Size nasıl yardımcı olabiliriz?
Köşe Yazıları
img

Dr. Ekrem Öncü

Yeminli Mali Müşavir

Gazeteport/Thelira 02.03.2015 Tarihli "Aynı konuda farklı özelge verilmesi mümkün mü?" Başlıklı Ekrem Öncü Köşe Yazısı

  • 6 Mart 2015

Ekrem öncü     
Ekrem Öncü
 
 
 

Aynı konuda farklı özelge verilmesi mümkün mü?

Değerli okurlarımız bugünkü yazımızın konusunu mükelleflerin uygulamada tereddüte düşmeleri halinde Maliye/Gelir İdaresi Başkanlığından görüş istemelerine ayıracağız. Konuyu ele alma nedenimiz özelge sisteminin Ağustos 2010'dan itibaren değişmiş olmasına rağmen bu değişikliğin yeterince anlaşılmamış olduğunu gelen sorulardan görmüş olmamızdır.  

Bilindiği üzere Vergi Usul Kanununun (VUK) 413'üncü maddesi 6009 sayılı Kanunun 15'inci maddesi ile 01.08.2010 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere değişmiştir. Buna göre, Mükellefler, Gelir İdaresi Başkanlığından veya bu hususta yetkili kıldığı makamlardan, vergi durumları ve vergi uygulaması bakımından müphem ve tereddüdü mucip gördükleri hususlar hakkında yazı ile izahat isteyebilir.

Gelir İdaresi Başkanlığı, kendisinden istenecek izahatı özelge ile cevaplandırabileceği gibi, aynı durumda olan tüm mükellefler bakımından uygulamaya yön vermek ve açıklık getirmek üzere sirküler de yayımlayabilir.

Sirküler ve özelgeler, Gelir İdaresi Başkanlığı bünyesinde (GİB), Gelir İdaresi Başkanı veya tevkil edeceği bir başkan yardımcısının başkanlığında en az üç daire başkanından müteşekkil bir komisyon marifetiyle oluşturulur.

Söz konusu komisyonda oluşturulmuş sirküler veya özelgeler ile konu, kapsam ve ilgili olduğu mevzuat bakımından tamamen aynı mahiyeti taşıyan bir hususta izahat talebinde bulunulması halinde, komisyon tarafından oluşturulan sirküler veya özelgelere uygun olmak şartıyla Gelir İdaresi Başkanlığı taşra teşkilatı tarafından da özelgeler verilebilir.

Sirküler ve vergi mahremiyetine ilişkin hükümler gözönünde bulundurulmak şartıyla özelgeler, Gelir İdaresi Başkanlığınca internet ortamında yayımlanır.

Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Maliye Bakanlığınca çıkarılan yönetmelikle belirlenir.

Söz konusu 'Mükelleflerin İzahat Taleplerinin Cevaplandırılmasına Dair Yönetmelik' 28.08.2010 tarihli ve 27686 saylı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.  

Yönetmeliğin 4'üncü maddesi uyarınca, Komisyon, Başkanlık bünyesinde, Gelir İdaresi Başkanı veya tevkil etmesi hâlinde gelir yönetimi daire başkanlıklarından sorumlu olan bir başkan yardımcısının başkanlığında, üç kişiden az olmamak şartıyla gelir yönetimi daire başkanlıklarından sorumlu daire başkanlarından teşekkül eder.

Komisyona, gelir yönetimi daire başkanlıkları dışında bir daire başkanlığı tarafından özelge taslağı sevk edilir ise taslağı sevk eden daire başkanı da sevk edilen bu taslakla sınırlı olmak üzere üye sıfatıyla Komisyona katılır. 

Yönetmeliğin 6'ncı maddesi uyarınca ise, Komisyon, özelge taslaklarını oy çokluğu ile aynen veya değiştirerek onaylar.

özelgelerin nasıl oluşturulacağı ise Yönetmeliğin 11'inci maddesinde düzenlenmiştir. özelge sistemindeki en önemli yenilik bu maddede düzenlenmiştir.

Buna göre, konu, kapsam ve ilgili olduğu mevzuat bakımından ilk defa özelge talep edilen hususlara ilişkin olarak özelge taslağı hazırlanarak, Başkanlığa gönderilir ve Komisyonun onayından sonra özelge tayin edilir.

Komisyonca onaylanmış özelgeler emsâl teşkil etmek üzere özelge Otomasyon Sisteminde bu amaçla hazırlanan emsâl özelge havuzuna konulur.

Vergi dairesi başkanlıkları ile vergi dairesi başkanlığı bulunmayan illerde defterdarlıklar, Komisyonda oluşturulmuş sirküler veya özelgeler ile konu, kapsam ve ilgili olduğu mevzuat bakımından tamamen aynı mahiyeti taşıyan bir hususta özelge talebinde bulunulması hâlinde, Komisyon tarafından oluşturulan sirküler veya emsâl özelge havuzunda yer alan özelgelere uygun olmak şartıyla özelge verebilir.

Aynı Mahiyeti Taşıyan Bir Hususta Farklı özelge Verilebilir Mi?

VUK 413'üncü maddesinde yapılan ve 01.08.2010'dan itibaren yürürlüğe giren değişiklik sonrası konu, kapsam ve ilgili olduğu mevzuat bakımından tamamen aynı mahiyeti taşıyan bir hususta farklı mukteza verilmesi mümkün olmayacaktır. 

Değişiklik sonrası konu, kapsam ve ilgili olduğu mevzuat bakımından tamamen aynı mahiyeti taşıyan bir hususta Gelir İdaresi Başkanlığı bünyesinde oluşan komisyon tarafından bir özelge verilmiş ise sonrasında istenecek özelgelere Vergi Dairesi Başkanlıkları veya Defterdarlıklar cevap vereceklerdir.  

Konu, kapsam ve ilgili olduğu mevzuat bakımından tamamen aynı mahiyeti taşımayan bir hususta ise özelge verecek mercii Gelir İdaresi Başkanlığı olacaktır.

Sorumuzun cevabına dönecek olur isek, konu, kapsam ve ilgili olduğu mevzuat bakımından tamamen aynı mahiyeti taşıyan bir hususta farklı bir özelge verilemeyecektir. örneğin, bir işlemin Katma Değer Vergisine tabi olup olunmadığı sorulmuş ve GİB'te oluşan komisyon da işlemin KDV'ye tabi olduğu yönünde görüş bildirmiş ise, sonrasında Vergi Dairesi Başkanlıkları ile Defterdarlıklar  bu işlemin KDV'ye tabi olmadığı yönünde görüş belirtemeyeceklerdir. GİB'te oluşan komisyonun sonradan görüş değiştirmesi de kanaatimce oldukça ciddi sorun yaratacaktır. Eğer ki, sonrasında işlemin KDV'ye tabi olmayacağı yönünde GİB komisyonunun bir görüşü oluşacak ise kanuni düzenleme yapılması daha doğru bir yol olacaktır. Aksi türlü önceki görüşe göre işlem yapan mükellefler mağdur olacaklardır.

Yine, örneğin bir kiralama işlemi üzerinden Gelir Vergisi Stopajı yapılıp yapılmayacağı sorulmuş ve GİB komisyonu işlem üzerinden stopaj yapılması yönünde görüş belirtmiş ise sonradan Vergi Dairesi Başkanlıkları ile Defterdarlıklar işlem üzerinden stopaj yapılmaması yönünde görüş belirtemeyeceklerdir.

01.08.2010 tarihinden itibaren VUK 413'üncü maddede yapılan değişiklik oldukça önemlidir ve olması gereken bir düzenleme yapılmıştır. Bilindiği gibi, Anayasamızın 73'üncü maddesinde de vergi ödemede adalet, eşitlik ve ödeme gücü ilkesi benimsenmiştir. özelge konusunda VUK 413'te yapılan değişiklik te bu ilkelerin bir yansımasıdır. Bu değişiklik sonrası aynı durumda olan mükelleflere farklı bir görüş verilemeyecektir. Bir mükellefe verilen görüş ne ise diğerlerine de aynı görüş verilecektir. Değişiklik öncesi aynı konuda farklı mükelleflere farklı görüşler verilebilmekte idi. Ancak, Anayasasında adalet, eşitlik ve ödeme gücü ilkesini benimseyen bir hukuk devletinde aynı durumda olan mükelleflere farklı görüşler verilmesi kabul edilebilir bir uygulama olamazdı. VUK 413'te yapılan değişiklik ile de bu durum önlenmiş oldu.

 

 
 

Bu yazıyı paylaş: