Gazeteport/Thelira 01.05.2013 Tarihli "Yeni varlık barışına ilişkin önemli noktalar" Başlıklı Ekrem Öncü Köşe Yazısı
- 1 Mayıs 2013
Ekrem öncü
Yeni varlık barışına ilişkin önemli noktalar
Değerli okurlarımız bugünkü yazımızın konusunu tekrar getirilecek olan varlık barışı oluşturacaktır. Getirilecek olan yeni düzenleme daha önce 5811 sayılı yasa ile getirilen düzenlemeden farklı değildir. 5811 sayılı yasanın kapsamı çıkarılacak olan yasadan daha genişti, ancak 5811 getirilecek olan düzenlemeleri de kapsamakta idi. Konunun daha iyi anlaşılabilmesi için yazımızda merak edilebilecek sorulara cevap vereceğiz.
Para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları hangi tarihe kadar getirilecektir?
çıkarılacak olan yasa ile Gelir Vergisi Kanunu'na Geçici 85'inci madde eklenmektedir. Bu maddenin ilk fıkrası uyarınca, gerçek ve tüzel kişilerce, 22.04.2013 tarihi itibariyle sahip olunan ve yurt dışında bulunan; para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları ile varlığı kanaat verici bir belgeyle ispat edilen taşınmazlar, 31.07.2013 tarihine kadar TL cinsinden rayiç bedelle bankalara veya aracı kurumlara bildirilecek ya da vergi dairelerine beyan edilecektir.
Dolayısıyla, 22.04.2013 tarihi itibariyle sahip olunan ve yurt dışında bulunan değerler 31.07.2013 tarihine kadar banka ya da aracı kuruma bildirilecek ya da vergi dairesine beyan edilecektir.
Beyan edilen tutarlar hangi amaçla kullanılabilecektir?
Beyan edilen bu tutarlar beyan tarihini takip eden ay sonuna kadar kanuni defterlere kaydedilecektir. Bilanço hesabına göre defter tutanlar beyan tarihini takip eden ay sonuna kadar bu tutarları defterlerine kaydedecek ve pasifte özel bir fon hesabı açacaklardır. Bu fon sermayeye ilave dışında kullanılamayacaktır. Şirketin tasfiyesi halinde ise vergilendirilmeyecektir.
Serbest meslek kazanç defteri ile işletme hesabı esasına göre defter tutanlar ise söz konusu kıymetleri defterlerinde ayrıca göstereceklerdir. Dönem kazancı hesaplanırken bu varlıkları dikkate almayacaklardır.
Getirilen varlıklar üzerinden ne kadar vergi hangi sürede ödenecektir ve bu vergiler gider olarak dikkate alınabilecek midir?
Beyan edilen varlıkların değeri üzerinden %2 oranında vergi hesaplanacak ve bu vergi tarhiyatın yapıldığı ayı izleyen ayın sonuna kadar ödenecektir. örneğin, Mayısta beyan edilmesi durumunda ödeme Haziran ayı sonuna kadar yapılabilecektir.
Banka ve aracı kurumlara bildirim yapılması halinde ise, banka ve aracı kurumlar kendilerine bildirilen varlıklara ilişkin olarak %2 oranında hesapladıkları vergiyi, bildirimi izleyen ayın 15'inci günü akşamına kadar bağlı bulunduğu vergi dairesine beyan edecek ve aynı sürede ödeyecektir.
ödenecek olan vergi hiçbir şekilde gider yazılamayacak ve başka bir vergiden mahsup edilemeyecektir.
Beyan edilen varlıkların vergi incelemesine etkisi nasıl olacaktır?
Burada ikili bir ayırım yapmak gerekir. öncelikle, beyan edilecek varlıklar nedeniyle hiçbir şekilde vergi incelemesi yapılamayacaktır. Beyan edilen varlıklardan kaynaklanmayan vergi incelemeleri ise yapılmaya devam edilebilecektir. Beyan edilen varlıklar dışında nedenlerle vergi incelemesi yapılması halinde ise; bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten sonra başlayan 01.01.2013 tarihinden önceki dönemlere ilişkin vergi incelemeleri ve takdir komisyonu kararları uyarınca gelir, kurumlar ve katma değer vergisi yönünden tespit edilen matrah farkından, beyan edilen tutarlar, bu tutarlara ilişkin tarh edilen verginin vadesinde ödenmiş olması koşuluyla mahsup edilerek tarhiyat yapılacaktır.
Devam eden incelemelerde bulunan matrah farkı nedeniyle bu kanundan faydalanmak mümkün müdür?
Kanun buna müsaade etmemektedir. Bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra başlayacak incelemeler için getirilen varlıklar kadar bulunacak matrah farkından kurtulmak mümkündür.
çıkacak olan kanun uyarınca getirilen tutarın bulunacak matrah farkından mahsubu nasıl olacaktır?
Yazımızın giriş bölümünde de söylediğimiz gibi, getirilecek düzenleme 5811 sayılı Kanun düzenlemesi ile benzerdir. Dolayısıyla, yeni çıkarılacak olan kanunun ikincil düzenlemelerinin (tebliğ, sirküler gibi) 5811 sayılı Kanuna ilişkin ikincil düzenlemelere paralel olması beklenebilir. 5811 sayılı Kanunun 1 Numaralı genel Tebliğinin 5.3.1 ve 5.3.2 başlığında yer alan örneklerden yararlanılabilinir.
Burada vurgulanması gereken önemli nokta, 3 vergi açısından bulunacak matrah farkı ayrı ayrı değerlendirilmiyor, hepsi tek kalem sayılıyor olmasıdır. Bu da mükellefler için çok ciddi bir fırsat anlamına gelmektedir. örneğin, 1 milyon lira getirilmiş ve 2013 yılından önceki 5 yıl incelenmiş 999 bin lira kayıt dışı hasılat tespit edilmiş ise, bu mükellef herhangi bir ceza ya da vergi ödemeyecektir. Halbu ki, bu 999 bin lira KDV açısından ayrı bir matrah farkı Kurumlar Vergisi açısından (karlılık oranına göre kurumlar vergisi matrah farkı daha düşük olabilecektir) ayrı bir matrah farkı oluşturmaktadır. Ama, bu Kanun uygulamasında 1 milyon lira getirilmiş olunması halinde, örneğin aynı işlemden kaynaklı olarak doğan 1 milyon lira KDV matrah farkından ve 1 milyon lira da Kurumlar Vergisi (toplamda 2 milyon lira) matrah farkından kurtulunmuş olunacaktır.
Diğer vergi ve cezalar ile haksız iadeden kaynaklanan tarhiyatlar için mahsup imkanı bulunmakta mıdır?
Haksız iadeden kaynaklanan tarhiyatlar ile gelir, kurumlar ve katma değer vergisi dışındaki diğer vergilere (Emlak Vergisi, Damga Vergisi, öTV, Gümrük Vergileri gibi) yönelik yapılacak inceleme ve tarhiyatlar, matrah farkına ilişkin mahsup uygulaması kapsamında değerlendirilmeyecektir.
Usulsüzlük veya özel usulsüzlük cezaları da mahsup uygulaması kapsamında değerlendirilmeyecektir.
Kaçakçılık suçları bakımından uygulama nasıl olacaktır?
Taslakta matrah farkının hangi kaynaktan doğduğuna ilişkin özel belirlemeler yapılmamıştır. Dolayısıyla, sahte fatura düzenleme ya da sahte fatura kullanma nedeniyle bulunan matrah farklarında da mahsup mümkün olacaktır.
Düzenleme VUK kapsamındaki kaçakçılık suçlarını kapsamakta mıdır?
Sahte fatura kullanma veya düzenleme nedeniyle VUK 359 kapsamındaki hürriyeti bağlayıcı cezalar bakımından bu düzenlemenin geçerliliği bulunmamaktadır. Kanunun kapsamına, Gelir Vergisi, Kurumlar Vergisi ve Katma Değer Vergisi girmektedir. VUK 359 kapsamındaki suçlar için suç duyurusunda bulunulacak ve yargı süreci devam edecektir.
Beyan edilen paranın zamanında getirilmemesi ya da verginin zamanında ödenmemesi halinde mahsup imkanı ortadan kalkacak mıdır?
Sadece bildirimde bulunulmuş olunması yeterli değildir. Mahsup imkanından faydalanabilmek için bildirilen varlıkların Türkiye'ye getirilmesi zorunludur.
Tahakkuk eden verginin vadesinde ödenmemiş halinde mahsup imkanı ortadan kalkacaktır. Dolayısıyla, eğer ki mükellefler varlıklarını Türkiye'ye getiremeyecekler ise bildirimde bulunmamalıdır. Varlıklarını getirecekler ise de, bildirim nedeniyle ödenmesi gereken vergiyi vadesinde ödemelidirler.
Şunu da vurgulayalım ki, bildirimde bulunulan ve bu bildirim sonucu tahakkuk eden vergiler vadesinde ödenmez ise, mahsup imkanı ortadan kalkacağı gibi 6183 sayılı Kanun kapsamında takibat da devam edecektir.
Yurt dışında parası olmayan, yurt dışında 22.04.2013 tarihi itibariyle parası olduğunu kanıtlayamayanlar ya da kaynağı belirsiz varlıklar için bu imkandan faydalanmak mümkün müdür?
Yurt dışında parası olmayanlar 2013 dönemi öncesi incelemelere karşı kendini güvene almak isteyebilirler. Diyebilirler ki, yurt dışına para göndersem ve sonra da Türkiye'ye getirsem bu imkandan yararlanabilir miyim? Kanun buna müsaade etmemektedir. Kanunun müsaade ettiği husus, 22.04.2013 itibariyle yurt dışında varlıkları olanlar ve bunu da kanaat verici belge ile ispat edenlere yöneliktir. Kanaat verici belge ile ispat edilemeyen varlıkların Türkiye'ye getirilmesi halinde mahsup imkanından faydalanmak söz konusu olmayacaktır. Dolayısıyla kaynağı ispat edilemeyen paralar için bu imkandan faydalanmak mümkün değildir. Kanaat verici belge de kanunda açıklanmıştır.
Sonuç olarak, yurt dışından getirilecek paraların kaynağı ispat edilmek zorundadır. Kaynağı ispat edilemeyecek varlıklar için bu kanunla getirilen imkanlardan faydalanmak mümkün değildir. Yurt dışından varlığını getirecek olanlar bu düzenlemeden yararlanmalıdır. Aksi türlü varlığın getirilememesi halinde hem mahsup imkanından yararlanılamayacak hem de tahakkuk eden vergiler zorla tahsil edilecektir. çıkarılacak olan bu Kanun 5811 sayılı Kanuna benzer düzenlemeleri içermektedir ve ikincil mevzuat alanında da benzer düzenlemeler yapılabilecektir.