Size nasıl yardımcı olabiliriz?
Köşe Yazıları
img

Dr. Ekrem Öncü

Yeminli Mali Müşavir

Gazeteport/Thelira 09.03.2015 Tarihli "Sahte faturaya hapis cezası kalkıyor mu?" Başlıklı Ekrem Öncü Köşe Yazısı

  • 9 Mart 2015

Ekrem öncü

    

Ekrem Öncü
 
 
 
 

Sahte faturaya hapis cezası kalkıyor mu?

Değerli okurlarımız sahte fatura düzenleme, kullanma, defter ve belgeleri ibraz etmeme, muhasebe hilesi yapma gibi durumlarda VUK 359 uyarınca hapis cezası uygulanmaktadır. Ancak VUK 359 uyarınca hapis cezası uygulanan durumlarda aynı zamanda para cezası da gündeme gelmektedir. örneğin, sahte fatura düzenleyenlere hapis cezası yanında sahte fatura düzenlemekten gelir elde dildiği gerekçesi ile vergi tarhiyatı da yapılabilmektedir. Yine sahte fatura kullanmanın, defter ve belgeleri ibraz etmemenin, muhasebe hilesinin hem hapis hem de para cezası bulunmaktadır. Literatürde aynı fiil nedeniyle iki defa ceza verilmesine 'aynı suçtan ötürü iki kez yargılanmama' ilkesi denilmektedir. 

 
Son zamanlarda AİHM (Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi) Kararlarında vergi suçlarında  'aynı suçtan ötürü iki kez yargılanmama' ilkesi ekseninde hapis cezası ile idari para cezasının birlikte uygulanamayacağı yönünde kararlar çıkmaktadır. AİHM defter ve belgelerin ibraz edilmemesinden ötürü hem idari para cezası hem de hapis cezası verilen davalarda 7 numaralı Protokolün 4. maddesi uyarınca yaptığı incelemelerde aynı suçtan ötürü iki kez cezalandırılma yasağının ihlal edildiğine karar vermektedir. Yani, aynı fiilden dolayı hem idari para cezası hem de hapis cezası verilmesini bu Protokol çerçevesinde kabul etmemektedir (bkz., Nykenan/Finlandiya, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin 20.05.2014 tarihli kararı). Yine, Ruotsalainen/Finlandiya ve Glantz/Finlandiya Kararlarında üç kat vergi ziyaı cezası yanında hapis cezasının da verilmesini 7 numaralı Protokolün 4. Maddesine aykırı bulmuştur.
 
Türkiye'de de hem hapis hem de para cezası alan bir mükellef AİHM'e başvurabilir mi?
 
AİHM'in aynı suçtan ötürü iki kez yargılanmama ilkesini düzenleyen 7 numaralı Protokolü'nün 4. Maddesine istinaden aynı suçtan ötürü iki kez cezalandırılma yasağının ihlal edildiğine karar vermektedir. Ancak hemen belirtelim ki, Türkiye 7 numaralı Protokole taraf değildir. Bu nedenle de, 7 numaralı Protokolün 4. Maddesine atıf yaparak, Türkiye'de de VUK 359 uyarınca hem idari para cezası verildiği hem de hapis cezası verildiğinden hareketle AİHM'e başvurmak mümkün değildir.
 
Türkiye'de hapis cezası ile para cezası birlikte uygulanmalı mıdır?
 
Bu sorunun cevabı tek cümle ile uygulanmalı ya da uygulanmamalıdır şeklinde olamaz. VUK 359 kapsamındaki fiiller birbirinden farklıdır. örneğin, sahte fatura düzenleyen birine sadece para cezası verilmesi halinde sahte fatura düzenleme fiili oldukça yaygınlaşacaktır. Bunun iki nedeni vardır, birincisi Türkiye'de vergi oranları çok yüksektir. %18 KDV ve %20 Kurumlar Vergisi yükünden kurtulmak isteyenler çok rahat sahte fatura kullanmak isteyeceklerdir. Ancak, vergi oranları düşük olmuş olsa idi sahte fatura kullanmaya mükellefler başvurmak istemeyeceklerdi. Dolayısıyla, sahte fatura düzenleme fiili de böyle bir durumda azalacaktı. İkinci neden ise, sahte fatura düzenleyene verilen para cezasının hapis cezası ile kıyaslanmasının bile mümkün olmamasıdır. Sahte fatura düzenleyenlere %4 gibi bir gelir elde edildiğinden bahisle tarhiyat yapılmaktadır ve bu ceza sahte fatura düzenlemeye teşvik edici olacaktır. Bu durumda hapis cezasının olmaması halinde sahte fatura düzenleme niyeti olanlar çok rahat bu işe girişeceklerdir.
 
Sahte faturayı kullananlar da sadece para cezası ile kurtulacaklarını düşünecek olurlar ise bu yola başvurabileceklerdir. Hapis cezasının olmaması halinde sahte fatura kullananlar yakalanacak olurlar ise zaten ödemesi gereken vergiyi ödeyecek, yakalanmaz ise de kaçırdıkları vergi yanlarına kar kalacaktır.
 
Türkiye için yapılması gereken VUK 359'un tamamen yeniden gözden geçirilmesi, uygulamada birliğin sağlanması ve vergi oranlarının düşürülmesidir. VUK 359 bu haliyle oldukça sıkıntılıdır ve hapis cezasını düzenleyen bir kanun maddesi daha net düzenlemeler içermelidir.  Mükelleflerin sahte faturaya başvurmalarının en önemli gerekçesi daha az vergi ödemek istemelerinden kaynaklanmaktadır. Vergi oranlarının düşürülmesi ile daha az vergi ödeyen firmalar kesinlikle sahte fatura kullanmaya tenezzül etmeyeceklerdir. 
 
Kanaatime göre vergi yasalarının mevcut haliyle sahte faturaya hapis cezasını kaldırmak Türkiye'de kaosa neden olur. Kaldı ki, AİHM'in bu konudaki Kararları Türkiye'nin 7 numaralı Protokole taraf olmaması nedeniyle Türkiye için bağlayıcı değildir. İdeal olan mükelleflerin yasalara uyması ve hapis cezası ile muhatap tutulmamalarıdır. Bir gün bu ideale ulaşılmasını umut ederek yazımızı noktalayalım.
 
 

Bu yazıyı paylaş: