS 18 Nolu standart uyarınca, her faaliyet hasılatı bu standart kapsamında değerlendirilmeyecektir. Standardın kapsam bölümünde yer aldığı üzere örneğin, inşaat sözleşmeleri (bakınız: 'TMS 11 İnşaat Sözleşmeleri'), finansal kiralama sözleşmeleri (bakınız: 'TMS 17 Kiralama İşlemleri'), tarımsal faaliyetlere ilişkin canlı varlıkların ilk defa muhasebeleştirilmesi veya gerçeğe uygun değerindeki değişmeler (bakınız: 'TMS 41 Tarımsal Faaliyetler'), 'TFRS 4 Sigorta Sözleşmeleri' kapsamındaki sigorta poliçeleri gibi, muhtelif kaynaklardan sağlanan hasılat, belirtilen diğer standartlar kapsamında muhasebeleştirilecektir. Standarda göre hasılat; gelecekteki ekonomik faydaların işletmeye girmelerinin olası oldukları ve söz konusu faydalar güvenilir olarak ölçülebildikleri durumlarda muhasebeleştirilir. a)Hasılatın ölçümü: Hasılat alınan veya alınacak olan bedelin gerçeğe uygun değeri ile ölçülür. Daha önce bahsedildiği üzere Gerçeğe Uygun Değer; karşılıklı pazarlık ortamında, bilgili ve istekli gruplar arasında bir varlığın el değiştirmesi ya da bir borcun ödenmesi durumunda ortaya çıkması gereken tutardır. Hasılat, işletme tarafından uygulanan ticari iskontolar ve miktar indirimleri de göz önünde tutularak, alınan veya alınacak olan bedelin gerçeğe uygun değeri ile ölçülür. Bilindiği üzere, çoğu durumda hasılat bedeli, nakit veya nakit benzerleri biçimindedir ve hasılat, alınan veya alınacak olan nakit ya da nakit sayılan tahsilatlardır. Ancak, vadeli satış durumunda; satış bedelinin gerçeğe uygun değeri, alınacak olan nakdin nominal tutarından daha düşük olabilir. örneğin satıcı işletme, alıcıya kredili (açık hesap olarak adlandırılan cari hesap şeklindeki vadeli satışlar gibi) fakat faizsiz olarak veya piyasa faiz oranı altında bir oranla, senet veyahut piyasada uygulanan şekliyle vadeli çek alarak satış yapmış olabilir. Bu gibi hallerle anlaşma bir finansman işlemi niteliği taşıyorsa, satış bedelinin gerçeğe uygun değeri, gelecekteki tüm tahsilatların emsal faiz oranı ile iskonto edilmesi yoluyla belirlenir. Emsal faiz oranı aşağıdakilerden biri olarak tespit edilebilir: (a) Benzer kredi derecelendirmesine sahip bir işletmenin benzer finansal araçları için geçerli olan faiz oranı veya (b) Finansal aracın nominal değerini ilgili mal veya hizmetin nakit satış fiyatına indirgeyen faiz oranı. Emsal faiz oranı bulunurken; -Benzer kredi derecelendirmesine sahip olan işletmeleri, kredi itibarı olarak benzemek değil de; aynı sektörde faaliyet gösteren ve iş hacmi, piyasa payı, cirosu vb. parametreleri birbirine yakın olan firmalar olarak yorumlamak gerekmektedir. -Nominal değeri mal ve hizmetin nakit satış fiyatına indirgeyen faiz oranı olarak ise, 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun' uyarınca, ticari işler için belirlenen T.C. Merkez Bankası avans faiz oranı uygulanmalıdır. Taraflarca belirlenen faiz oranı, ancak piyasa koşullarına, diğer bir anlatımla ilgili sektörde geçerli olan emsal faiz oranına uygun olduğu sürece geçerli olacaktır. çünkü TMS-18/11. madde de, piyasa faiz oranı altındaki ya da üstündeki bir oran kabul edilmemiş ve yukarıda yer aldığı üzere, piyasa faiz oranı emsal olarak belirlenmiştir. Satış bedelinin nominal tutarı ile gerçeğe uygun değeri arasındaki fark, etkin faiz yöntemine göre hesaplanarak, dönemler itibariyle hasılat olarak değil, faiz geliri olarak muhasebeleştirilecektir. Konu ile ilgili olarak aşağıdaki örnek verilebilir: örnek: Bir işletme 10.03.2012 tarihinde KDV dahil 1.540,00 TL'si peşin, 2.000,00 TL'si 3 ay sonra tahsil edilmek üzere bir makine satmıştır. Firma tüm tahsilatlarını banka yoluyla yapmaktadır ve işletmenin bulunduğu sektörde aylık % 2 vade farkı uygulanmaktadır. Bu durumda yapılacak kayıt aşağıdaki gibidir: (382- Ertelenmiş Gelirler hesabı yerine 122-Alacaklar Reeskontu hesabı da kullanılabilir. öRTEN, Remzi, KAVAL, Hasan ve KARAPINAR, Aydın. 'Türkiye Muhasebe-Finansal Raporlama Standartları' , 1.Baskı, Ankara: Gazi Kitapevi, Mart 2007, s.260) Satışın Peşin Değeri= 1.540,00 + [2.000,00/(1+ 0,02)³=] 1.540,00 + (2.000,00 / 1,061208) = 1.540,00 + 1.884,64= 3.424,64 TL Faiz Tutarı: (2.000,00 – 1.884,64=) 115,36 TL 10/03/2012 102-Bankalar 1.540,00 120-Alıcılar 2.000,00 382-Ertelenmiş Gelirler 115,36 600-Y.içi Satışlar 2.884,64 391-Hesaplanan KDV 540,00 üç ay sonra alacak tahsil edilmiş olduğunda aşağıdaki gibi muhasebe kaydı yapılacaktır. 102-Bankalar 2.000,00 382-Ertelenmiş Gelirler 115,36 120-Alıcılar 2.000,00 642-Faiz Gelirleri 115,36 Vadeli satış konusunda ülkemiz ticari hayatında alışa gelmiş birtakım işlemler mevcuttur. örneğin bir aya kadar vadeli satışlar, genellikle vade olarak değerlendirilmemekte, peşin fiyatlı satış kabul edilmektedir.Ya da cari hesap şeklinde olan işlemlerde, herhangi bir faiz talep edilmemekte, bir nevi iyi ilişkiler çerçevesinde ticari alış-veriş süregelmektedir. öte yandan kredi kartı ile bir yıla kadar veyahut bir yıldan da fazla süre ile satış yapılabilmektedir. Hasılat standardında, anlaşma bir finansman işlemi niteliği taşıyorsa, satış bedelinin gerçeğe uygun değeri gelecekteki tüm tahsilatların emsal faiz oranı ile iskonto edilmesi yoluyla belirlenir, karinesi yer almıştır. Bu halde, hangi işlemin vadeli hangi işlemin vadesiz olduğunun doğru bir şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Vade farkı döneminin ve piyasa emsallerine uygun olmak kaydıyla uygulanacak faiz oranlarının başlangıçta belirlenmiş olması halinde, bir sorun yoktur. Bu halde gelecekteki tüm tahsilatlar emsal faiz oranı üzerinden ve etkin faiz yöntemi ile iskonto edilerek hasılat ve faiz geliri olarak ayrıştırılacak ve muhasebeleştirilecektir. Ancak, vergi kanunlarına uygun olarak hasılat içerisinde yer alan ve vade farkı olarak ayrıca gösterilmese/değerlendirilmese bile, bir vade niteliği taşıyan satışlarda ne yapılması gerektiği, şöyle açıklanabilir: -Bir aya kadar tahsilatı yapılacak olan satışları peşin satış kabul etmek kanaatimizce mümkündür. çünkü bu halde, ödeme süresi kısadır ve gerçeğe uygun değer ile nominal bedel arasındaki fark, bir finansman işlemi niteliğinde kabul edilemeyecek kadar düşük bir bedel olacaktır. Nitekim peşin ödeme dışında, bir aya kadar olan vade süresi için emsal faiz oranı üzerinden satıcı tarafından hesaplanacak vade farkı, faiz geliri olarak muhasebeleştirilecektir. Hatta ticari faaliyet döngüsünde; düzenlenen faturalarda bir ayı geçen ödemeler için vade farkı uygulanır ibaresine sıklıkla rastlanabilir. -Kredi kartı ile yapılan satışlarda, eğer işletme değil de ilgili banka karta bir vade yapmış ise, bu satışı peşin kabul etmek gerekmektedir. çünkü satıcı bankadan alacağını vadeyi beklemeksizin kısa bir süre sonra tahsil edecektir. Ancak bankaya satıcı firma tarafından kartlı satışlardan dolayı ödenmiş bir komisyon veyahut faiz ödemesi varsa, bu bedel hasılat tutarından tenzil edilmelidir. Tabi olarak bahsedilen komisyon ve faiz ödemeleri ayrıca gider olarak dikkate alınamayacaktır. -çek, senet veyahut senetsiz olarak açık hesap şeklinde yapılmış olan satışları, her bir satış için vadelerilerine göre ayrıştırmak ve emsal faiz oranı üzerinden hasılat yazılacak olan peşin değeri ve dönemler itibariyle bulunacak faiz gelirlerini muhasebeleştirmek icap etmektedir. Ancak, ülkemizde aylık olarak kredi kartı ile yapılan vadeli satışlar çok yaygındır. Dolayısıyla her bir satış için ayrı ayrı vadeler üzerinden faiz gelirlerini ayrıştırmak güç olacaktır. Bu durumda, satışların ortalama vade süresini bulmak ve bu ortalama üzerinden emsal faiz oranı ile faiz gelirlerini ayrıştırmak mümkündür. Konu hakkında aşağıdaki örnek verilebilir: Bir firmanın kredi kartı ile satışlarda genellikle beş ay vade yaptığını varsayalım. O aya ilişkin satış tutarı toplamı da KDV hariç 1.300.000,00 TL olsun. Bu durumda aylık taksit tutarı (1.300.00,00 / 5=) 260.000,00 TL'dir. Satış Tutarı (A) Vadeler (B) AxB Ortalama Vade 260.000,00 30 Gün 7.800.000,00 260.000,00 60 Gün 15.600.000,00 260.000,00 90 Gün 23.400.000,00 260.000,00 120 Gün 31.200.000,00 117.000.000,00 /1.300.000,00= 90 Gün 260.000,00 150 Gün 39.000.000,00 1.300.000,00 117.000.000,00 90/30= 3 Ay Burada önem arz eden diğer bir husus, dönem içinde hasılat ve faiz geliri olarak ayrıştırılmış şekilde yapılan tahsilatlar dışında, yıl sonu itibariyle kalan alacak bakiyelerinin içerisinde yer alan faizlerin alacak reeskontu olarak izleyen yıla taşıma zorunluluğudur. Bu halde, reeskont tutarı izleyen yıl içerisinde faiz geliri olarak kayıtlara alınacaktır. Diğer taraftan senetli alacaklar için VUK'nun 281. ve 285 . maddelerindeki şartlara göre yapılacak reeskont işlemleri ile etkin faiz yöntemine göre yapılan iskonto tutarı arasındaki farklar için, 'Gelir Vergileri' Standardında ayrıntılı olarak açıklanacağı üzere, vergi uyumlaştırması yapılacaktır. Birbirinden farklı mal veya hizmetlerin değiştirilmesinde takas, hasılat yaratıcı bir işlem olarak değerlendirilir. örneğin, süt ile petrolün değiştirilmesi gibi. Bu durumda hasılat, alınan mal veya hizmetlerin gerçeğe uygun değerinden, transfer edilen nakit ve nakit benzerleri tutarının düşülmesi suretiyle hesaplanır. Alınan mal veya hizmetlerin gerçeğe uygun değerinin güvenilir biçimde belirlenemediği durumlarda hasılat, verilen mal veya hizmetlerin gerçeğe uygun değerine varsa transfer edilen nakit ve nakit benzerleri tutarının eklenmesi suretiyle hesaplanır. öte yandan standartta, mal veya hizmetlerin benzer özelliklere ve değere sahip mal ya da hizmetlerle değiştirilmesi veya vadeli takasa (swap) konu edilmesi, hasılat yaratıcı işlem olarak değerlendirilmemiştir. Bu durumda mal stokları, ana hesabın alt hesaplarında çeşitleri itibariyle düzeltilmelidir. örneğin, bir erkek çorabının siyah ve lacivert renklerinin değiştirilmesi gibi. Ancak erkek çorabı kadın çorabı ile değiştirilirse, bu durumda normal alış ve satış işlemleri gerçekleşmiş olur ve buna göre gerekli muhasebe kayıtları yapılır. b)İşlemlerin Ayrıştırılması: Bazı durumlarda, muhasebeleştirme ilkelerini işlemin özünü yansıtabilmek amacıyla, tek bir işlemin ayrıştırılabilir kısımlarına ayrı ayrı uygulamak gerekebilir. örneğin, bir ürünün satış fiyatı ayrıştırılabilir nitelikteki satış sonrası servis tutarını da içeriyorsa, bu tutarın hasılat olarak muhasebeleştirilmesi ertelenerek, servis hizmetinin verildiği dönem boyunca hasılat olarak finansal tablolara yansıtılır. örneğin; bir çamaşır makinesi 1.000,00 TL + KDV ve üç yıl fabrika garantisi ile peşin satılmış olsun. Bunun üzerine iki yıl ek garanti için 300,00 TL verildiğini varsayalım. Bu durumda muhasebe kaydı aşağıdaki gibi olacaktır: 102-Bankalar 1.480,00 480-Gel Yıllara Ait Gel. 300,00 600-Y.içi Satışlar 1.000,00 391-Hesaplanan KDV 180,00 üç yıllık fabrika garantisi için ertelenmiş gelir kaydı yapılmayacaktır. çünkü garantisiz mal satışı diye bir uygulama bulunmamaktadır ve dayanıklı tüketim malları için garanti vermek ticari teamüller gereğidir. (öRTEN, Remzi, KAVAL, Hasan ve KARAPINAR, Aydın. 'Türkiye Muhasebe-Finansal Raporlama Standartları' , 1.Baskı, Ankara: Gazi Kitapevi, Mart 2007, s.271) Gelecek yıllara ait gelirler, servis hizmetinin verildiği süre içerisinde yurtiçi satışlar hesabına aktarılacaktır. Burada dikkat edilecek husus, iki yıllık ek garanti süresine ilişkin ertelenen gelirin, satış tarihini izleyen ilk iki yıl içerisinde hasılat olarak kayıtlara alınması gerekliliğidir. c) Mal Satışı: Mal satışına ilişkin hasılat, aşağıdaki tüm koşullar yerine geldiğinde finansal tablolara yansıtılır. (a) İşletmenin malların sahipliği ile ilgili önemli risk ve getirileri alıcıya devretmiş olması; (b) İşletmenin satılan mallar üzerinde etkin bir kontrolü veya sahipliğin genel olarak gerektirdiği şekilde bir yönetim etkinliğini sürdürmemesi; (c) Hasılat tutarının güvenilir biçimde ölçülebilmesi; (d) İşleme ilişkin ekonomik yararların işletmece elde edilmesinin muhtemel olması; (e) İşleme ilişkin yüklenilen veya yüklenilecek olan maliyetlerin güvenilir biçimde ölçülebilmesi. İşletmenin, sahiplikle ilgili önemli riskleri taşımaya devam etmesi durumunda, bu işlem bir satış değildir ve hasılat olarak muhasebeleştirilmez. Bir işletme sahiplikle ilgili önemli riski çeşitli şekillerde taşıyabilir. İşletmenin sahiplikle ilgili önemli risk ve yararları taşımaya devam ettiği durumlara ilişkin örnekler aşağıdaki gibidir: (a) İşletmenin normal garanti hükümleri kapsamı dışında yetersiz performansa ilişkin yükümlülük taşıması; (Alıcının belli bir deneme süresi şartıyla satın alma opsiyonu istediği satışlar gibi) (b) Konsinye satışlara bağlı olarak, satış hasılatının işletme tarafından tahsil edilmesinin, alıcının söz konusu maldan üçüncü kişilere satmak suretiyle hasılat yaratması koşuluna bağlı olması; (c) Satışın ilgili varlığın monte edilmesi koşuluyla yapılması ve sözleşmenin önemli bir bölümünü oluşturan montajın henüz işletme tarafından tamamlanmamış olması; (Bu durumda yapılan tahsilat, 'Alınan Sipariş Avansları' hesabında gösterilebilir.) (d)Alıcının satış sözleşmesi ile belirlenen bir gerekçeye dayanarak alımdan vazgeçme hakkının bulunması ve işletmenin söz konusu malların iade edilip edilmeyeceğinden emin olmaması. (Bu durumda yapılmış bir tahsilat varsa, 'Alınan Sipariş Avansları' hesabında gösterilebilir.) İşletmenin, sahiplikle ilgili önemsiz bir riski taşıması durumunda, yapılan satışlar hasılat olarak kayıtlara alınır. örneğin, alacak tutarının tahsilatını güvence altına almak amacıyla mülkiyeti muhafaza kaydıyla yapılan işlemler satış niteliğindedir ve hasılat olarak finansal tablolara yansıtılır. İşletme tarafından sahipliğe ilişkin önemsiz risk taşınmasına ilişkin bir başka örnek de, alıcının memnun kalmaması durumunda bedelin iade edileceği bir perakende satıştır. Bu gibi durumlarda hasılat, satıcının gelecekteki mal iadelerini güvenilir biçimde tahmin edebilmesi ve bunlar için geçmiş deneyimler ve diğer ilgili veriler çerçevesinde bir karşılık ayırması koşuluyla, satışın gerçekleştiği tarih itibariyle finansal tablolara yansıtılır. Buna göre, geçmiş deneyimlerden yola çıkılarak iadelere ilişkin bir karşılık ayrılması gerekmektedir. örneğin, parekende satışların % 2'sinin iade olarak geri geleceği tahmin edilmiş olsun. Bu halde, her satışın % 2'si karşılık olarak ayrımalı, ancak ayrılan bu karşılıklar sürekli gözden geçirilmeli ve fiili duruma göre yıl sonunda Y.içi/dışı satışlar hesabına aktarılarak düzeltilmelidir. Satış tutarının KDV Dahil 1.180,00 TL olduğunu vasayalım. Buna göre yapılacak muhasebe kaydı aşağıdaki gibi olacaktır. 100-Kasa/102-Bankalar 1.180,00 382-Ertelenmiş Gelirler 20,00 600-Y.içi Satışlar 980,00 391-Hes. KDV 180,00 Hasılat ancak işleme ilişkin ekonomik yararların işletme tarafından elde edilmesinin muhtemel olması durumunda finansal tablolara yansıtılır. Bazı durumlarda bu, tahsilat yapılana veya bir belirsizlik ortadan kaldırılana kadar mümkün olmayabilir. örneğin yabancı bir ülkede yapılan satışta, yetkili otoritenin bedelin yurt dışına transferine izin vermesi konusunda belirsizlik olabilir. İzin verildiğinde belirsizlik ortadan kalkar ve hasılat finansal tablolara yansıtılır. Daha önce finansal tablolara yansıtılmış olan hasılat tutarının tahsil edilebilirliği konusunda bir belirsizliğin ortaya çıkması durumunda, tahsil edilemeyen veya tahsil edilebilme olasılığı muhtemel olmaktan çıkan tutar, başlangıçta muhasebeleştirilen hasılatın düzeltilmesi yerine, gider olarak finansal tablolara yansıtılır. örneğin, '659-Diğer Olağan Gider ve Zararlar' hesabının borçlu, '120-Alıcılar' hesabının alacaklı olduğu muhasebe kaydı gibi. Aynı işlem veya olayla ilgili hasılat ve giderler, hasılat ve giderlerin eşleştirilmesi kapsamında, eş zamanlı olarak muhasebeleştirilir. Buna göre, ülkemizde envanter yöntemlerinden biri olarak uygulanan aralıklı envanter yöntemi yerine, sürekli envanter yönteminin uygulanması gerekmektedir. Malların tesliminden sonra ortaya çıkacak garanti masrafları ve diğer maliyetler dahil olmak üzere giderlerin, hasılatın kayda alınması için gerekli diğer koşullar sağlandığında, normal koşullarda güvenilir biçimde ölçülebildiği kabul edilir. Ancak, giderler güvenilir biçimde ölçülemiyorsa hasılat finansal tablolara yansıtılmaz; böyle durumlarda mal satışıyla ilgili daha önce alınmış bedel yükümlülük olarak muhasebeleştirilir. örneğin, '659-Diğer Olağan Gider ve Zararlar' hesabının borçlu, '379-Diğer Borç ve Gider Karşılıkları' hesabının alacaklı olduğu muhasebe kaydı gibi. d) Hizmetlerin Sunumu: Hizmet sunumuna ilişkin bir işlemin sonucunun güvenilir biçimde tahmin edilebildiği durumlarda, işlemle ilgili hasılat işlemin raporlama dönemi sonu itibariyle tamamlanma düzeyi dikkate alınarak finansal tablolara yansıtılır. Aşağıdaki koşulların tamamının varlığı durumunda, işleme ilişkin sonuçların güvenilir biçimde tahmin edilebildiği kabul edilir: (a) Hasılat tutarının güvenilir biçimde ölçülebilmesi; (b) İşleme ilişkin ekonomik yararların işletme tarafından elde edileceğinin muhtemel olması; (c) Raporlama dönemi sonu itibariyle işlemin tamamlanma düzeyinin güvenilir biçimde ölçülebilmesi ve (d) İşlem için katlanılan maliyetler ile işlemin tamamlanması için gereken maliyetlerin güvenilir biçimde ölçülebilmesi. İşlemin tamamlanma düzeyi dikkate alınarak hasılatın kayda alınması tamamlanma yüzdesi yöntemi olarak adlandırılır. Bu yönteme göre hasılat, hizmetlerin sunulduğu dönemlerde finansal tablolara yansıtılır. Hasılatın bu yönteme göre muhasebeleştirilmesi bir dönemde yapılan hizmet ve performansı hakkında yararlı bilgiler sağlar. Hasılat, ancak işleme ilişkin ekonomik yararların işletme tarafından elde edilmesi muhtemel olduğunda finansal tablolara yansıtılır. Ancak daha önce muhasebeleştirilmiş olan hasılat tutarının tahsil edilebilirliği konusunda bir belirsizlik ortaya çıkarsa, tahsil edilemeyen veya tahsil edilebilmesi muhtemel olmaktan çıkan tutar başlangıçta kayda alınmış hasılatın düzeltilmesi yerine gider olarak finansal tablolara yansıtılır. İşletme tarafından işlemin karşı taraflarıyla aşağıdakiler üzerinde anlaşmaya vardıktan sonra güvenilir tahminlerde bulunabileceği kabul edilir: (a) Taraflarca sunulacak ve alınacak hizmetle ilgili olarak her iki tarafın yaptırıma bağlanmış hakları, (b) Hizmet bedeli, (c) ödeme şekli ve koşulları. Hizmet sunumuna ilişkin işlemin sonucunun güvenilir biçimde tahmin edilemediği durumlarda, hasılat ancak finansal tablolara yansıtılmış giderlerin geri kazanılabilir tutarı kadar finansal tablolara yansıtılır. İşlemin başlangıç evrelerinde, işlem sonucunun güvenilir biçimde tahmin edilememesi sıkça karşılaşılan bir durumdur. Ancak işletmenin katlanılmış işlem maliyetlerini geri kazanması muhtemel olabilir. Bu nedenle hasılat, ancak geri kazanılabileceği beklenen katlanılmış maliyetler tutarında finansal tablolara yansıtılır. İşlem sonucu güvenilir biçimde tahmin edilemediğinden finansal tablolara kâr yansıtılmaz. İşlem sonucunun güvenilir biçimde tahmin edilemediği ve katlanılmış maliyetlerin geri kazanılmasının muhtemel olmadığı durumlarda, finansal tablolara hasılat yansıtılmaz ve katlanılmış maliyetler gider olarak muhasebeleştirilir. Sözleşme sonucunun güvenilir biçimde tahmin edilmesini engelleyen belirsizliklerin ortadan kalkması durumunda, hasılat işlemin raporlama dönemi sonu itibariyle tamamlanma düzeyi dikkate alınarak finansal tablolara yansıtılır. Bir işletme 12 adet anahtar teslimi mesken inşaatı için toplam 1.200.000,00 TL bedelle anlaşma imzalamıştır. Tahmin edilen maliyet tutarı 800.000,00 TL'dir. Avans olarak da 100.000,00 TL alınmıştır. Kalan bedel iş bitiminde alınacaktır.Sözleşme 10.09.2010 tarihinde imzalanmıştır. Dönem sonu itibariyle katlanılan maliyet toplamı, 200.000,00 TL'dir. Tamamlanma Yüzdesi: 200.000,00/800.000,00= % 25 102-Bankalar 100.000,00 340-Alınan Avanslar 100.000,00 740-Hizmet ür. Mal. 200.000,00 100,102, 320 H. 200.000,00 181-Gelir Tahakkukları 200.000,00 340-Alınan Avanslar 100.000,00 600-Y.içi Satışlar 300.000,00 e) Faiz, İsim Hakkı ve Temettüler: İşletme varlıklarının başkaları tarafından kullanılmasından sağlanan faiz, isim hakları ve temettü getirileri aşağıdaki koşulların bulunması durumunda 30 uncu Paragrafı esas alınarak muhasebeleştirilir: (a) İşlemle ilgili ekonomik yararların işletme tarafından elde edilmesinin muhtemel olması ve (b) Hasılat tutarının güvenilir biçimde ölçülebilmesi. Hasılat aşağıdaki esaslar çerçevesinde finansal tablolara yansıtılır: (a) Faiz, etkin faiz yöntemine göre muhasebeleştirilir; (b) İsim hakları; ilgili sözleşmenin özü dikkate alınarak, tahakkuk esasına göre muhasebeleştirilir ve (c) Temettüler; hissedarların tahsil etme hakları ortaya çıktığında finansal tablolara yansıtılır. Faiz içeren bir menkul kıymetin ediniminden önce ödenmemiş faizin tahakkuku durumunda; sonradan tahsil edilen faiz, edinim öncesi ve edinim sonrası dönemlere ayrılır ve yalnızca edinim sonrasına ait kısım hasılat olarak finansal tablolara yansıtılır. İsim hakları, sözleşme hükümlerinin özü çerçevesinde, başka sistematik ve gerçekçi bir yöntemin daha uygun olmaması koşuluyla, ilgili sözleşme hükümlerine göre muhasebeleştirilir. Hasılat sadece işleme ilişkin ekonomik yararların işletme tarafından elde edilmesi muhtemel olduğunda finansal tablolara yansıtılır. Daha önce finansal tablolara yansıtılmış olan hasılat tutarının tahsil edilebilirliği konusunda bir belirsizlik ortaya çıktığında, tahsil edilemeyen veya tahsil edilebilmesi muhtemel olmaktan çıkan tutar başlangıçta hasılat olarak muhasebeleştirilmiş tutarın düzeltilmesi yerine, gider olarak finansal tablolara yansıtılır. B-KOBİ TFRS Uygulamaları Açısından Hasılat Standardı: Hasılat Standardı, KOBİ TFRS açıklamalarının 23. bölümünde yer almaktadır. Hasılat Standardı açısından TMS 18 nolu standarta ilişkin temel açıklamaların tamamı, KOBİ TFRS açısından da geçerlidir. III-SONUç: Bu yazımızda Hasılat Standardına ilişkin açıklamalara yer verilmiş olup, izleyen yazımızda 'Maddi Olmayan Duran Varlıklar' ele alınacaktır. |