Size nasıl yardımcı olabiliriz?
Köşe Yazıları
img

Ekrem Öncü

Yeminli Mali Müşavir

Gazeteport/Thelira 08.06.2012 Tarihli "Yeni TTK'da Şirket Ortaklarının Şahsi Alacaklıları ve Kamu Alacaklarının Durumu" Başlıklı Ekrem Öncü Köşe Yazısı

  • 9 Haziran 2012

Ekrem öncü
Ekrem Öncü
 
 
 

Yeni TTK'da şirket ortakların şahsi alacaklıları ve kamu alacaklarının durumu


Yeni TTK'nın 124'üncü maddesi ticaret şirketleri türlerini düzenlemektedir. Ticaret şirketleri; kollektif, komandit, anonim, limited ve kooperatif şirketleridir. Kollektif ve komandit şirket şahıs, anonim, limited ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirket sermaye şirketidir.


Yeni TTK'nın 133'üncü maddesi 'ortakların kişisel alacaklıları' başlığını taşımaktadır. 133'üncü madde ile 6762 sayılı Eski TTK'nın 145'inci maddesinden farklı olarak birinci fıkra sadece şahıs şirketlerine özgülenmiştir. Buna göre, bir şahıs şirketi (kollektif ve komandit) devam ettiği sürece ortaklardan birinin kişisel alacaklısı, hakkını şirketin bilançosu gereğince o ortağa düşen kâr payından ve şirket fesh olunmuşsa tasfiye payından alabilir. Henüz bilanço düzenlenmemişse alacaklı bilançonun düzenlenmesi sonucunda borçluya düşecek kâr ve tasfiye payı üzerine haciz koydurabilir.


133'üncü maddenin ikinci fıkrası ise, sermaye şirketlerine özgülenmiştir. Buna göre, sermaye şirketlerinde (anonim, limited ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketler) alacaklılar, alacaklarını, o ortağa düşen kâr veya tasfiye payından almak yanında, borçlularına ait olan, senede bağlanmış veya bağlanmamış payların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun taşınırlara ilişkin hükümleri uyarınca haczedilmesini ve paraya çevrilmesini isteyebilirler. Haciz, istek üzerine, pay defterine işlenir.


Haczedilecek veya paraya çevrilecek payın anonim, limited ve paylı komandit şirkete ait bulunması veya senede bağlanmış olup olmaması, herhangi bir hüküm farkı yaratmaz. 133/2 hükmünün bir diğer yeniliği, haczin ve paraya çevrilmenin hangi hükümlere göre yapılabileceğinin açıklığa kavuşturulmasıdır. Eski TTK'daki düzenlemeden farklı olarak, haczin, talep halinde pay defterine işlenebileceği hususu açıklığa kavuşturulmuştur. Bilindiği üzere, anonim, limited ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketler sermaye şirketi olup, ortakların şahsi alacaklılarına karşı sorumlulukları üç şirket türünde de aynıdır.


133'üncü maddenin üçüncü fıkrasına göre de, alacaklılar, tüm ticaret şirketlerinde alacaklarını, ortağın şirketten olan diğer alacaklarından da alabilme ve bunun için haciz yaptırabilme yetkisini de haizdir. Dördüncü fıkra ile de, yukarıdaki hükümlerin borçlu ortakların şirket dışındaki mallarına alacaklıların başvurmalarına engel olmayacağı düzenlenmiştir.
 

Kamu borçlarından dolayı anonim ve limited şirket ortaklarının sorumlulukları nasıl olacaktır?
 

Anonim şirket ortaklarının, anonim şirketlerin ödenmemiş amme borçlarından sorumlu tutulacağına ilişkin herhangi bir kanuni düzenleme bulunmadığından, bu ortakların şirketlerin ödenmemiş amme borçlarından sorumluluğu bulunmamaktadır.
 

Anonim şirketlerin ödenmemiş amme borçlarında sorumluluk nasıl olacaktır? 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun Mükerrer 35'inci maddesinde düzenlendiği üzere, amme alacağının tüzel kişiliğin mal varlığından kısmen veya tamamen tahsil edilememesi veya tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması durumunda; kanuni temsilciler şirketin ödenmemiş borçlarından müştereken ve müteselsilen sorumludur. Şirketi temsil yetkisi murahhas üye veya üyeler ile şirkette pay sahibi olmayan sorumlu müdürlere bırakılmış ise, amme alacağının bunlardan takip ve tahsiline gidilir. Temsil yetkisi murahhas üyelere veya pay sahibi olmayan müdürlere bırakılmamış ise, yönetim kurulu üyeleri kanuni temsilci sıfatını taşımaktadırlar ve amme alacağının ödenmesinden yönetim kurulu üyeleri şahsi mal varlıklarıyla sorumludurlar.
 

Limited şirket ortakları ise 6183 sayılı Kanunun 35'inci maddesi düzenlemesinde belirtildiği gibi, şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olurlar ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 54 ve müteakip maddelerine göre şirket hakkında yapılan takip muameleleri sonucunda amme alacağının şirketten tahsil imkânının bulunmaması halinde, şirket ortakları sermayeleri oranında takibe tabi tutulurlar.
 

Limited şirket ortağının şirketteki sermaye hissesini devretmesi halinde, hisseyi devreden ve devralan şahıslar, devir öncesine ait ve vadesi devir tarihi itibarıyla geçmiş olan amme alacaklarının ödenmesinden, 6183 sayılı Kanunun 35/2 hükmü gereği müteselsilen sorumlu olacaklardır.
 

Amme alacağının doğduğu ve ödenmesi gerektiği zamanlarda pay sahiplerinin farklı şahıslar olmaları halinde, bu şahıslar, amme alacağının ödenmesinden, 6183 sayılı Kanunun 35/3 hükmü gereği müteselsilen sorumlu olurlar.
 

Limited şirketlerin kanuni temsilcilerinin sorumluluğu ise; Eski TTK'ya göre, limited şirketlerde aksi kararlaştırılmış olmadıkça, ortaklar hep birlikte müdür sıfatıyla şirket işlerini idareye ve şirketi temsile yetkili ve mecburdular. Böyle bir durumda ortakların hepsi kanuni temsilci sıfatına haiz olacaklarından, amme alacağının tamamından müşterek ve müteselsil olarak sorumlu tutulmaktaydılar. Ancak şirket işlerini idare ve şirketi temsile yetki verilmiş bir kişi (ortak) bulunması halinde, kanuni temsilci olan bu ortak amme alacağının tamamından sorumlu olmaktaydı.
 

Yeni TTK'nın 623'üncü maddesi ile limited şirketlerde müdürlük ve temsile ilişkin farklı düzenlemelere gidilmiştir. Buna göre, müdür veya müdürler şirket sözleşmesiyle atanacak veya genel kurul kararıyla seçilecektir. Yönetim ve temsil, müdür sıfatını taşıyan bir veya birden fazla ortağa veya tüm ortaklara ya da üçüncü kişilere verilebilecektir. Ancak, en azından bir ortağın, şirketi yönetim hakkının ve temsil yetkisinin bulunması şarttır.
 

Vurgulanması gereken bir diğer yenilik, Yeni TTK ile tüzel kişi ortakların müdür olarak seçilmelerine de olanak tanınmıştır. Bu durumda, bu görevi tüzel kişi adına yerine getirecek bir gerçek kişi belirlenecektir. Bu durumda 6183 sayılı Kanunun 35'inci maddesindeki sorumluluk ortak olup müdür seçilen tüzel kişiye mi, yoksa ortak olan tüzel kişi adına müdürlük görevini yürüten gerçek kişiye mi ait olacaktır? Kanaatimizce bu durumda sorumluluk ortak sıfatını haiz olan ve müdürlük görevini seçtiği gerçek kişi eliyle yürüten tüzel kişiye ait olacaktır ve şirketten tahsil olunamayan kamu alacağı için müdür sıfatını taşıyan ortak şirkete gidilebilecektir.

 

Bu yazıyı paylaş: