Size nasıl yardımcı olabiliriz?
Köşe Yazıları
img

Dr. Ekrem Öncü

Yeminli Mali Müşavir

Gazeteport/Thelira 15.11.2013 Tarihli "Şirket ortakları kardan yoksun bırakılabilir mi?" Başlıklı Ekrem Öncü Köşe Yazısı

  • 15 Kasım 2013

Ekrem öncü
Ekrem Öncü
 
 
 
 

Şirket ortakları kardan yoksun bırakılabilir mi?

Bilindiği üzere, şirket ortakları sermaye koyarlar ve koydukları sermayeyi işleterek kar elde etmeye çalışırlar. Elde edilen karı ise genellikle ortaklar hisseleri oranında paylaşırlar. Ancak durum bu kadar basit değildir. Yazımızda ele alacağımız üzere ortakların kardan yoksun bırakılacakları haller mümkündür. Kardan yoksun hisse senetlerinin anlam ifade etmeyeceği akıllara gelebilir. Ancak farklı saiklerle hisseler elde tutulabilir.

 

TTK'nın 478'inci maddesine göre, ilk esas sözleşme ile veya esas sözleşme değiştirilerek bazı paylara imtiyaz tanınabilir. İmtiyaz; kâr payı, tasfiye payı, rüçhan ve oy hakkı gibi haklarda, paya tanınan üstün bir hak veya kanunda öngörülmemiş yeni bir pay sahipliği hakkıdır.
 

Sermayesinin yarısından fazlası tek başına veya birlikte; Devlet, il özel idaresi, belediye ve diğer kamu tüzel kişileri, sendikalar, dernekler, vakıflar, kooperatifler ve bunların üst kuruluşlarına ait anonim şirketlerde ve bu şirketlerin aynı oranda sermaye payına sahip oldukları iştiraklerinde; bunların sahip oldukları paylara tesis edilebilecek imtiyazlar hariç olmak üzere, diğer paylara, belirli bir grup oluşturan pay sahiplerine, belirli pay gruplarına ve azlığa bu Kanunda düzenlenen herhangi bir imtiyaz tesis edilemez. Bu hüküm, payları borsada işlem gören anonim şirketlere, 5411 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinde tanımlanan kredi kuruluşlarına ve finansal kuruluşlara uygulanmaz.
 

Diğer yandan TTK'nın 507'nci maddesi uyarınca, her pay sahibi, kanun ve esas sözleşme hükümlerine göre pay sahiplerine dağıtılması kararlaştırılmış net dönem kârına, payı oranında katılma hakkını haizdir. Şirketin sona ermesi hâlinde her pay sahibi, esas sözleşmede sona eren şirketin mal varlığının kullanılmasına ilişkin, başka bir hüküm bulunmadığı takdirde, tasfiye sonucunda kalan tutara payı oranında katılır.
 
Esas sözleşmede payların bazı türlerine tanınan imtiyaz haklarıyla özel menfaatler saklıdır.
 
Sermaye Piyasası Kanunu ve ilgili mevzuat hükümleri saklıdır.
 
Kar payı dağıtımına ilişkin olarak TTK ile getirilen önemli bir yenilik 507/3 düzenlemesi olan, SPK ile ilgili hükümlerin saklı olduğu düzenlemesidir.
 

Yıllık karın nasıl hesaplanacağı ise 508'inci maddede düzenlenmiştir. Buna göre, esas sözleşmede aksine bir hüküm yoksa, kâr ve tasfiye payı pay sahibinin sermaye payı için şirkete yaptığı ödemelerle orantılı olarak hesap edilir. Yıllık kâr, yıllık bilançoya göre belirlenir.

TTK 507/3'te SPK ile ilgili mevzuat hükümlerinin saklı olduğu düzenlenmiş ve Sermaye Piyasası Kanununun 19/3 maddesinde konu düzenlenmiştir. Buna göre, halka açık ortaklıklarda kâr payı, dağıtım tarihi itibarıyla mevcut payların tümüne, bunların ihraç ve iktisap tarihleri dikkate alınmaksızın eşit olarak dağıtılacaktır.
 

Sermaye Piyasası Kanunu kar dağıtımına ilişkin olarak herhangi bir ayrıcalık tanımamaktadır. Nitekim TTK'da SPK ile ilgili hükümler saklıdır denilerek iki kanun arasında paralellik oluşturulmuştur.
 

Bunun anlamı şudur, Sermaye Piyasası Kanunu kapsamında olmayan firmalarda TTK hükümleri doğrultusunda kar payına yönelik sınırlama getirilebilecek iken, SPK kapsamında bu mümkün değildir. çünkü SPK 19/3'ün bir istisnası bulunmamaktadır.
 

Bu halde de, örneğin halka açık olmayan şirketler halka açılmak istiyorlar ise ve esas sözleşmelerinde bazı paylara kar payı yönünden ayrıcalık tanınmış ise, esas sözleşmelerini değiştireceklerdir.
 

SPK'nın 19/3 maddesi eleştiri konusu yapılmaktadır. Ancak, diğer yandan kar payından bazı hissedarların yararlandırılmaması ya da bazı hissedarlara ciddi şekilde ayrıcalık tanınması da eleştiri konusu yapılabilir. Konu, Borçlar Kanunu ve Anayasa boyutuyla hem TTK düzenlemesi hem de SPK düzenlemesi bağlamında eleştirilebilir.
 

Sonuç olarak, SPK kapsamındaki firmaların ortaklarına kar payı boyutuyla ayrıcalık tanınması mümkün değilken, TTK ile bu mümkündür.
 
 
 
 

Bu yazıyı paylaş: