Son yazımızda 6102 sayılı Yeni TTK'nın 1524'üncü maddesine göre sermaye şirketlerinin internet sitesi açmasına yönelik düzenlemeye değinmiştik. Bu yazımızda ise, internet sitesine ilişkin düzenlemenin cezai boyutunun yer aldığı Yeni TTK'nın 562'nci maddesinin 12'nci fıkrasındaki cezai düzenleme ele alınacaktır.
Yeni TTK'nın 1534'üncü maddesine göre, 1524'üncü madde, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl sonra yürürlüğe girecektir. Yani, Yeni TTK'nın genel olarak yürürlük tarihi 01.07.2012 olduğundan 01.07.2013 tarihinde yürürlüğe girecektir. Ancak, 562'inci maddenin 12'nci fıkrasında, 'Bu Kanunun 1524'üncü maddesinde öngörülen internet sitesini bu Kanunun yürürlüğe girmesinden itibaren üç ay içinde oluşturmayan veya internet sitesi mevcut ise aynı süre içinde internet sitesinin bir bölümünü bilgi toplumu hizmetlerine özgülemeyen...' denilmektedir. Dolayısıyla, 1534 ve 562'nci madde hükümleri birlikte değerlendirildiğinde kanaatimce bu düzenlemenin yürürlük tarihi 01.07.2012 tarihine üç ay eklenerek 01.10.2013 tarihi olacaktır. Aksi türlü bir youmla, Yeni TTK'nın yürürlüğe girdiği tarihten itibaren üç ay gibi algılanacak olursa 01.10.2012 tarihine ulaşılacaktır ki, bu durumda 1534'üncü maddedeki düzenleme anlamını yitirmiş olacaktır. Bu nedenlede, 562 ve 1534 madde hükümleri birlikte okunduğunda internet sitesine ilişkin düzenlemenin yürürlük tarihi 01.10.2013 tarihi olacaktır.

Yeni TTK madde 562/12 uyarınca, 1524'üncü maddede öngörülen internet sitesini bu Kanunun yürürlüğe girmesinden itibaren üç ay içinde oluşturmayan veya internet sitesi mevcutsa aynı süre içinde internet sitesinin bir bölümünü bilgi toplumu hizmetlerine özgülemeyen,

-anonim şirket yönetim kurulu üyelerinin,
-limited şirket müdürlerinin,
-sermayesi paylara bölünmüş komandit şirkette yönetici olan komandite ortakların,

altı aya kadar hapis ve yüz günden üç yüz güne kadar para cezasıyla cezalandırılacağı hükme bağlanmıştır.

Sermaye şirketleri 01.10.2013 tarihine kadar internet istesini açmamış olursa veya internet sitesi mevcutsa aynı süre içinde internet sitesinin bir bölümünü bilgi toplumu hizmetlerine özgülememiş ise, bu şirketlerin yöneticileri altı aya kadar hapis ve yüz günden üç yüz güne kadar adli para cezasıyla cezalandırılacaklarıdır. Burada dikkat edilmesi gereken husus hapis ve para cezasının birlikte uygulanacak olmasıdır.

Yine madde 562/12 uyarınca, 1524'üncü madde uyarınca internet sitesine konulması gereken içeriği usulüne uygun bir şekilde koymayan yukarıda sayılan şahıslar üç aya kadar hapis ve yüz güne kadar adli para cezasıyla cezalandırılacaklardır. Anlaşılacağı üzere, kanun koyucu içeriği usulüne uygun bir şekilde internet sitesine koymayan için, internet sitesini oluşturmayan veya internet sitesi mevcutsa aynı süre içinde internet sitesinin bir bölümünü bilgi toplumu hizmetlerine özgülemeyene göre daha hafif cezalar öngörmüştür. Burada vurgulamak gerekir ki, Türk Ceza Kanunu'na göre bir yıldan az olan hapis cezaları para cezasına çevrilebilmektedir. Dolayısıyla, internet siteine ilişkin düzenlemelere uymayanlara üç aya ya da altı aya kadar verilecek hapis cezaları para cezasına çevrilebilecektir.

Kanaatimce, Yeni TTK'ya göre, internet sitesi oluşturulması, internet sitesinin bir bölümünün bilgi toplumu hizmetlerine özgülenmesi ve internet sitesine konulması gereken içeriğin usulüne uygun bir şekilde konulmasına yönelik düzenleme yapılması yerinde olmuştur. Ancak, bu düzenlemeye uymayanlar için hapis cezası öngörülmektense daha ağır maddi cezaların öngörülmesi yerinde olabilir. Geçen yazımızda vurguladığımız üzere, cezalardan daha fazla tartışılması gereken husus, internet sitesine konulması gereken içerik üzerine yapılmalıdır. Yeni kurulan veya ekonomik krizlerden ya da şirketlerin kendi özel durumlarından kaynaklı sıkıntıları nedeniyle bilançoların olumsuz bir görüntü sergilemesi durumunda bunlarla iş yapmak isteyen şirketler iş yapmaktan imtina edebilirler. Bu durum güçlü firmalar lehine haksız rekabet oluşturabilir. Ayrıca, Vergi Usul Kanununun 5'inci maddesi ile Yeni TTK'nın 1524 ve 562'inci maddeleri arasında çelişki bulunmaktadır. Birinde açıklanması suç olan hususun diğerinde açıklanmaması suç oluşturmaktadır.