Gazeteport/Thelira 24.05.2012 Tarihli "Yeni TTK'da Denetçinin Sorumluluğu" Başlıklı Ekrem Öncü Köşe Yazısı
- 24 Mayıs 2012
Yeni TTK'da denetçinin sorumluluğu
Değerli okurlarımız, bu yazımızda Yeni TTK'da denetçilerin sorumluluğu konusunu ele alacağız. Gerçekten de Yeni TTK'nın en önemli düzenlemelerinden biri de denetim konusudur. Denetimden beklenen ise, tarafsız ve objektif olmasının yanında şirket ortakları ve şirketle ilgili üçüncü kişlerin doğru bir biçimde bilgilendirilmesidir. Bu nedenle de denetçinin sorumlu tutulması denetimden beklenen etkinliğin sağlanması için önemli bir düzenleme olmuştur.
Yeni TTK'nın 554'üncü maddesi 'denetçinin ve işlem denetçilerinin sorumluluğu' başlığını taşımaktadır. Bu maddeye göre, şirketin ve şirketler topluluğunun yılsonu ve konsolide finansal tablolarını, raporlarını, hesaplarını denetleyen denetçi; şirketin kuruluşunu, sermaye artırımını, azaltılmasını, birleşmeyi, bölünmeyi, tür değiştirmeyi, menkul kıymet ihracını veya herhangi bir diğer şirket işlem ve kararını denetleyen işlem denetçisi ve özel denetçiler; kanuni görevlerinin yerine getirilmesinde kusurlu hareket ettikleri takdirde, hem şirkete hem de pay sahipleri ile şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarar dolayısıyla sorumludur. Kusuru iddia eden ispatlayacaktır.
Daha önceki yazılarımızda finasal tablolar denetimi, işlem denetimi ve özel denetim konularını incelemiştik. Buradaki sorumluluk Yeni TTK'daki denetim türlerinden olan denetimleri yapan denetçileri, işlem denetçilerini ve özel denetçileri kapsamaktadır. Ancak Yeni TTK 404'üncü maddede düzenlenen sorumlulukla, 554'üncü maddede yer alan sorumluluğu karıştırmamak gerekmektedir. 404'üncü madde denetçilerin sır saklama yükümünü ihlal etmeleri halinde uygulanacaktır. 554'üncü madde ise kural olarak 404'üncü maddenin kapsamına giren ihlallerde uygulanmayacaktır. 554'üncü maddede sorumluluk kusur ilkesine bağlanmış bulunmaktadır ve kusuru da iddia eden ispatlamak durumundadır. Burada vurgulanması gereken bir diğer önemli nokta ise, şartların sağlanmış olması halinde 557'inci maddede düzenlenen teselsüle ilişkin hükümlerin denetçiler için de uygulanabileceğidir. Bu konu 554'üncü madde gerekçesinde de belirtilmiştir. Kanaatimizce bu düzenleme denetçiler açısından oldukça ağır bir düzenlemedir. 557'nci madde oldukça kapsamlı bir sorumluluk düzenlemesidir ve ayrı bir yazımızın konusunu oluşturacaktır.
Yeni TTK'nın 404'üncü maddesinde ise, denetçilerin sır saklamadan doğan sorumluluğu düzenlenmiştir. Buna göre, denetçi, işlem denetçisi ve özel denetçi, bunların yardımcıları ve bağımsız denetleme kuruluşunun denetleme yapmasına yardımcı olan temsilcileri, denetimi dürüst ve tarafsız bir şekilde yapmak ve sır saklamakla yükümlüdürler. Faaliyetleri sırasında öğrendikleri, denetleme ile ilgili olan iş ve işletme sırlarını izinsiz olarak kullanamazlar. Kasten veya ihmal ile yükümlerini ihlal edenler şirkete ve zarar verdikleri takdirde bağlı şirketlere karşı sorumludurlar. Zarar veren kişi birden fazla ise sorumluluk müteselsildir.
Yükümün yerine getirilmesinde ihmali bulunan kişiler hakkında, verdikleri zarar sebebiyle, her bir denetim için yüzbin Türk Lirasına, pay senetleri borsada işlem gören anonim şirketlerde ise üçyüzbin Türk Lirasına kadar tazminata hükmedilebilir. İhmalleriyle zarara sebebiyet veren kişilere ilişkin bu sınırlama denetime birden çok kişinin katılmış veya birden çok sorumluluk doğurucu eylemin gerçekleştirilmiş olması hâlinde uygulandığı gibi, katılanlardan bazılarının kasıtlı hareket etmiş olmaları durumunda da geçerlidir. Denetçinin bir bağımsız denetleme kuruluşu olması hâlinde sır saklama yükümü bu kurumun yönetim kurulunu ve üyelerini ve çalışanlarını da kapsayacaktır. Bu hükümlerden doğan tazmin yükümü sözleşme ile ne kaldırılabilir ne de daraltılabilir. Denetçinin bu maddeden doğan sorumluluğuna ilişkin istemler rapor tarihinden başlayarak beş yılda zamanaşımına uğrar. Ancak, fiil suç oluşturup da Türk Ceza Kanununa göre süresi daha uzun dava zamanaşımına tabi bulunuyorsa, tazminat davasına da o zamanaşımı uygulanır. Ceza mevzuatının, suç ihbarına ilişkin hükümleri saklıdır.
404'üncü maddede 554'üncü maddeden farklı olarak denetçinin davranış yükümünden doğan sorumluluğu düzenlenmektedir. Tekrardan vurgulamak gerekir ki, Yeni TTK 404'üncü maddede düzenlenen sorumlulukla, 554'üncü maddede yer alan sorumluluğu karıştırmamak gerekmektedir. 404'üncü madde denetçilerin sır saklama yükümünü ihlal etmeleri halinde uygulanacaktır. 554'üncü madde ise kural olarak 404'üncü maddenin kapsamına giren ihlallerde uygulanmayacaktır. Bu ayrım önemlidir ve denetçi açısından sır saklama sorumluluğu dışında kalan asıl sorumluluk 554 ve 557'nci maddelerde düzenlenmiştir ve yasada herhangi bir sınır konulmamıştır.
660 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 24'üncü maddesi 'denetimden doğan sorumluluk' başılığını taşımaktadır. Buna göre, bağımsız denetim kuruluşları ve bağımsız denetçiler; denetledikleri finansal tablo, bilgi ve raporlara ilişkin olarak hazırladıkları bağımsız denetim raporlarının denetim standartlarına aykırı olması ile bu raporlardaki yanlış, eksik ve yanıltıcı bilgi ve kanaatler nedeniyle doğabilecek zararlardan hukuken sorumludurlar. Bağımsız denetim kuruluşları ve bağımsız denetçiler, verdikleri hizmetlerden doğabilecek zararları karşılamak amacıyla genel şartları Hazine Müsteşarlığınca belirlenen sorumluluk sigortası yaptırmak zorundadır. Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Hazine Müsteşarlığının görüşü alınarak Kurulca belirlenecektir. Bu düzenleme Yeni TTK'nın 554 ve 557'nci maddelerine paralel bir düzenlemedir.
Yukarıda belirtilen 24'üncü madde düzenlemesine göre, denetçiler denetim standartlarına göre denetim yapmalıdır ve etik kurallara uymalıdır. Denetçinin kusurlu olduğunu ispat, bunu iddia edene ait olacaktır. Kusurdan kasıt ise, denetçinin, denetim standartları ve etik kurallara uygun olmayan bir şekilde görüş belirten bir rapor vermesidir. Denetçiler Hazine Müsteşarlığınca belirlenen sorumluluk sigortası da yaptırmak zorunda olacaklardır. Buradaki en önemli konu zararın tamamının sigorta tarafından karşılanıp karşılanmayacağı meselesidir ki bu konu, yapılacak düzenlemelerde açıklığa kavuşacaktır.
KHK'nin 25'inci maddesinde de, kurumca yapılacak seçilmiş denetim dosyalarının yeterli testini içeren kalite güvence sistemi incelemeleri; bağımsız denetim kuruluşlarınca gerçekleştirilmiş denetim çalışmalarının Kurum standart ve düzenlemeleri çerçevesinde gözden geçirilmesi ve bu kuruluşların faaliyetlerinin Kurum düzenlemelerine uygunluğunun denetimi ile harcanan kaynakların nitelik ve niceliği, alınan denetim ücreti, ve bağımsız denetim kuruluşunun iç kontrol sistemi ile ilgili değerlendirmesini kapsayacaktır. Bu incelemeler, kamu yararını ilgilendiren kuruluşları denetleyen bağımsız denetim kuruluşları için asgari üç yılda bir, diğerleri için ise asgari altı yılda bir yapılacaktır. Kurum ihbar veya gerekli gördüğü durumlarda inceleme yapma ve yaptırma yetkisine de haizdir.
Sonuç olarak denetçiler açısından oldukça geniş bir sorumluluk düzenlemesi getirilmekte ancak burada kusur sorumluluğu da aranmaktadır. Denetçinin yüzde yüz doğruluğa ulaşacak bir denetim yapması beklenemez, ancak esasa ilişkin hataların da yapılmaması gerekmektedir. Denetçi denetim standartlarına uygun bir şekilde denetimini gerçekleştirmiş ise ve bunu da ispat etmişse (denetim için dosya tutulmuşsa, çalışma kağıtları, denetim planları vs. bu dosyada yer almakta ise) hukuken sorumlu tutulmayabilir. Bu konu oldukça hassas bir konu olup ilerdeki yazılarımızda tekrar ele alınacaktır.