Bilindiği üzere kurumlar tarafından içinde bulunduğumuz Nisan ayının 25. günü akşamına kadar, 2011 hesap dönemine ait Kurumlar Vergisi Beyannamesi verilecektir. Kurumlar Vergisi beyanında dikkat edilmesi gereken en önemli husus, ilgili kanunda yer alan istisna ve indirimlerin, kanunun aradığı şartlar çerçevesinde ve doğru bir şekilde beyannameye yansıtılmasıdır. Konunun önemine binaen, beyan öncesinde kurumların istisna kazançlara ve diğer indirimlere ilişkin bilgilendirilmesi amaçlanmış ve bu konular hakkında temel bilgilere yer verilmiştir. 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu (KVK) nun 5. maddesinde, zarar sonucu doğursa da mahsuba konu olan kurumlar vergisinden müstesna kazançlar, 10. madde de ise, diğer indirimler başlığı altında kurum kazancının bulunması halinde kurum kazancından indirimi öngörülen harcamalar sayılmış ve belli şartların varlığı halinde bu kazanç ya da harcamaların kurumlar vergisi matrahından indirimi, hükmolunmuştur. Vergi kanunlarında yer alan muafiyet, istisna ve indirimlerin; ekonomik, sosyal ve kültürel nedenlerle ihdas edilmiş olduğu bilinmektedir. Tabi olarak vergileme tekniğinin gerektirdiği nedenlerde istisna hükümlerini içerisinde yer almaktadır. KVK'nın bahsedilen maddelerinde yer alan hükümlerde geçen konuların her biri kapsamlı bir mevzuata sahiptir ve ayrıntılı açıklamayı gerektirmektedir. Ancak yazının mahiyeti itibariyle sadece temel hususlar vurgulanabilmiştir. Ayrıca bölümler, kanunda ve kurumlar vergisi beyannamesinde yer alan sıralamaya göre açıklanmıştır. Bu sıralamanın önemi büyüktür. Her bir istisna ve indirim kalemi ancak bu sıralamaya göre kurum kazancından mahsup edilebilir. İstisna ve indirimlerde dikkat edilecek önemli hususlar ise şöyle sıralanabilir: KVK'nın 5. maddesinde yer alan istisnalar kazanç istisnasıdır. Yani istisna konusu, kanunda zikredilen kazancın kendisidir ve sadece kazanç halinde kurum karından mahsup mümkündür. Kurum kazancının yetersiz olması halinde ise, istisna kazançlar kurum matrahını negatife çevirebilir, bir başka deyişle zarar doğurarak izleyen beş yıl içerisinde indirim konusu yapılabilir. Ancak, 5. madde de sayılan bu istisna konularından herhangi birisinden zarar edilirse, yani kar elde edilemezse; kurumlar vergisinden istisna edilen kazançlara ilişkin giderlerin veya istisna kapsamındaki faaliyetlerden doğan zararların, kanunen kabul edilmeyen gider (KKEG) olarak beyanname üzerinde gösterilmesi gerekmektedir. Bunun tek istisnası, iştirak hissesi satın almak amacıyla yapılan faiz, kur farkı vb. finansman giderlerinin kurum kazancından indirilebilmesidir. çünkü KVK'nın 5. maddesinin son fıkrasında, 'iştirak hisseleri alımıyla ilgili finansman giderleri hariç olmak üzere, kurumların kurumlar vergisinden istisna edilen kazançlarına ilişkin giderlerinin veya istisna kapsamındaki faaliyetlerinden doğan zararlarının, istisna dışı kurum kazancından indirilmesi kabul edilmez.' hükmü yer almaktadır. KVK'nın 10. maddesinde yer alan harcamalar ise, ancak karın mevcudiyeti halinde kurum kazancından indirilebilir. Burada dikkat edilecek en önemli husus, kanunda fıkralar halinde sayılmış harcama sıralamasına harfiyen uymaktır. Nitekim mezkur maddenin 1. fıkrasında, 'kurumlar vergisi matrahının tespitinde; kurumlar vergisi beyannamesi üzerinde ayrıca gösterilmek şartıyla, kurum kazancından sırasıyla aşağıdaki indirimler yapılır.' hükmü yer almaktadır. Madde de yer alan harcamalar, ancak kazancın olması halinde ve beyanname üzerinde ayrıca gösterilmek suretiyle indirim konusu yapılabilir. Maddede yer alan konulara ilişkin olarak muhasebe kayıtlarında yer alan giderler, öncelikle KKEG olarak beyannameye eklenmeli ve daha sonra kanuni şartların sağlanması halinde beyanname üzerinden indirim konusu yapılmalıdır. Beyanname üzerinde indirim konusu yapılamayan harcamaların, sonraki yıllarda indirilmesi mümkün değildir. Bunun tek istisnası Ar-Ge harcamalarıdır. Kanun hükmü gereği Ar-Ge harcamaları süre sınırlaması olmaksızın diğer yıllara devredebilir. Beyanname üzerinde kurum kazancından öncelikle zararda olsa indirilecek istisna ve indirimler mahsup edilecek olup, bu mahsuplardan sonra bir kar kalırsa, 10. madde de yer alan indirimler sırasıyla yapılabilecektir. Bir başka önemli konu da, kurum kazancının % 5'i ile sınırlı olan bağış ve yardımların mahsubu ile ilgilidir. Konu ile ilgili olarak 1 seri nolu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinde; indirilebilecek bağış ve yardım tutarının tespitinde esas alınan kurum kazancı, zarar mahsubu dahil giderler ile iştirak kazançları istisnası düşüldükten sonra, indirim ve istisnalar düşülmeden önceki [Ticari bilanço kârı – (iştirak kazançları istisnası + geçmiş yıl zararları)] tutardır şeklinde açıklanmıştır. Bu açıklama, ticari bilanço karından iştirak kazançları istisnası ve geçmiş yıl zararları toplamı düşüldükten sonra kalan tutarın % 5'ine kadar olan bağış ve yardımların doğrudan mahsup edilebileceği şeklinde algılanmamalıdır. Burada bir sınır belirlenmiştir. Daha önceki açıklamalarda olduğu gibi, bağış ve yardımlar öncelikle KKEG'e eklenecek, daha sonra kurum kazancından öncelikle zarar olsa dahi indirilecek istisnaların, daha sonra geçmiş yıl zararlarının ve sonrasında da 10. maddedeki sırasıyla diğer indirimlerin yapılması sağlanacak ve kalan bir kar olursa, yukarıda yer alan formüle göre bulunan sınır ile bağış ve yardım tutarı karşılaştırılacak ve buna göre mahsup işlemi yapılacaktır. [email protected] |