Gazeteport/Thelira 11.12.2013 Tarihli "Ortağınızı seçerken dikkatli olun!" Başlıklı Ekrem Öncü Köşe Yazısı
- 11 Aralık 2013
Ekrem öncü
Ortağınızı seçerken dikkatli olun!
Değerli okurlarımız Yeni TTK ile getirilen önemli bir düzenleme kanaatimce yeterince anlaşılmış değildir. Bu düzenleme ise, ortakların kişisel borçlarından dolayı ortağın şirket hissesi ve kar payı yanında şirketin alacaklılarından olan alacağına da tedbir konulabilmesine yöneliktir.
Eski TTK'nın 145'inci maddesi düzenlemesi aşağıdaki gibidir.
'Bir şirket devam ettiği müddetçe ortaklardan birinin şahsi alacaklıları, haklarını ancak şirketin bilançosu gereğince o ortağa düşen kar payından ve şirket fesholunmuşsa tasfiye payından alabilirler. Henüz bilanço tanzim edilmemişse alacaklı bilançonun tanzimi neticesinde borçluya düşecek kar ve tasfiye payı üzerine ihtiyati haciz koydurabilir.
Sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerle anonim şirketlerde alacaklılar, borçlularına ait bulunan hisse senetlerini haczettirebilirler.
Yukardaki hükümler borçlu ortakların şirket dışındaki mallarına alacaklıların müracaat hakkını ihlal etmez.'
Yeni TTK'nın 133'üncü maddesi 'ortakların kişisel alacaklıları' başlığını taşımakta olup, Eski TTK'nın 145'inci maddesine tekabül etmektedir, ancak önemli farklılıklar da bulunmaktadır.
133'üncü madde ile 6762 sayılı Eski TTK'nın 145'inci maddesinden farklı olarak birinci fıkra sadece şahıs şirketlerine özgülenmiştir. Buna göre, bir şahıs şirketi (kollektif ve komandit) devam ettiği sürece ortaklardan birinin kişisel alacaklısı, hakkını şirketin bilançosu gereğince o ortağa düşen kâr payından ve şirket fesh olunmuşsa tasfiye payından alabilir. Henüz bilanço düzenlenmemişse alacaklı bilançonun düzenlenmesi sonucunda borçluya düşecek kâr ve tasfiye payı üzerine haciz koydurabilir.
133'üncü maddenin ikinci fıkrası ise, sermaye şirketlerine özgülenmiştir. Buna göre;
- sermaye şirketlerinde (anonim, limited ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketler)alacaklılar, alacaklarını, o ortağa düşen kâr veya tasfiye payından almak yanında,
- borçlularına ait olan, senede bağlanmış veya bağlanmamış payların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun taşınırlara ilişkin hükümleri uyarınca haczedilmesini ve paraya çevrilmesini isteyebilirler. Haciz, istek üzerine, pay defterine işlenir.
Haczedilecek veya paraya çevrilecek payın anonim, limited ve paylı komandit şirkete ait bulunması veya senede bağlanmış olup olmaması, herhangi bir hüküm farkı yaratmaz.
133/2 hükmünün bir diğer yeniliği, haczin ve paraya çevrilmenin hangi hükümlere göre yapılabileceğinin açıklığa kavuşturulmasıdır. Eski TTK'daki düzenlemeden farklı olarak, haczin, talep halinde pay defterine işlenebileceği hususu açıklığa kavuşturulmuştur. Bilindiği üzere, anonim, limited ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketler sermaye şirketi olup, ortakların şahsi alacaklılarına karşı sorumlulukları üç şirket türünde de aynıdır.
133'üncü maddenin üçüncü fıkrasına göre de, alacaklılar, tüm ticaret şirketlerinde alacaklarını, ortağın şirketten olan diğer alacaklarından da alabilme ve bunun için haciz yaptırabilme yetkisini de haizdir.
Bu düzenlemenin anlamı, tüm ticaret şirketlerinde borçlu ortağın şirketten olan alacaklarının tamamına haciz konulabilmesidir. Yani, şirketin üçüncü şahıslardan olan alacaklardan borçlu ortağın payına düşeceği kabul edilen tutar üzerine de haciz konulabilecektir. Bu düzenleme Eski TTK'da bulunmazken Yeni TTK ile kanuna girmiştir.
Dördüncü fıkra ile de, yukarıdaki hükümlerin borçlu ortakların şirket dışındaki mallarına alacaklıların başvurmalarına engel olmayacağı düzenlenmiştir.
Sonuç olarak, şirket kurarken ortak olacağınız kişilerin şahsi borçları olup olmadığına dikkat etmek ileride yaşanabilecek hacizler bakımından önem arz etmektedir. Aksi türlü, umutlar bağlayarak kurulan ortaklıklar hüsranla sonuçlanabilir.