Size nasıl yardımcı olabiliriz?
Köşe Yazıları
img

Dr. Ekrem Öncü

Yeminli Mali Müşavir

Varlık Barışı’nda gizli matrah artırımı görüşümüz mahkemece tescillenmiştir!

  • 2 Ocak 2023

Daha önce bu köşede 7256 sayılı Kanunla Gelir Vergisi Kanununa eklenen Geçici 93. Madde düzenlemesinde gizli matrah artırımı niteliğinde düzenleme olduğunu ele alarak konuyu tartışmıştım. Varlık barışında gizli matrah artırımı başlıklı yazımız sonrasıkonu çok detaylı olarak tartışılmıştı. Bu tartışmalar çok doğaldı ve görüşümüze katılanlar olduğu gibi katılmayıp eleştirenler de olmuştu. Nitekim, kanun hükmü oldukça muğlak düzenlemeler içerdiği için kafaların karışması çok doğal bir durum idi.

Bilindiği gib,i varlık barışı uygulaması Cumhurbaşkanı Kararı ile 30.06.2022 tarihine uzatıldı ve halen yürürlükte. Özellikle 2021 dönemi için gizli matrah artırımı uygulamasının devam ettiğini baştan vurgulamak isterim! 2021 dönemi deme nedenimiz 2016-2020 dönemleri için matrah artırımından yararlanılmasından kaynaklanıyor. Matrah artırımı yapmayan ya da şartları ihlal edenler için 2017-2021 dönemleri için gizli matrah artırımı uygulaması devam ediyor diyebiliriz.

Konuyu ilk gündeme getirdiğimizde tereddüt edenler olmuştu ama aşağıda ele alacağımız mahkeme kararı bu tereddütleri giderecek niteliktedir.

İstanbul 8. Vergi Mahkemesi 28.01.2022 tarihli 2021/2398 Esas ve 2022/160 Karar No ile konu hakkında önemli bir karar vermiştir ve karar aşağıdaki gibidir.

“TÜRK MİLLETİ ADINA

…Diğer taraftan, 11/11/2020 tarih ve 7256 sayılı Kanun ile 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'na eklenen Geçici 93. maddenin 5 ila 7. fıkralarında "Gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerince sahip olunan ve Türkiye’de bulunan ancak kanuni defter kayıtlarında yer almayan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları ile taşınmazlar, 30/6/2021 tarihine kadar vergi dairelerine bildirilir. Bildirilen söz konusu varlıklar, 30/6/2021 tarihine kadar, dönem kazancının tespitinde dikkate alınmaksızın kanuni defterlere kaydedilebilir. Bu takdirde, söz konusu varlıklar vergiye tabi kazancın ve kurumlar için dağıtılabilir kazancın tespitinde dikkate alınmaksızın işletmeden çekilebilir. Bu fıkra kapsamında bildirilen taşınmazların ayni sermaye olarak konulmak suretiyle işletme kayıtlarına alınması hâlinde, sermaye artırım kararının bildirim tarihi itibarıyla alınmış olması ve söz konusu kararın bildirim tarihini izleyen onuncu ayın sonuna kadar ticaret siciline tescil edilmesi kaydıyla, bu madde hükümlerinden faydalanılabilir.

Türkiye’ye getirilen veya kanuni defterlere kaydedilen varlıkların elden çıkarılmasından doğan zararlar, gelir veya kurumlar vergisi uygulaması bakımından gider veya indirim olarak kabul edilmez.

Bu madde kapsamında bildirilen varlıklar nedeniyle hiçbir suretle vergi incelemesi ve vergi tarhiyatı yapılmaz. Bu hükümden faydalanılabilmesi için birinci fıkra uyarınca bildirilen varlıkların, bildirimin yapıldığı tarihten itibaren üç ay içinde Türkiye’ye getirilmesi veya Türkiye’deki banka ya da aracı kurumlarda açılacak bir hesaba transfer edilmesi şarttır." hükmüne yer verilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden; davacının, 30.04.2021 tarihinde, 193 sayılı Kanun'un Geçici 93. maddesi kapsamında verilen beyanname ile Türkiye'de sahip olduğu 4.430.000,00-TL parayı beyan ederek bankaya yatırdığı, davacının 2018 yılı katma değer vergisi işlemlerinin incelenmesi sonucu tanzim edilen 21/05/2021 tarih ve 2021-A-985/12 sayılı vergi inceleme raporunda, vergi incelemesine başlanıldıktan sonra ve taslak rapor davacıya gönderildikten sonra söz konusu beyannamenin verilmiş olması, bu paraların incelemeye konu kayıt dışı hasılat olduğuna dair veri bulunmaması, mükellefin kredi kullanması gibi hususlar nazara alındığında söz konusu beyanın inceleme ve tarhiyata engel teşkil etmeyeceğinin belirtildiği, mezkur raporda, davacının (mükellef kurumun) lokantacılık faaliyetiyle iştigal ettiği, incelenen yılda kayıt dışı hasılatı bulunduğu ve bu hasılat üzerinden katma değer vergisi hesaplamadığının tespit edildiği, bu sebeple 213 sayılı Kanun'un 30/4. ve 30/6. maddeleri gereğince vergi matrahının re'sen takdir edilmesi gerektiği…

…şirketin 7256 sayılı Kanun'dan faydalandığını, yurt içinde banka hesabına gelen paralarla ilgili olarak gerekli bildirimi yaparak söz konusu kayıt dışı olarak bahsedilen tutarlar hakkında başvuruları bulunması nedeniyle yapılan incelemenin sonlandırılması gerektiğini, zira 7256 sayılı Kanun ile Gelir Vergisi Kanunu'nun Geçici 93. maddesi gereğince bu paralarla ilgili inceleme ve tarhiyat yapılamayacağını beyan ettiği, yukarıda yer verilen tespitler çerçevesinde 2018 hesap döneminde tespit edilen 2.064.917,53 TL kayıt dışı hasılat farkının matrah alınması suretiyle %8 oran üzerinden kayıt dışı KDV hesaplanması gerektiği, mükellef kurumun 2017 yılındaki indirimli orana tabi işlemleri sebebiyle Temmuz/2018 döneminde 116.092,86-TL KDV iadesi aldığı, 2017 yılına ilişkin olarak düzenlenen 21.05.2021 tarih 2021-A-…/.. sayılı KDV raporunda tespit edilen 2017 yılından kaynaklı devir KDV azalması da dikkate alınarak 2018/7 döneminde iade alacağı bulunmadığının saptandığı, kayıt dışı hasılatın matraha dahil edilmesi suretiyle yeniden düzenlenen KDV beyan tablosuna göre 473.789,40-TL olarak beyan edilen 2018/12 dönemine devreden KDV'nin 255.936,82-TL olarak tespit edildiği ve 2017 yılına ilişkin olarak indirimli orandan dolayı Temmuz/2018 döneminde iade almış olduğu 116.092,86-TL KDV'nin 1 kat vergi ziyaı cezası ile birlikte davacıdan geri alınması gerektiği sonucuna varıldığı, 2017 yılı katma değer vergisi incelemesi sonucu tanzim edilen 21.05.2021 tarih 2021-A-…/… sayılı vergi inceleme raporunda da aynı usulün izlenmesi yoluyla mükellef kurumun 2017 hesap dönemi KDV beyannamelerinde beyan ettiği 3.231.906,54 TL (içecek hariç) hasılat ile …AŞ'nin restoran otomasyon programına göre hesaplamış olduğu 5.346.088,16TL royaltye esas hasılat arasında 2.114.181,62 TL kayıt dışı hasılat farkı tespit edilmiş, tespit edilen bu hasılat farkı üzerinden %8 katma değer vergisi hesaplanması gerektiği sonucuna varılarak davacının 2017 yılı dönemleri beyan tablosunun yeniden düzenlendiği, buna göre ödenecek vergi çıkmamakla birlikte 411.640,48-TL olarak beyan edilen 2017/12 döneminden sonraki döneme devreden katma değer vergisinin 242.505,95-TL olarak tespit edildiği, 12 sayılı rapora istinaden dava konusu cezalı tarhiyatın yapıldığı, buna ait ihbarnamenin 21.07.2021 tarihinde tebliği üzerine 07.09.2021 tarihinde bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

193 sayılı Kanun'a eklenen Geçici 93. madde ile yurt içinde bulunup kayıt dışı bırakılan paraların beyan edilmesi halinde beyan edilen bu varlıklar nedeniyle hiçbir suretle vergi incelemesi ve vergi tarhiyatı yapılmayacağı hükme bağlanmış, davacı tarafından belirtilen madde kapsamında

4.430.000,00-TL tutarında kayıt dışı para bildiriminde bulunmuş, davacının 2017 ve 2018 yılları işlemlerinin incelenmesi sonucunda 4.179.099,15-TL kayıt dışı hasılatı bulunduğu sonucuna varılmıştır.

İnceleme elemanı tarafından, vergi incelemesine başlanıldıktan sonra ve taslak rapor davacıya gönderildikten sonra söz konusu beyannamenin verilmiş olması, bu paraların incelemeye konu kayıt dışı hasılat olduğuna dair veri bulunmaması ve mükellefin kredi kullanması gerekçe gösterilerek tarhiyat önerilmiş ise de anılan maddede, söz konusu hususların maddeden yararlanılmasına engel teşkil edeceği yolunda bir sınırlama yer almamakta, kanuni defter kayıtlarında yer almayan paraların belirtilen şekilde beyan edilebileceği yolunda genel bir düzenleme bulunmaktadır. Dolayısıyla vergi incelemesi başlamış olsa dahi, davacıya ihbarname tebliğ edilmesi suretiyle vergilendirilmiş bir tutar söz konusu olmadığı müddetçe belirtilen bildirim hakkından faydalanılmasına yasal bir engel bulunmamaktadır. Bu noktada vergilendirmenin gerçekleşmesinde ihbarname tebliğinin kıstas alınması, 213 sayılı Kanun'un 114. maddesinde düzenli tarh zamanaşımında, inceleme başlatılmasının ya da rapor tanziminin değil, ihbarname tebliğinin esas alınması yolundaki hükme de uygun düşmektedir.

Bu durumda, davacının 30.04.2021 tarihinde 4.430.000,00-TL tutarında kayıt dışı parasını beyan ettiği ve 21.07.2021 tarihinde davacıya tebliğ edilen dava konusu ihbarname muhteviyatı katma değer vergisinin de davacı tarafından kayıt dışı bırakıldığı belirtilen hasılat üzerinden hesaplandığı anlaşılmakta olup, dava konusu cezalı tarhiyata konu kayıt dışı hasılatın, davacının bildirimde bulunduğu varlığı dışında bir tutara ilişkin olduğu tespit edilmeden herhangi bir tarhiyatın yapılamayacağı sonucuna varılmaktadır.

Olayda, inceleme elemanı tarafından bulunan kayıt dışı hasılat tutarının, davacının 193 sayılı Kanun'a eklenen Geçici 93. madde kapsamında bildirimde bulunduğu tutarın dışında bir varlık kalemi olduğu yolunda bir tespit bulunmadığından, dava konusu cezalı tarhiyatta hukuka uyarlık görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle; davanın kabulüne, dava konusu vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi tarhiyatının kaldırılmasına, aşağıda dökümü yapılan 153,80-TL yargılama giderinin ve AAÜT uyarınca belirlenen 2.840,00-TL vekalet ücretinin davalı idare tarafından davacıya ödenmesine, artan posta avansının talep halinde derhal talep olmazsa kararın kesinleşmesini takiben re'sen davacıya iadesine, bu kararın tebliğinden itibaren 30 gün içerisinde İstanbul Bölge İdare Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere, 28/01/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.”

Daha önce ısrarla vurguladığımız gibi 7256 sayılı Kanunla Gelir Vergisi Kanununa eklenen Geçici 93. Madde oldukça muğlak düzenlemeler barındırmaktadır. Örneğin, vergi incelemesine başlanıldıktan sonra bu kanun hükümlerinden yararlanılamayacağı şeklindeki Gelir İdaresi Başkanlığı ve Vergi Denetim Kurulu Başkanlığı’nın görüşünü yargı kabul etmemiştir. Bu yargı kararı kanaatimizce de yerinde bir karar olmuştur. Nitekim, kanun metninde bu yönde bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu mahkeme kararı sonrasında incelemeye giren bütün mükellefler 30 Haziran 2022 tarihine kadar varlık barışından yararlanmak isteyeceklerdir. Buna mahkeme değil kanun cevaz vermektedir.

2021 dönemi için matrah artırımı imkanı kanunda olmadığından 2021 dönemi için varlık barışından yararlanmak isteyenler bu fırsatı kullanabilecektir. 2021 öncesi dönemlerde de matrah artırımı yapmayan mükellefler yine varlık barışından yararlanmak isteyeceklerdir.

Öyle ki, 2022 dönemi için dahi varlık barışından yararlanılabileceği yönünde görüşler olmakla birlikte bu görüşe katılmadığımı ifade etmeliyim. Kanunlar lafzı ve ruhu ile anlam ifade ederler. Kanun lafzı buna cevaz veriyormuş gibi gözükse bile, daha beyan dönemi bitmemiş beyanları verilmemiş dönem için bu şeklide görüş bildirmek kanunun ruhuna ters düşecektir. Böyle bir düşünce ile mükellefler bütün gelirlerini beyan dışı bırakarak vergi ödemek istemeyeceklerdir ki, kanunun ruhu bunu amaçlamış olamaz!

Sonuç olarak, daha önce konuyu detaylı olarak bu köşede tartışmış ve görüşlerimi ifade etmiştim. Daha önce dile getirdiğim görüşler bu kararda da benimsenmiştir ve 7256 sayılı Kanunda yer alan varlık barışı düzenlemesi gizli matrah artırımı imkanı vermektedir!

Bu yazıyı paylaş: