Muhasebetr 28.05.2012 Tarihli "Gayrimenkul Sermaye İradı Elde Edip Beyanname Dönemi Geçmesine Rağmen Beyan Etmeyenler Dikkat" Başlıklı Ekrem Öncü Köşe Yazısı
- 29 Mayıs 2012
Gayrimenkul Sermaye İradı Elde Edip Beyanname Dönemi Geçmesine Rağmen Beyan Etmeyenler Dikkat
Değerli okurlarımız, bilindiği üzere gayrimenkul
2011 ve öncesi yıllarda gayrimenkulünü kiraya verip gayrimenkul
örneğin, evini 2008 yılında kiraya veren ve 2008 yılından günümüze kadar herhangi bir beyanname vermeyen ve yalnızca gayrimenkul
öncelikle, mükellef kendiliğinden herhangi bir beyanda bulunmadan, idare tarafından bu gelirin yoklama esnasında veya herhangi bir ihbar sonucunda ya da banka hesaplarından tespit edildiğini kabul edelim. Bu durumda ne gibi bir mali külfetle karşılaşılacaktır?
Elde edilen gelirin idare tarafından tespit edilmiş olması nedeniyle Gelir Vergisi Kanunu'nun (GVK) 21'inci maddesinde belirtilen istisnadan faydalanılamayacaktır. Faydalanılamayacak istisna tutarları 2008 yılı için 2.400.-TL, 2009 yılı için 2.600.-TL, 2010 yılı için 2.600.-TL ve 2011 yılı için 2.800.-TL'dir.
Mükellef geçmiş dönemlere ilişkin gayrimenkul sermaye iradı nedeniyle elde ettiği gelir için gerçek gider usulünü seçmiş ise, yapmış olduğu masrafları belgelendirmek suretiyle indirebilecektir. Mükellefin indirebileceği giderler GVK 74'üncü maddede düzenlenmiştir. Ancak, idare gelirin beyan edilmediğini tespit etmiş ve mükellefi vergi incelemesine sevk etmiş olabilir. İnceleme aşamasında mükellef gerçek gider usulünü seçmek isterse, örneğin, kira geliri olduğunu ancak kira gideri de olduğunu iddia edecek olursa ne yapılacaktır? Mükellefin gerçek giderleri kabul edilmelidir. Mükellef gerçek gider usulünü tercih etmeyecekse de götürü gider usulü seçilmiş kabul edilecektir.
Nitekim, GVK 74'üncü maddesinde, mükellefler diledikleri takdirde yukarıda yazılı giderlere karşılık olmak üzere hasılatlarından %25'ini götüre olarak indirebilirler denilmektedir. İki yıl geçmedikçe de bu usulden dönülemeyecektir. Geçmiş yıllara ilişkin olarak yapılacak incelemelerde, götürü gider yöntemini seçmek nasıl ki mükellefin hakkı ise, istenmesi durumunda gerçek gider yöntemini seçmek de bir hak olacaktır. Geçmiş yıllara ilişkin giderlerin kabul edilmemesi gibi bir uygulama isabetli olmayacaktır. Bilindiği üzere, Vergi Usul Kanunu'nun (VUK) 3'üncü maddesinde belirtildiği gibi, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti esastır. Dolayısıyla, geçmişte yapılan giderler her ne kadar zamanında beyanname verilmemiş olsa da gider olarak kabul edilmelidir.
örneğimize dönecek olursak mükellefin götürü gider usulünü tercih ettiğini varsayarsak yıllar itibariyle elde edilen gelir ve vergi uygulaması aşağıdaki gibi olacaktır.
2008 yılı toplam kira geliri 6.000.-TL olarak kabul edilmişti. İnceleme esnasında götürü giderin tercih edilmesi halinde %25'i gider olarak kabul edilecek ancak istisnadan faydalanılamayacaktır. Dolayısıyla, 2008 yılı vergiye tabi gelir (6.000-1500=) 4.500.-TL olacaktır. Bu gelir ilk gelir vergisi dilimine gireceğinden (4.500 x %15=) 675.-TL vergi hesaplanacak ve VUK 344'üncü maddeye göre de 675.-TL vergi ziyaı cezası hesaplanacaktır. Ayrıca 675.-TL vergi aslı için VUK 112'nci maddeye göre gecikme faizi de hesaplanacaktır.
2009 yılında (6.600-1.650=4950 x %15=) 742,50.-TL vergi aslı ve 742,50.-TL vergi ziyaı cezası ve ayrıca gecikme faizi de hesaplanacaktır.
2010 yılında (7.200-1.800=5.400 x %15=) 810.-TL vergi aslı ve 810.-TL vergi ziyaı cezası ve ayrıca gecikme faizi de hesaplanacaktır.
2011 yılında (7.800-1950=5.850 x %15=) 877,50.-TL vergi aslı ve 877,50.-TL vergi ziyaı cezası ve ayrıca gecikme faizi de hesaplanacaktır.
örneğimizde 2008-2011 yıllarında mükellefin ödemesi gereken vergi aslı toplamı 3.105.-TL, vergi ziyaı cezası toplamı da 3.105.-TL olacak ve ayrıca yıllar itibariyle gecikme faizi de hesaplanacaktır. Toplam ödenmesi gereken rakam 6.210.-TL ve gecikme faizi toplamı olacaktır. Tabiki beyanname vermemekten kaynaklı usulsüzlük cezası da ayrıca kesilecektir. Bu durumda kesilecek usulsüzlük cezaları özellik taşımakta olup, usulsüzlük cezası VUK 352/1'de ve özel usulsüzlük cezası da Mükerrer 355'inci madde de düzenlenmiştir. Kesilecek usulsüzlük cezaları ile ilgili kapsamlı açıklamalar gerekeceğinden bu yazının konusu dışında bırakılmıştır. Ayrıca VUK 336'ya göre de, cezayı istilzam eden tek bir fiil ile vergi ziyaı ve usulsüzlük birlikte işlenmiş olursa bunlara ait cezalardan sadece miktar itibariyle en ağırı kesilecektir. Mükelleflerin uzlaşma yolunu tercih etmesi halinde vergi ve cezalarda üzerinde uzlaşılan rakamlar dikkate alınacaktır. Mükelleflerin uzlaşmayı tercih etmeyip, VUK 376'ya göre ödeme yapmak istemesi durumunda da cezaların yarısı indirilebilecektir. Mükelleflerin yargı yoluna gidebilecekleri de tabidir. Ancak bu örnekteki durumda uzlaşma yolunun tercih edilmesinin en doğru yöntem olacağına kuşku yoktur. Burada vurgulanması gereken önemli bir nokta, mükellefler gerçek gider yöntemini tercih ediyorsa ve örneğin kendileri de kirada oturuyorsa ödedikleri kira tutarının elde edilen kira tutarından fazla olması halinde ödenecek vergi çıkmayacaktır. Sadece usulsüzlük cezası kesilebilecektir.
Mükellef 2008-2011 yıllarına ilişkin olarak elde ettiği gayrimenkul sermaye iradı için VUK 371'e göre beyanda bulunmuşsa nasıl bir sonuçla karşı karşıya kalacaktır. Bu durumda, 10.02.1999 tarih ve 1999/2 sıra no'lu GVK İç Genelgesinde de belirtildiği üzere, idarece herhangi bir tespit yapılmadan önce, süresinde beyan etmedikleri veya süresinde verdikleri beyannamede yer almayan mesken kirası gelirlerini kendiliklerinden, süresinden sonra verecekleri beyanname ile beyan edenler GVK 21'inci maddedeki istisnadan faydalanabileceklerdir.
2008 yılı için elde edilen kira geliri toplamı 6.000.-TL olarak kabul edilmişti. Bu tutardan 2008 yılı için belirlenmiş istisna tutarı olan 2.400.-TL düşülecektir. Kalan tutar olan (6.000-2.400=) 3.600.-TL'den de örneğin götürü gider usulünün seçildiği varsayıldığında %25'lik tutar düşülecek ve vergiye tabi gelir (3.600 – 900=) 2.700.-TL olacaktır. Hesaplanacak vergi tutarı ise (2.700 x %15=) 405.-TL olacaktır. Pişmanlıkla beyan edildiği için vergi ziyaı cezası doğmayacak ancak pişmanlık zammı hesaplanacaktır. Aynı şekilde 2009 yılında vergiye tabi gelir ((6.600-2600) x %75=) 3.000.-TL ve vergi tutarı da (3.000. x %15=) 450.-TL olacaktır. 2010 yılı için hesaplanacak vergiye tabi gelir ((7200-2600) x %75=) 3.450.-TL ve hesaplanacak vergi tutarı da (3.450. x %15=) 517,50.-TL olacaktır. 2011 yılı vergiye tabi geliri ((7800-2800) x %75=) 3.750.-TL ve vergi tutarı ise (3.750. x %15=) 562,50.-TL olacaktır.
Bu durumda 2008-2011 yıllarında beyan edilecek vergi toplamı (405+450+517,50+ 562,50=) 1.935.-TL olacaktır ve bu tutarlar için VUK 371'de de belirtildiği üzere, yıllar itibariyle vade tarihlerinden itibaren her ay ve kesri için 6183 sayılı Kanunun 51'inci maddesinde belirtilen nispete gecikme zammı hesaplanacaktır. Usulsüzlük cezası da ayrıca hesaplanacaktır. Burada vurgulamak gerekir ki, mükelleflerin gerçek gider yöntemini tercih etmeleri halinde giderlerin durumuna göre vergi de çıkmayabilecektir.
Yazımızda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere, mükellef tarafından VUK 371'e göre beyanname vermesi ve GVK 21'inci maddedeki istisnadan faydalanması ve götürü gider yönteminin tercih edilmesi durumunda, mükellefin ödeyeceği toplam vergi tutarı 1.935.-TL vergi aslı ve gecikme zammı oranında hesaplanacak bir pişmanlık zammı iken, idarenin tespit etmesi halinde ödemek zorunda kalacağı vergi aslı tutarı ve vergi ziyaı toplamı 6.210.-TL olacak ve ayrıca vergi aslı üzerinden gecikme faizi hesaplanacaktır. Aradaki fark 4.275.-TL olacaktır.
Açıklanan nedenlerle geçmişe yönelik olarak gayrimenkul sermaye iradı elde edip henüz beyan etmeyenlerin VUK 371'e göre beyanda bulunmaları lehlerine olacaktır. Ancak, elde edilen gayrimenkul sermaye iradı tutarı ile kesilecek usulsüzlük cezalarının tutarına da bakmak gerekecektir.
Kaynak: www.MuhasebeTR.com